yaklaşımlarÖzkan YıkıcıDikkatimizi toplayarak düşünelim – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Dikkatimizi toplayarak düşünelim – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Her zaman ilgili tanımlama klasikleşti: “hiçbir zaman böyle bir durum yaşamadık”! Aynisi deyil elbet. Fakat, her dönem çok yönlü sorunlar yaşadık. Bunların bazen farkında olduk, bazen ise farkında olmadan geçilenler de oldu. En kötüsü, yaşadıklarımızın çoğunu bellek kaybıyla unutuk. Hat ta, banbaşka tersinden anımsattırılıp başka hikaye de oluşturuldu. Kıbrısın yakın tarihi bu süreçlerle dolup taştı. Bir de şu önemli etken de var; özellikle K. Kıbrısta şu anda yaşanan gelişmeler ve oluşan sosyolojik yapı nedeniyle geçmişteki ortak yaşanmışlıklar da nifus bakımından çakışan kesim gidrek azaldı. Sorunlara hem güncel bakış hem de geçmişle kıyas etmelerde handikaplar oluşturuyor. Retorikelr banbaşka sıkışmalarla şekillenip aktarılıyor.

Gerçekten çok kötü durumlar yaşıyoruz. Pandemi salgını belirsizliklerle ve yönetilememe ikilemiyle etkisini artırıyor. Hem kitlesel davranış, hem yönetim şekli hem de konuşma biçimleriyle adeta kağostan kağosa koşuluyor. Daha kötüsü, direk yaşananlara karşın, onca beceriksizliklere rağmen hala başarı hikayesi anlatanlar, penbe gelecek tasarruflu rant söylemleri de kulanılmaya devam ediliyor. Ayni zamanda ekonomik kriz de resmen etrafta dolaşıp dilediği yeri vuran silahşöre döndü. Bunlar yetmezmiş gibi hem ülkemizdeki yönetim ne konuları kavramak noktasında nede yönete bilme duruşunda deyildir. Dahası, resmen bağımlı olduğumuz,ama hala görmek istemediğimiz buranın esas idarecisi Türkiyede de ayni koşullar yaşanıyor. Orada öylesi bir baskılanma oluştu ki kriz kelimesi dahi soruşturmaya neden olacak tek adama hukukunca cenderede bulunmaktadır.

İlgili koşulları tamamlayıcı şu noktayla sonlandıralım: K. Kıbrısta 74 sonrası en silik ve teslim olan işbirlikçi koltukçular bulunuyor. Brakın doğru yanlış karar almalarını, aldıkları kararları yazboza çevirmenin de ötesine geçtiler. Son müdahalelerle koltuklara taşınan saray ve Başbakanın ne dediği dahi anlışlmakta zorlanılıyor. Silik, beceriksiz yazboz kararları ve anlatmak istediklerinin anlaşılmaması yanyana gelen bir yönetim apısıyla yukarda sıralanan konular aşılmasına da yanıt elbet getirememesi de doğaldır.

Öylesi bir yere gelindi ve sorunlar üstüste geldi ki artık acıtandan kesen konuma sıçrayan gerçeklere karşın, bunların tartışılıp düzeltilmesi zemini hala yok. Geçiştirme veya ilgilenmeme ile korkmanın kısgacında cendereye girdik. Aslında, Türkiyenin yapısına uygun sömürgeleşme süreciyle ilhaklaşma stratejisinin siyasal sonuçlarını yaşıyoruz. Herhalde ne dediği belli olmayan, durmadan karara koşan, kimsenin güvenmediği böyle bir yönetim nasıl oldu da geldi sorusuyla birlikte olguları konuşmamakta direniyoruz. Bilinçli demesem de yönetme şekli olarak anti demokratik ilkelerden biri “insanların bilmemelerini sağlayarak karşı çıkmalarını engeleme” tekniği epey yerleşti.

Bu yapıyı zaten Türkiye yönetimi önce seçimlere müdahale ederek, yandalşlarını da diskalife ederek, saraya Ersini, Ersanı da başbakan koltuğuna oturtu. Bunları yöneten ve seçtiren türkiye gerçeği hep unutturulmakla meşkul olundu. Yetkileri iyice kısılıp sadece “para alma ile yandaşı kayırma” kuralıyla işleyen garip yönetme şekli uyguanmaya konuldu. Sonuç ortada, Buraya nasıl geldikleri de ortada. Hala, bu gerçekle hareket etmezsek, çaresiz ve bilgisizlikle övünerek sorunlardan sanki uzaklaşmanın yaşantısında ordan oraya savrulacağız. Öyle kitle yapısı oluşturuldu ki zaten buradaki yönetime güvenmediği gibi çıkar adına yanında durulmasının ötesinde muhalefeti suçlayarak müdür mevkisine gelmenin sonuçlarıyla yüzleşiyoruz. Yüzleşiyoruz da ilgisizliğin teslimiyetiyle de umursamazlık sonucu en basit konuda dahi uymamaya devam ediliyor. Bir de şu paranoya çıktı: bazıları yakalandıkları ilginç yerler nedeniyle isminin söylenmesine karşı çıkıp “hastalık haklarıyla” isminin söylenmemesine sığınılıyor. Kendisi parti düzenleyerek herkesi salgına davet etme hakı varmış da onun hasta olduğunu söylemek hasta hakları denip gizlenmesini savunan tuhaf deyerlere  dek geldik.

Tüm bunlar yetmezmiş gibi arada bazen algı bazen konuşup hamasetle teslimiyetin ilanına sıralanmak veya gerçekten bazı ısıtılmaların olduğu Kıbrıs sorunu da günmdeme geliyor. Öyle geliyor ki hem kuzeyde hem de güneyde yönetimlerin en zayıf ve güvenilmez olduğu koşullarda oluyor. K. Kıbrısta Ersinin beyin nerelere uçtuğu malum. Basın toplantısında dahi hamaset türküsü okuyup  da bozuk akor yükseltme sesiyle söylem dizerken, Güneyde de Anastasiyadisin bir dediği ötekini tutmama paradoksu da var. Üstelik hem Kuzey hem Güney gerçekten yöneticileri özellikle iki lider adıyla anılanların durumları oldukça karışık Anastasiyadis konu hakında tutarsızlıklarda Ersini yetişme yarışında  ersini yetişme gibiliktedir. Buna bir de yutaşlık dolar yolsuzlukları ile Seyşel adaları ziyareti çıktı. Kısaca, iki lider oldukça sıkıntılı.

Kıbrıs sorunu ya ısıtılıyor veya algı oyunlarıyla başka konular gizlenir gibidir. Fakat, direk gelinen noktalar da malum. Biriken deneyim ile günümüz koşulları vardır. Üstelik, özellikle Kuzeydeki olanlar da başka mesajı yapılanışla yanıtlıyor. Fuat Bey artık merkeze çoktan oturtuldu. Bunları tekrardan uzun uzun yazacak deyilim.Yalnız; iki konu örneği ile dikatinizi çekecem:

Birincisi birikimleri ve B.M. kararlarının tersi Batı Sahra gelişmelerini mutlaka takip edin. İkincisi, son olarak geçenlerde Artı Gerçekte de İ.M. yazdığı İngiltere Türkiye serbes bölge ve Rusyaya yönelik makalesini dikkatli okuyun. Arada şunu da düşünerek. Hem Türkiye Kıbrısta artık Kuzeyde yerleştiğini, ingilterenin garantör olduğunu, ayni zamanda ingilterenin Ab çıkışlı oluşlarını birlikte dikkatli yorumlayın. Verilen Osmanlı örneklemiyle de geliştirin. Bunlar, eğer Kıbrıs konusundaki hamleler olacak sa önemli koşullar halindedir. K. Ve Batı Sahra bölgesinin Türkiye ile Fasın özerk yönetim seçeneği düşünce  kuruluşlarınca önerildi. Ecevit dalarken, Batı Sahradaaki Polisaryo ret ediyordu.

Tekrar edeyim: ngiltere ve Türkiye serbes bölge ile öteki politik gelişmeleri önerdiğim yazıyla tekrardan yorumlayın. Yanına Fas İsrail anlaşması ödülü olarak Batı Sahranın özerkliği Amerika tarafından da kabulunu birlikte ele alın. Tabi eğer Kıbrıs konusunda gerçekten hamle yapmak veya olduğu gibi yasalaştırarak devam denilecek durumlarla ele alın. Bunlar önemli sentomlar. Boşuna deyil Kıbrısta hem de liderler en silik haldeyken, İngiltere AB ayrılması ve genel anlamda Amerika bazı satikolarla oynarken, Kıbrıs bu çembere alınıp alınmadığı net deyilken, dikatlilik önemlidir. Tek gerçek şu: Federal kınrısın kurumsallaşma adına oldukça uzaklaşıldı. Bu bilerek gerçekleştirildi.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
216AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin