yaklaşımlarÖzkan YıkıcıSri Lanka: K. Kıbrıs değildir - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Sri Lanka: K. Kıbrıs değildir – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Aylardır asyanın önemli ada ülkesi Sirilankada protestolar yaşanmaktaydı. Devletin tüm çabalarına, hükümetin istifa etmesine karşın, ne olaylar sonlandı, nede değişen hükümet çare bulma sonucuna geldi. Sonunda, birikem protesto öfkesi, önce yeni başbakanın evini yaktı. Sonra sarayı işkal edip resmen şov yapıldı. Direnip istifa etnmeyen Radapast sonunda istifayı saraydan kaçarak kabulendi. Fakat, şimdilik değişen bir şey yok. Yakıt sıkıntısı, elektrik kesintileri 13 saate dek genişletirken, fırınlar yakıt bulamama sonucu ekmeğin dahi bulunmasında tehliklerin oluştuğunu açıklıyordu. Kısaca; Sirilanka yeniden tarihi önemli dönemeçten geçmektedir.

Sirilankada, aylardır süren protestolar, çözümsüz sorunlarla birleşince, oluşan dalga sarraya varılarak sonlandı. Bu durum daha bir karışıklık da getirdi. İstifa eden hükümetin yerine kurulacak yeni yönetim durumu da net değil. Askerin el koyma seçeneği de seslendirilmeğe başlandı. Yakıt krizi, dövüz sıkıntısı, gıda krizi ve en son buna piyasadaki kısırlık da eklenince, Sirilanka kaynamaya başladı. Hanedan yönetim şekline dönüşen başkan ve hükümet biçimi ise çözüm bulamıyordu. Fırsatı kulanmaya başlayan Çin, Hindistan ve Amerika da hamlelerini yapyorlardı. İMF hemen bildik tavrıyla görüşmeler önerdi. Tuhaf olan şu: Sirilankada yoksuluk ve kıtlık derinleşirken, Sirilanka ilaç reçetesinde de kemelerleri sıkma olması olasılığı, kapitalizmin net yaşam felsefesinin ifadesidir.

Sirilanka aylardır kaynıyor. K. Kıbrısta da benzer sorunlar var. Üstelik müdahaleler de var olan kurumsal yapıyı çökerti. Yine de çözümler yok. Ama, öfke sokağa yansımıyor. Gereken yere tepki de hala gidilemmeme durumunda. Ama sanki bir yerdeki tepkinin aynen öteki yerlerde de olacağı düşüncelerle, bunu kulanmak isteyenlerin de çıkacağı da kesin. Kendileri bir şey yapmadan, başkasının yaptıklarını örnek gösterip, koşullar değerlendirilmeden sanki aynisi gelecekmiş gibi psikolojik politika yapılma fırsatı da vardır. Oysa Sirilanka yeni sömürge bir yapılanış içindedir. Halbuki özellikle K. Kıbrıs onun da ötesinde resmen ilhaklaşma sürecinde eldeki karar alma yetkilerini de çoktan teslim etti. Bu fark her zaman hatırlatılıp bilinmesini sağlamak gerekir. Çünkü bizdeki hastalık, birşeyler yapma yerine şuna benzemek veya orda böyle şeyler oldu ile avunmak, özenmekle zamanımız geçti.***

Sirilanka yeniden tarih yazıyor. Uluslararası ilişkilerde hele de günümüz ekonomik krizler döngüsünde orada olan gelişmeler önemlidir. Sadece kriz isimlerini alırsak, aynılarının buraada da ya oluştuğu veya gelmekte olduğunu da anlarız. Sirilankadaki önemli kendine has fark, tarihi boyunca sosyal patlamalar olup iç savaş dönemlerini de yaşamasıdır. Nitekim dünyada ünlü 81 Seylan ayaklanması sosyalist tarih bakımından çok önemli derslerle doludur. Yine Tamilerle olan iç savaştaki sonlandırma ve dünyanın tavrı da başka bir siyasal felaketdir. Yine de yeri geldiğinde sirilankada ayaklanmalara sık sık raslarız. Ancak, son dönemdeki Radapastın hanedan yönetimine geçişle olanlar da ibretliktir. Seçimle olsa da yönetimde ayle sülale bağlarla koltukların paylaşılıp hanedanlaşması, tek tip politik durumun sonuçları bakımından en başta burada benzerini savunanlara da tokat gibi karşılıktır.

Sirilankadaki olayları incelerken de ülkenin yeni sömürge olduğunu da unutmayalım. Son dönemde Çin, Hindistan ve ABD İngiltere eksenli rekabetin de ülkede önemli kırılmlar yaratıldığı da kesindir. Üstelik, bize de önemli ders olacak olan “borçlanma”süreci ülkenin aşmazına aşmaz ekleti. Ödeyememe ve döviz arama kısgacında, italat ürünlerinin de alınamamasını da güçlendirdi. Bunlar da krize dönüştü. Döviz kıtlığı, yakıt alamama ve gıda bulma zorlukları da yeni ek durumlar yaratıldı. Çin ve Amerika bu fırsatı, ülkeye hegemonya kurma silahı olarak kulanmaya başladılar. İMF fırsatı da genel emperyalist kurumsallaşmasının basit ekonomik tavrıdır. Şimdi, Sirilanka darmadağın oldu. Oluşan öfke ise sarayı dahi işkal edecek konuma geldi. Sokak olaylarında en az 2 vekil öldürüldü. Ama, muhalefet, tepki konusunda sokakta hareket ederken, ortak siyasal mesajı hala yok. İMF bu nedenle yeni kredi ve kemer sıkma ilacını içirmede karşısında önemli güç bulmama olasılığı da var. Ahali kızgınken, sunulan reçeteyi tam anlamadan kabullenme kredisine girme olasılığı mevcut. Çünkü, sanki reklamlarla, imajlarla İMF görüşmelerinin çözüm veya nefes aldırma kuramlarıyla birlikte işletilmektedir. Sokak protestosunda, hele de çaresizlik içinde siyasal seçeneksiz durumda, bazı önemli yanlışların kolayca kabullendirildiğine çok tanık olduk. Hele debu konumda ABD de varsa.

Kısaca, Sirilankada protestolar sarayın içine dek ulaştı. Direnen cumhurbaşkanı istifa yapmak zorunda kaldı. Yeni başbakanın evi yakıldı. Ama etrafta İMF de dolaşıyor. Fırsat koluyor. Çin kendini uzakta tutmaya pek niyeti yok. Hindistan da yardım teklifi yapıyor. Fakat, şimdilik karşılık verecek hükümet yok. Ama açlık ve elektriksizlik aldı başını gidiyor. Bakalım Sirilanka bu girdaptan nasıl çıkacak. Tüneldeki ışık doğru veya sahtemi ikileminde günler yaşanarak yanıtlarını verecek.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
240AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin