yaklaşımlarYılmaz ParlanVatandaş nasıl soyuluyor - Yılmaz Parlan
yazarın tüm yazıları:

Vatandaş nasıl soyuluyor – Yılmaz Parlan

Yeniçağ podcastını dinleyin

Eskiden banka soygunları vardı maske takıp bankaya veya soymak istediğiniz yere gider bunu gerçekleştirdiniz. Şimdilerde devir devran değişti bunu artık çeteler yapmıyor ya kim yapıyor devletin kendisi hem de en katmerli bir şekilde acımasızca hem de düşman askerlerinin bile yapmayacağı bir şekilde.

Devletin kendisi soymakla kalmıyor aldığı kararlarla da kendi yandaşlarına da sizi soydurtuyor. Yani işin türkçesi dalga dalga soyuluyorsunuz. Savaşta bile insanlar bu denli soyulmuyor.

COVİD bahanesi ile anayasa çatır çatır ihlal ediliyor

Soygunu gerçekleştirmek için sığındıkları bahane COVİD 19 ve hükümetler bu işi sevdi çünkü bunun arkasına saklanarak OHAL’de bile olmayan yetkiler kullanıyor anayasa çatır çatır ihlal ediliyor. Devletin birinci görevi kendi vatandaşını korumak olması gerekirken kendisi resmen bir çeteye dönüşüyor ve insanlar güpe gündüz soyuluyor.

‘’Abi yine zam yaptılar’’

Söze kendimden örnek vererek başlayacağım Benzine son zamdan önce arabama 300 tl’lik benzin koydum gösterge 527 mil yapacağımı gösteriyordu çok değil 4-5 gün sonra gittiğim benzincide çalışan ‘’Abi yine zam yaptılar’’ diyecekti. Yine 300 tl koydum gösterge 444 mil yapacağımı söylüyordu. Aradaki fark 83 mildi yani bir depoda tek bir zamla bu kadar çalınıyordum.

Ülkede yüzbinlerce araç olduğunu düşünün ve vurgunun boyutunu anlayın. Bu zammın 1 ay içinde 4 kez üstüste yapıldığınıda unutmayın.

Protokolların arkasına saklanıp haklarınızı iptale yöneliyorlar

Olay bu kadarla bitse neyse benzine yapılan zamla birlikte herşeye zam yapılıyor ama ellerinden yine kurtulamıyorsunuz aldıkları talimatı yerine getirmek için TC ile yapılan protokolların arkasına saklanarak hayat pahalılığını kaldırmak çin girişimde bulunuyorlar cüret ki ne cüret.

Kıçınızdaki donu da almak için hamle yapıyorlar olay mahkemede bitiyor

Düşünün size yaşadığınız bu korku tünelinde yardımcı olması gerekenler korkularnızdan istifade ederek zam üstüne zam yaptıkları yerde yetmezmiş gibi hayat pahalılığını kaldırmak için harekete geçiyorlar türkçesi kıçınızdaki donu da almak için hamle yapıyorlar olay mahkemede bitiyor ve yargının müdahalesi ile hayat pahalılığının kaldırılması bir süreliğine durduruluyor.

Halk ezilirken kimsenin aklına bileşik faizi kaldırmak gelmiyor

Bir süreliğine diyorum çünkü çalışanların haklarını budamak için hamle üstüne hamle yapıyorlar sırada 13’cü maaş var. Bu arada soygun devam ediyor COVİD’den dolayı mağdursunuz iş yapamıyorsunuz dükkanınızı doğru doğru açamıyorsunuz açsanız da değişmiyor çünkü halk fakirleştirilmiş ama aldığınız kredilerin faizleri çatır çatır çalışıyor. Bankalar rekor kazançlar elde ediyor ama kimsenin aklına bileşik faizi kaldırmak ya da en azından dondurmak gelmiyor.

Her yol Roma’ya çıkar ama bizde Hotel – Casino ve Bankalara çıkar

Yetmez otelleri de ihya etmenin yollarını bulmuşlar. Karantina turizmi diye bir şey icat etmişler ayda 45 milyon tl ödüyorlar tabi ki ceplerinden değil dolaylı vergilerle bunları siz ödüyorsunuz. E oteli ihya edip de Casinoları ihya etmemek olmaz onlar için de bir formü üretmişler size maske mesafe hiyjen masalını okurken kapalı turizm diye bir şey icat etmişler kumarcıları halkın sağlığını hiçe atarak adaya yığıyorlar.

Teşviklerin aslan payını alan da yine onlar. Her yol Roma’ya çıkar ama bizde Hotel -Casino ve Bankalara çıkar. Çünkü orada oturanlar onların hükümeti. Ülke bu üçgene teslim olmuş.

‘’Ailemizin yüzüne bakmaya utanır olduk.’’

Kapanma gündeme gelip küçük esnaf kapatılırken herşeyi satan büyük marketleri bundan muaf tutmuşlar ve insanların ayağını küçük esnafdan koparmışlar. Yani haksız rekabetin daniskası. Sonuç esnafın yarısı batmış açık olanlarda şeklen açık!

Toplumun tanınmış sanatçılarından Arda Gündüz kamuoyuna bir yazı yazarak COVİD dolayısıyle yaşadığı mağduriyeti bakın dramatik bir şekilde nasıl anlatıyor.

‘’Ailemizin yüzüne bakmaya utanır olduk.’’

Toplumun yarıdan fazlası bu durumda dersek abartı olmaz.

İnsanlarımız COVİD’den değil çaresizlikten hasta olmaya ve ölmeye başladı.

Organize bir şekilde soyuluyoruz

Devlet ise soyduğu yetmezmiş gibi soygunu genişletip bu kez topu yandaşlarına pas ediyor ve hep birlikte organize bir şekilde soyuluyorsunuz.

Hayatı ucuzlatmaları gerekirken herşeye fütürsuzca zam yapıyorlar çünkü insanları korkutmuşlar sokağa inemeyeceğini biliyorlar.

Bu arada COVİD bahanesi ile Meclis tamamen devre dışı bırakılıyor ve kararnamelerle yönetiliyorsunuz.

insanhaklarını çatır çatır çiğniyorlar bu bir suç ve yargılanmaları gerekir

Biliyormusunuz tüm bu yapılanlar bir insanlık suçu ve yargılanmaları gerekir ama köşe başları tutulduğundan polisi bile harekete geçiremiyorsunuz. Tek yaptıkları şey insanların yaşadığı travma yetmezmiş gibi anlayış göstermeleri gerekirken çatır çatır sizi yazıyor rapor ediyorlar. Halkın güvenliğini sağlamakla mükellef olanlar yapılan soygun yetmezmiş gibi trafik bahanesiyle en katmerli şekilde soyuluyorken polisi bir sopa gibi kullanıp toplum bu şekilde de taciz edilip sindiriliyor.

Yaşadığımız bu durum bizim gibi geri kalmış ülkelerde tam bir felakete tam bir soyguna dönüşüyor.

Soruna çözüm getirmeleri gerekirken COVİD’in arkasına saklanıp suç üstüne suç işliyor insanhaklarını çatır çatır çiğniyorlar.

Fransa dışişleri Bakanı tüm dünyaya şu açıklamayı yapıyor ‘’COVİD bahanesi ile insanhaklarını ihlal edenlerin insanhakları mahkemesinde yargılanmaları gerektiğine’’ dikkat çekiyor. Çünkü COVİD bahanesi ile korkutulan insanlık aleni bir biçimde soyuluyor.

Soğan bile herkesin gözünü yaşartırken onlarınkini yaşartamıyor

Bizde ise durum vahim ötesine geçiyor. Bu durumda bile özel hastanelere servet kazandırıyorlar. Yani hasta olma lüksünüz bile yok. Hastaneye gitmeyi başarsanız da zaten ilaç yok ama temsil ettikleri sermaye gruplarına her imkanı ardına kadar sunmuşlar.

Tüm bu yazdıklarımı inanın düşman yapmaz soğanı bile soyarken gözleriniz yaşarabilir de bizim politikacıların hiçbirşeyden gözü yaşarmaz bu kadar acımasızlar yani herşeye zam yaptıkları yetmezmiş gibi utanmadan hayat pahalılığı ödeneğini de iptal etmek için hamle üstüne hamle yapıyorlar.

Kabile reisleri bile temsil ettiği zümrenin haklarını korurken onlar aldıkları kararlarla çatır çatır ırzınıza geçiyorlar. Soğan bile herkesin gözünü yaşartırken onlarınkini yaşartamıyor çünkü koltuk aşkına orda oturmak için gözleri dönmüş durumda tüm eleştirilere kulaklarını kapamışlar insanlarımızı hızla fakirleştiriyorlar. Nedeni ise basit çünkü fakirleştirilen insanlar daha kolay yönetiliyor.  Yani bu bir operasyon bir politika.

Tüm baskı araçları devrede topluma gözdağı veriyorlar

Pandemi ile birlikte toplum üzerindeki baskıyı artırdılar her baskı toplumsal ayaklanmayı önlemeye yönelik. Özel hayatı koruma, Mobese, Bilişim yasalarını devreye soktular gazetecileri yazdıklarından dolayı ya tutuklatıyorlar ya da işlerinden attırıp kovup bu yolla topluma göz dağı veriyorlar. Tanınmış gazeteci Serhat İncirli’ye yapılan herkesin malumu. Uzun yıllar yanında çalıştırdıkları adama bir teşekkür bile etmeden en kaba şekilde yollarını ayırdılar.

Her müjde daha da fakirleşip dünyadan izole olacağımızın habercisidir

Arada elma şekeri göstermeyide ihmal etmiyorlar Türkiye’den habire para müjdesi veriyorlar tabi bileceğiz ki her para müjdesi daha da fakirleşeceğiz bunu ben değil 47 yılın tecrübesi söylüyor.

Bizi çözmüşler müjde verir gibi yapıp paranın ucunu gösterip cebimizden parayı çalıyorlar. Çalıyorlar diyorum çünkü başka bir tabir bulamıyorum. Bankalar, üniversiteler, Hotel ve Casinolar kolladıkları sermaye takımı servetlerine servet takarken  toplum hızlı bir şekilde fakirleştirilip biat etmeye zorlanıyor.

Birbirlerine graso çekiyorlar

Başkan Erdoğan müjde ile geleceğini söyledi ‘’Müjde müjde size parizyenden müjde’’ türkçesi daha da fakirleşecek dünyadan daha da kopacağız. Siz fakirleşirken atanmış kayyuma yeni mersedes bir de saray kıyağı çekip yılın devlet adamı ödülünü verip birbirlerine graso çekiyorlar, hey yavrum hey. Bu arada Meclisteki emir subaylarını ve emir erlerini de unutmadılar onlarada yeni bir Meclis binasından bahsediliyor. Yani onlar bal içinde yaşarken siz yağda kavrulacaksınız siz kavrulurken Bakanların maaşına zam yaptılar bile o kadar ballılar yani.

Kıbrısın kuzeyinde kriz yok ÇATI çöktü

Bir de 500 milyon dolar kredi meselesi var iddiaya göre bu kredinin verilmesi için merkez bankasındaki mevduatların bloke edildiği söylemi var. Acaba bir yetkili çıkıp bizi aydınlatabilir mi?

Burada bir şeye parmak basmada fayda var bu paralar borç hanemize yazıldığı gibi yine kendi taşıdıkları nüfusa ve buradaki savunma giderlerine gidiyor.

O kadar aç gözlüler ki TL veriyorlar hesaba Dolar yazıyorlar!

Tabi bunların hiçbirisi sorunu çözmüyor çünkü Kıbrısın kuzeyinde kriz yok ÇATI çöktü.

Çöktüğü içindir ki devletin ismini değiştirerek güya heyecan yaratarak yola devam etmek istiyorlar ama nafile ve beyhude çabalar.

Sürdürülebilir bir yapı değildir bu çözümden başka hiçbir seçeneğimiz de yoktur.

Mevcut durumu sürdürmede ısrar etmek çöken ÇATI’nın altında uzun yıllar kalacaksınız demek. Yani tükeneceksiniz.

Siyasi bir kapışmanın ve silahlı bir çatışmanın arifesindeyiz

Ekonomik ve siyasi ÇATI çökmüştür. İşte bunları görmeyelim diye bol bol bayrak edebiyatı yapıp hamasete sarılıp size müjde üstüne müjde veriyorlar.

Bunun için dünya ile kapışmayı bile göze aldılar.

Görünen o ki siyasi bir kapışmanın ve silahlı bir çatışmanın arifesindeyiz!

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
211AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin