yaklaşımlarÖzkan YıkıcıFatsa'yı hatırlarken - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Fatsa’yı hatırlarken – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Bayramla birlikte iyice gündemle dondurulma sürecini yaşıyoruz. Hele benim gibi Karpazda birkaç gün geçiriyorsanız, internet tecavüzleri sonucu isteseniz de epey terlemeden kulanıma ulaşamazsınız. Böyle bir döngüde Karpazı brakıp Lefkoşaya geldim. Gerçekten bizde donuklaşma ile haberlerden kopuş epey yaygınlaştı. Bakalım Bayram sonrası nasıl bir dünyada uyanacaklar, bilmem. Halbuki Sirilanka altüstler dahi oldukça krizlerle kitle protestoları giderek yaygınlaşıyor. Baskılar artıyor. Ama, K. Kıbrıs benzer konuları yaşasa da şimdilik sesizlik hakim. Politikacılar da fırsatdan kendileri de tatil yapıyor. Ama, benim beynim bayram falan dinlemiyor. Nitekim, zorlu internet ulaşımına rağmen ilgisiz olmadığım yazdığım makalelerle de kanıtlanıyhor. Fakat, sıcak olsa da ilgisizlik artsa da geçmişle olan bağların havıza kaybında tatil yaptırılmasına rağmen, bayram tatilinde donuklaşan düşünceme rağmen, Fatsayı aklıma birden getirmem anında oluştu. 11 Temuz günü daha sabahleyin yürüyüş yaparken, güneş ufukta henüz görünürken, yaşlı halimle yorgunluk erken gelirken, birden beynim beni gençliğime taşıdı. Öyle ki günümüzün basit sorusuna da yanıtı kondurtu. Hep denir ya: solun başarı örneği hani, işte Fatsa örneği bunlardan birisidir. Üstelik, başarılı oluşuyla ödetilen bedel de günümüz karnlık siyasetinin de nasıl oluşturulduğunun acı itirafıydı.

Yolda yürüyordum. 11 Temuzda henüz güneş tam doğmadı. Ama, ağustos böcekleri ötüyordu. Güvercin ve Kumru sesleri de uzaktan tenpo tutar gibi Ağustos böceklerine eşlik ediyordu. Bir tabiyat uyumu vardı. Ancak, etrafta yükselen binalar, bu bölgenin de nasıl ilerde nefes alamayacak dereceğe geleceğinin net mesajıydı. Ama, klasik K. Kıbrıs kafasıyla “şimdi fırsatdır, yüksek fiyatla rumdan kalan tarlaları saltalım” anlayışı rantın işdahını kabartıyordu.

Böylesi ortamda kendi kendime dolaşırken, günün 11 Temuz olduğunu telefonun sesinden duydum. Hemen durmuş gibi olan beynim beni seneler öncesine getirdi. Yıl 1980. Yine Temuz sıcaklığı kavuruyordu. Ratyolar ısrarla bir operasyondan söz ediyordu. Öyle yurtdışı askeri hareket değildi. Türkiyenin örnek belediyesi Ordunun Fatsa ilçesine müdahale edilip sağ cenaha göre “kurtarıldı” kelimesi kulanıldı. Halbuki genel anlayış, Türkiyenin örnek demokratik belediye uygulanan yeriydi Fatsa. Bu ayni zamanda tarihi mesajdı da: hem Fatsa belediyesi yıkıldı hem de sonraki askeri darbenin de provasıydı. Nitekim kısa zaman sonra 12 Eylül darbesiyle de türkiye daha bir karanlığa sokuldu.

Hep sorulurdu, solun başarılı bir örneği varmı: işte Fatsa döneminin en önemli örneği idi. Devrimci Yolun seçime katılarak Terzi Fikri belediyef başkanlığını ezici sonuçla kazanır. Sosyalist devrimciler merakla nasıl bir uygulama olacağını heycanla beklerken, faşist ve sermmaye kesimi daha baştan buranın nasıl yok edileceğinin hesabına girdiler. Başarılı devrimci bir örnek demek, devamının da gelmesi demekti. Üstelik, Devrimci Yol tek başına seçime girip, resmen resmi partilerin çok önünde seçimi alıyordu. Devamında Fatsa hep konuşuldu. Suçla mücadeleden tutun kültürel fesdivaleri hep gündem oldu. Adı dahi duyulmayan bu ufak ilçe biriden sosyalist ada deneyimle konu oluyordu. Konu olmak ve hele başarılarla taşları örme olunca, resmi probaganda çirkinlikleri de tırmandırıldı. Bölgede suç oranının düşmesi üreticiye yönelik koperatifli ortak dağıtımlar ve nice başka konudaki önemli güzel uygulamalar, Ankarayı hep rahatsız ediyordu. Oysa  dünyalaşan Fatsa sosyalist belediyeciliğin de nasıl yapıldığının ışığı idi. Bu Türkiye devletini rahatsız ediyordu. Yeni adaların oluşması ve oluşturulan anti sosyalist harekete senpatinin gelişmesi işlerine gelniyordu. Uyduruk haberler peşpeşe yayınlanıyordu. Hat ta Fatsada askeri tatbikat yapıldığı yalanını dahi Hüriyet gazetesi mahşetden çekiyordu.

Güzel işlerin olması artık tedirginliği de devlet açısından artırdı. Üstelik yılın başında açıklanan 24 Ocak kararları da Haziran ayında Demirel iflasını ve uygulanamayacağını da itiraf ediyordu. Türkiye Neoliebraleşme adına askeri darbe kaçınılmazlığı vardı. Üstelik Fatsa örneği de gidrek senpatik hale doğru geliyordu. Fatsa deneme modeli olarak seçildi. Önce kışkırtma yapıldı. Yeni Ordu valisi unutulmaya başlanan cinayetleri faşistleri teşvikle işletmeğe başladı. Hala Fatsada etkisi pek olmuyordu. Ortak komitelerle işler kolektif halde işletiliyordu. Yöreye giden başta resmi gazetecilere Fatsalılar hep şu soruları soruyorlardı: “neden buradaki gerçekleri yazmıyorsunuz, neden hepyalan yazıp başka durumlarla bilgilendirme yapıyorsunuz” deniyordu. Ama, kısgac net idi. Türkiye başarısız olunan İMF 24 Ocak kararları nedeniyle bunların uygulanması adına darbe gerekiyordu. İlk kıvılcımı da devrimci belediyecilik örnek halindeki Fatsa seçildi. 11 Temuz 1980 yılında Fatsa resmen ordu tarafından işkal edildi. Sanki bir düşman ülkeğe girer gibi girildi. Büyük tutuklamalar oldu. İşkenceler yapıldı. Nifusun önemli sayıdaki insanı resmen tutuklanıp yargılandı. Böylelikle doğruları yapmaya çalışan, katılımcılık belediye başarılı yapısı, kendi ülke ordusu tarafından işkal edilir gibi yıkıldı. Buda Fatsa deneğiminin devlet tarafından yıkılma tarihi sonucunu oluşturdu.

Çok geçmedi, iki ay sonra da askeri darbe yapılarak, Türkiye cunta dönemine girdi. Bunun acıları hala beleklerde. 12 Eylül rejiminin planlaması ise kurumsallaşıp hazırladığı sonuç, günümüzdeki AKP tek adam süreciyle de devam etmektedir. Bu kısa geçmiş yolculuk bize hep sorulup da yanıt verilmeyen yanıtın acı yaşananıdır. Devrimcilerin başarılı örneği vardır. Fakat, kapitalizmin hele de yeni sömürge ülkelerde böylesi belediyecilik başarılı örnekleri dahi yok. Fatsa bu nedenle hep ayrıcalıklı kısa dönemli belediyecilik güzel örneğidir. Başarılı olunmasına rağmen, sonuçta demokratik ve başarılı örnekleri, kapitalist sistemin nasıl tahammül etmeyip yıktığı da sistemin gerçek yüzü olarak da kanıtlandı.

Karpazdan ayrıldım: en azından Lefkoşada internet kulanım şansım daha kolaydır. Böyle bir alt yapıyla yaşamak zorunda brakılıyoruz. Hem ilk uğradığım Mağusa, sonra Yeni Erenköydeki belediye rezaletleri oldukça çirkindi. İnsanlar belediyecilik olmasın diyecek aşamada. Lefkoşaya girdim. Şimdi de hani kimsenin bilmek istemediği sol genelek Fatsa deneğiminin yıl dönümlü yok edilişi üzerinden de sosyalistlerin de başarılılarını yazarak makalemi tamamlıyorum. Fatsaları unutmamak önemlidir. Hatırlatalım ki solun nasıl bir dünya istediğinin de örneğini bilsinler.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
234AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin