yaklaşımlarÖzkan YıkıcıTürkiye Mısır kıskacında – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Türkiye Mısır kıskacında – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Kıbrıs, Akdenizin doğu kesiminde bulunuyor. Kuzeyi Türkiye güneyi de Mısırla deniz komşusudur. İki ülke arasındaki sorunlar da direk şu veya bu şekilde adaya da dokunmaktadır. Örnek, Türkiye adaların münhasır deniz alanını kabul etmedi. Mısır ise bu uluşlarası belgeyi imzaladı. Nitekim, ikibbinler başında Türkiye Mısıra doğu Akdenizin münhasır alanının paylaşmasını önerir. Mısır ise arada olan Kıbrısı işaret ederek, adanın varlığının dikate alınmasını söyleyip kabulenmez. Garip deyil mi; Türkiye Kıbrıs Cumhurieytinin de yasal olarak garantörü olmasına karşın, adanın münhasır alanını kabulenmezken, Mısır, adanın bu haklarını anımsatıp Doğu Akdenizin paylaşmasına yanaşmadı. Ancak, öte yandan Türkiye ne münhasır alan nede imzaladığı toprak bütünlüğüne rağmen, Kıbrısın yasal koşullarını hep yok sayıp “Türk toplumu” imgesiyle de politik idolojikleşme de yapmaktadır.

Son yıllarda Akdeniz doğal kaynakları ve bölgesel hegemonya merkez olma adına iki komşumuz daha bir sorunlarla karşı karşıya geldiler. Mısırdaki Müslüman Kardeşler geçiş siyasal dönem le Türkiye ilişkisi sonucu, sorunlar iyice yoğunlaştı. Bir başka konu da şimdi Libyada gerçekleşiyor. Ancak, bizi daha çok etkileyen Türkiye gerçeği oldukça yüklü gelecek soruları taşımaya çoktan başladı.*****

Gelişmelerin şakası kalmadı. İlgisizliklerle geçiştirilmiş gibi olsa da çok yakacak gelişmeler gerçekleşiyor. Akdeniz paylaşım çok yönlü bölgesel hegemonya hamleleri oluyor. Mısır ve Türkiye bu oyunda önemli rol alıyor. Artık,anlaşma veya hukuk denilen gerçekler, iyice silikleşti. Üstelik, ülkelerin içi de daha korkutucu açılımlara doğru gidiyor.

K. Kıbrıs özellikle Türkiye gelişmelerini görmemeğe, haber yapmamaya direniyor. Ama, gerçekler yaşanmaya devam ediyor. Bolca “özgür basın” denilir: fakat haberin kendisi oto sansürle yaşamak zorunda. Türkjiyede son günlerin önemli gelişmeleri, burada karşılık bulmuyor. Barolar yürüyor. Ankara girişinde yaşadıkları adeta utaç belgesi. Avukat liderlerinin yağmur altında, polist aplukasında bekletilme şekli, tarihi utanç resmidir.

Ayni şekilde HDP darbeye karşı demokrasi yürüyüşü gerçekleşiyor. Tutuklama, yargılama şekli artık sorgunun ötesine geçildi. İçteki, otoriterleşme durumu dışt yeni hegemonya alanına yönelindi. Suriye, ırak, şimdi de Libya adeta yeniden Osmanlı dönüşlü politikanın hamleleri haline geldi. Klasik tutum la “dış politika başka, iç başka” imgesi, hala rövanç ta. İçte baskıya uğrayan kesimler, sanki ayni dış politikanın başka olacağı algısıyla, birlikte davranma kültürü oluşturuldu.*****

Son hamle Libya. En düşündürücü olguyla başlayalım: B.M. 2016 kararıyla, Libyaya silah anbargosu koydu. Yenisi de geçenlerde alındı. Fakat, direk bilgilerle ve gizlenmeyen gerçeklerle Libyaya hem silah hem de paralı milisler akıyor. Bu ülkelerden birisi de Türkiye. Üstelik, hem idolojik nedenler, hem de Yeni Osmanlının Arap dünyasına merhaba deyişiyle de gelişiyor. Daha düşündürücüsü, Türkiye Libyaya uyguladığı politik net iken, ayni netlik de bu ülkeye yaptığı müdahalesinin haber yapılması da “milli çıkarlara ters” denip yasaklanmasıdır.

Sonuçta, Türkiye Libyaya askeri yardımın da ötesine geçti. Önceki yazılarımızda belirtim. Üstelik, taşınan Cihatcılar gerçeği de var. Dahası, şu anda çok başlı Libya gerçeğine karşın, Türkiye desteklediği kesimle de deniz hukuku anlaşması yaptı. Buda başka sorun. Elbet, her müdahale etkisini de gösterir….

Libya Türkiyenin uzağındadır. Mısır ise komşusu. Tarihi sorunlar da yaşandı. Mısır da otoriter rejimdir. Bir farkla, Türkiyedeki rejimin benzderini Mısırda darbeyle devirip öteki çizgiye geçildi. Böylelikle, Türkiyenin Libyada gelişecek etkinliği, doğal olarak Mısıra daa olumsuz etki yapacaktır. Daha garip olan, hem Türkiye, hem de Mısır, ABD nin bölgedeki önemli ortakları. Amerikanın ikisi üzerinde siyasal imkar edilmez etkisi vardır.

Sorun şuraya geldi: Türkiye, Libyada ilerlemesi demek,Mısır için de tehlike demektir. Hem Mısırın Libya komşuluk gerçeği, hem de Türkiyenin desteklediği cihatcı İslam kesimi Mısırın muhalif eksenli kesimle alakalıdır. Bunların toplamı ise Mısırın Libya gelişmelerinde Türkiyenin etkin olmasını istemiyor. Ek olarak, Libyada sadece Türkiye ve Mısır yoktur. Fransa, İtalya, Amerika, İngiltere ve Rusya gibi güçler var. Onların da hesapları malum. Üstelik Libyada iki taraf deyil en azından 5 yapıdan söz ediliyor. Devamındaa, Libya güçleri örgütlü iç dinamik bakımından parçalıdır. Nitekim, Türkiye etkinliğini SUriyeden taşınan cihatcılar ve kendi askeri güçlerinin toplamıyla Traplusgardı kuşatmadan kurtardı. Fakat, ilerlemenin çizgisini önemli şekilde Libya pastasındaki güçler belirleme durumu var.

Bu konuda Mısır son bir hamle yaptı. Libyalı bazı aşiretleri, tek Libya seçimiyle kurulup yasalığı kabulenen meclisin de desteğini yanına alarak,Türkiyeye karşı hamle yaptı. En azından Türkiye kesimini sınırından uzakta, Batı Libya çizgisinde tutma çabasındadır. Oysa, Türkiye yapıp da Libya meclisinden geçmeyen deniz anlaşması, Bingazi sahili çizimliydi. Bingazi ise Hafter ile Meclis kesiminin kontrolundadır. Zaten, doğru dürüs Libya gelişnmeleri ile yapılan anlaşmayı yan yana getirince, hukuki çok sorular içeriyor. Üstelik, örneğin Girit adası sahileri dahi sahiplenmektedir.****

Mısır, son açıklama ile Libya konusunun daha da öne çıkmasını getirdi. Sınırı oluşu, Müslüman kardeşler tehlikesi ve Arap kimlik gerçeği, şimdiden yankı yaratmaya yetiyor. Üstelik, meclis ve aşiret desteği de Libyada karşılığı olduğu da anlaşılıyor. Ayrıca, Libyanın komşusu olması da hem avantaj getiriyor, hem de dibinde ters rejimin oluşmasıyla da içsel sorunlara dek gebelik getirecektir. Bundan dolayı Mısır kendi hesaplamasıyla hamlesini yaptı.

Türkiye, hem iç politikada kulanma mavzemesi, hem yeni bir ülkeye sıçrayarak etkin olma, Libya üzerinden Afrikaya açılma deyişik politik hesapları vardır. Kulandığı güçler ise Suriyede de gördüğümüz Cihatcılardır. Bu milisler gerçeği dahi Libyanın demokratik yapısı gibi söylemlerin hiç yeri olmadığının gerçeğidir. Ama, Libyada oyuncu çok. Boşuna deyil Erdoğan Amerikanın daha etkin katılmasını, Rusya ile pazarlıklar ve çaktırmadan toprak geliştirme uğraşları, boşuna yapılmıyor. En dramatik olan, yukarda belirtiğim kararlara rağmen olanlardır. Oy birliği ile silah anbargosu kararı alındı. Kanıtlarla bunun bozulduğu daa bolca örnekleri vardır. Dahası, son Türkiye Fransa krizinde olduğu gibi, silah yüklü gemilerin denetiminde dahi proplem oluşması tesadüf mü diyeceğiz?

Hem Mısır hem de Türkiye iç politikada pek de iyi taplolar vermiyor. Akdenizin suları ısınıyor. Libya bunun batı Akdeniz versyonu. Yeniden arap dünyasına dönme adına ve komşusundaki başka ülke hegemonya tehlikesini düşünen Mısır,yeni bir hamle yaptı. Önceki makalelerimde belirtiğim gibi: Amerikanın sözü ne? Son sözü daha ABD söylemedi. Rusya Libyada tutunmaya çalışıyor.Hafder örneği önemli: Nisan ayındaki ateşkese uymayarak Traplusa dek gelmesi, dünyanın bir kısmının türkiyenin fırsatı kulanmasına da göz yumasına yaradı. Mayıs ayı başında Erdoğan Trump konuşmasından sonraki hamleler ve peşinden paralı Rus askerlerinin Maltaya kaçışı, kurşun atmadan teslim edilen yerler…Bunlar bu defa Türkiye gerçeği ile Mısırın da çıkış yapmasını zorladı. Bakalım, çok denklemli ve denklem içi sayıların yer kayarak oynatıldığı Libya desteğinde Mısır Türkiye kısgacı, neleri deyiştirecek?

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
240AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin