Ana Sayfayeniçağ güncelyeniçağ özelEL-SEN Genel Sekreteri Hüseyin Peksever: Karanlık ve kaos kapıda

EL-SEN Genel Sekreteri Hüseyin Peksever: Karanlık ve kaos kapıda

Yeniçağ’da Gazeteci İsmet Özgüren’in hazırlayıp sunduğu “İsmet Özgüren ile Gündem” programına konuk olan Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (EL-SEN) Genel Sekreteri Hüseyin Peksever, KIB-TEK’e yapılması gereken yatırımların AKSA’ya yapılması nedeniyle enerjide sorun yaşandığını dile getirerek, Kalecik III Sözleşmesi’yle AKSA’nın 1999 model makineler getirdiğini ve bu makinelerin ne çevreci, ne de nitelikli olduğunu söyledi

Yeniçağ’da Gazeteci İsmet Özgüren’in hazırlayıp sunduğu “İsmet Özgüren ile Gündem” programına konuk olan Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (EL-SEN) Genel Sekreteri Hüseyin Peksever, KIB-TEK’e yapılması gereken yatırımların AKSA’ya yapılması nedeniyle enerjide sorun yaşandığını dile getirerek, Kalecik III Sözleşmesi’yle AKSA’nın 1999 model makineler getirdiğini ve bu makinelerin ne çevreci, ne de nitelikli olduğunu söyledi.

Peksever, aynı makinelerin KIB-TEK’te de bulunduğuna dikkat çekerek, KIB-TEK’e yatırım yapılsaydı maliyetin düşük kalacağını ve halkın zor duruma sokulmayacağını vurguladı.

“KIB-TEK zihniyeti EL-SEN’le uyum  içerisinde değiştirilirse kazanç sağlanabilir”

Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (EL-SEN) Genel Sekreteri Hüseyin Peksever, EL-SEN’in Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’ndan örgütlenmiş olduğunu belirterek, EL-SEN’in eylemlerini ve yetkilerini genellikle kamu yararına, toplumsal amaçlara ve üyelerinin çıkarlarına kullanmakta olduğunu kaydetti.

Peksever, şu ana kadar yapılan eylemlerin çağdaş bir enerjinin ve daha sürdürülebilir yatırımların ülkeye nasıl kazandırılabileceği yönünde varlık gösterdiğini dile getirerek, yaşanmakta olan enerji krizinin yeni bir şey olmadığını, yıllar önce başladığını ifade etti.

Enerji açığının yaşanması için gerekli olan süreyi çok önceden öngördüklerini ve her platformda kamuoyu ile paylaştıklarını anımsatan Peksever, yatırım olmazsa ülkenin karanlıkta kalacağını ve maliyetlerin artacağını dile getirdiklerini hatırlattı.

Peksever, EL-SEN’in Kıbrıs Türk toplumu için büyük bir değer olduğu değerlendirmesinde bulunarak, zaman zaman kendilerini tam olarak ifade edemedikleri ve geçmişte yaşanan hataların tekrar yapılmaması gerektiği öz eleştirisinde bulundu.

EL-SEN olarak mücadeleye devam edeceklerine işaret eden Peksever, Sendikanın her zaman eğitime, bilime ve yeniliğe önem verdiğini söyledi.

Peksever, KIB-TEK zihniyetinin EL-SEN’le bütünlük içerisinde değiştirmesi durumunda toplumun kazanç sağlayabileceğine dikkat çekti.

“Ülkeyi kaosa sürükleyen bir yapı oluşturma çabası var”

KIB-TEK’in KKTC’de yetkili enerji üretim, iletim ve dağıtım alanındaki tek kurum olduğu üzerinde duran Peksever, şöyle devam etti:

“KIB-TEK, yönetim kurulunun dönemin hükûmetlerinin atadığı kişiler tarafından oluştuğu, bakanlığa ve hükûmete önerileri yapacak, enerji üretim, iletim ve dağıtım ile ilgili projeler ortaya koyacak ve çağdaş enerji için adım atacak olan tek yetkili kurumdur. Ancak bu kurum iyi yönetilirse (bunlar yapılabilir).”

Peksever, hükûmetin bir başarı niyetinde olmadığını savunarak, ülkede bir enerji krizi yaşanmakta olduğunun altını çizdi.

Enerjide dışa bağımlılık tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yaşanmakta olduğunu belirten Peksever, bir başarı hedefinde olanların başa bilirkişileri atayabildiğini kaydetti.

Peksever, dünya ülkelerinde ve Güney Kıbrıs’taki enerji kurumlarındaki yönetim kurullarının oluşturulma şeklini KKTC’yle karşılaştırarak, KKTC’de ülkeyi kaosa sürükleyen bir yapı oluşturma çabalarının olduğunu vurguladı.

KIB-TEK’in Anayasa’daki haklarına göre tüzük ve yasa yapıp ihtiyaç olması halinde enerji satın alabileceğini dile getiren Peksever, KIB-TEK’in ise sadece bir yasadaki maddeye dayanarak sadece enerji satın aldığını ifade etti.

Peksever, satın alınan enerjinin ülkede üretilen enerjiden daha mı ekonomik yoksa daha mı pahalı olduğu sorusunu yönelterek, KIB-TEK’in kurum olmasından dolayı şu an kâr yapamayacağını ve zarar da ettirilmeyeceğini açıkladı.

KIB-TEK’in zarar ettirilmesi durumunda bu zararın devlet tarafından karşılanması gerektiğine işaret eden Peksever, şöyle konuştu:

“Kıbrıs Türk halkının elinde böyle değerli bir kurum varken bunu korumak yerine herhangi bir özel şirketten hizmet alacaksanız o şirketin bir kâr payı elbette olacaktır. Enerjide büyük yatırımları hayata geçirebilmek için cebindeki nakit parayı mı kullanacak? Yoksa şu an içinde düştüğümüz gibi elini toplumun ve Meclis’in içerisinde sokmuş bir özel sektör mü olacak? Şu an enerjide bu duruma girdik.”

KIB-TEK’in iyi yönetilmesi için enerjide enerji mühendisi, makine mühendisi, mali murakıp gibi bilir kişilerin; enerjiyle ilişkili olan Esnaf ve Zanaatkarlar Odası, Ticaret Odası ve Sanayi Odası temsilcilerinin varlık alanı kazanması gerektiğine dikkat çeken Peksever, bilir kişilerin bulunması noktasında Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği’nin de etkili olabileceğini anlattı.

Peksever, KIB-TEK’teki bütçenin yönetilebilmesi için bir mali murakıbın bulunmaması nedeniyle bu yönde bir istihdam taleplerinin olduğunu anımsatarak, bu istihdam yerine 180 genel hizmet işçisi alındığını hatırlattı.

Sahada çalışabilecek makine, elektrik teknisyeni ve bu hesapları yapabilecek memur talep ettiklerini belirten Peksever, bu noktada da amaca uygun olmayan şekilde münhal açmadan istihdam yapıldığını kaydetti.

“320 MW kurulu güçten sadece 200 MW üretim yapılabiliyor”

Peksever, mevcut KIB-TEK yönetiminin yönetme şeklinin ülkeyi kaosa, karanlığa ve ekonomik çöküntüye sürüklemekten başka bir şeye hizmet etmediğini dile getirdi.

Tüm sorunlara rağmen başarılı bir KIB-TEK personelinin bulunduğunu ifade eden Peksever, ülkede yatırımların yetersiz olmasından dolayı zaman zaman elektrik kesintilerinin olabildiğini ancak personelin büyük bir özveriyle arızaları çözmek için çabaladığını vurguladı.

Peksever, veznedeki ve 7-24 hizmet veren Çağrı Merkezi’ndeki personellerin ellerinden geleni yaptığına işaret ederek, bilinçli bir şekilde yatırımların engellenmesinin kötü hizmet verilmesine de neden olduğunu ve bunun da özel sektörün araya girmesini beraberinde getirdiğini açıkladı.

KIB-TEK’in 320 MW kurulu gücünün bulunduğuna ancak sadece 200 MW üretim yapabildiğine dikkat çeken Peksever, güneş enerjisi kurulumlarından dolayı gündüz saatlerinde 120 MW, gece saatlerinde ise 350 MW ve soğuk günlerde de 370 MW enerji talebinin olduğunu belirtti.

“Meclis’teki vekillerin ülkeye yaptığı en büyük ihanet İhale Yasası’nı değiştirmek”

Peksever, Meclis’teki vekillerin yaptığı en büyük ihanetin İhale Yasa’sını değiştirmek olduğunu belirterek, bu nedenle günlerce eylem yaptıklarını anımsattı.

İhale Yasa Tasarısı’nın değiştirilmesiyle rekabetin önünün kapatıldığını kaydeden Peksever, “Mademki yatırım yapılmasın, biz üretmeyelim, özel sektörden alalım isteniyor o zaman İhale Yasa’sını değiştirmeyeceklerdi. İhaleye çıkacaklardı ve en ucuz, çevreci, güvenli enerjiyi kim veriyorsa bu ihaleyi o kazanacaktı. Biz eğer bunu en iyi yapacak yerin AKSA olduğunu iddia ediyorsak zaten ihaleyi onlar kazanacaktı” dedi.

İhale Yasası’nın değiştirilmesiyle ilgili alt komitede yapılacak görüşmeye kendilerinin de davet edildiğini hatırlatan Peksever, davetlilere baktıklarında AKSA’nın ismini de gördüklerini söyledi.

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı’nın o dönem Meclis’teki konuşmasında “Biz elimizi güçlendirmek için bu Yasa’yı yapmak istiyoruz ki enterkonnekte yatırımlarını yapabilelim” şeklinde konuştuğunu belirten Peksever, eski yöntemlerle, fosil ve taşıma yakıtlarla bu işin sürdürülebilir olduğunu savunduklarını ancak ihalesiz bir şekilde daha ağır bir sözleşmeye imza attıklarını vurguladı.

Peksever, Yasa’ya göre enerji satın alınabilmesi için enerji ihtiyacının ortaya çıkması gerektiğini bildirerek, bu enerji açığı ortaya çıkarken KIB-TEK’teki yetkililerin ne yaptığını sordu.

Ülkenin her yerinde inşaat yapılanmalarının olduğunu dile getiren Peksever, tüm bunlar yapılırken enerji talebinin yüzde 5’ten yüzde 30’lara çıkacağı bilincinin olup olmadığı sorununu da yöneltti.

Peksever, KIB-TEK’in 2018’de 3 sayfalık bir rapor hazırladığını ifade ederek, KIB-TEK liyakatli bir yönetim sergileseydi, bu yatırımları yapabileceklerini ve böylelikle enerji satın alınmasına gerek kalmayacağını söyleseydi şu an 3 TL’ye elektrik kullanılabilecek bir ortamın yaratılmış olacağını iddia etti.

“KIB-TEK’e yapılması gereken yatırım AKSA’ya yapıldı”

Kalecik III Sözleşmesi’nin imzalanmasının ardından elektrik enerjisine yüzde 30 zam geldiğine işaret eden Peksever, Kalecik’in santralleri Mağusa Limanı’na indirildiğinde yüzde 15 oranında bir zam daha yapıldığını, onun ardından yüzde 10 zam daha geldiğini ve bir zammın daha kaçınılmaz olduğunu açıkladı.

Peksever, Kalecik III Sözleşmesi’nin bir dayatma olduğunu ve bu sözleşmede KIB-TEK’in imzasının bulunduğunu söyleyerek, EL-SEN’in böyle bir sözleşmeye asla imza koymayacağını vurguladı.

Bakım, onarım ve bunun gibi amaçlarla kullanılması için bir yıldır araç alınmasını talep ettiklerine dikkat çeken Peksever, hazırladıkları sözleşmenin Kalecik III Sözleşmesi’ne göre daha kapsamlı bir içeriğe ve hukuki niteliğe sahip olduğunun altını çizdi.

Peksever, milyon dolarlık olan Kalecik III Sözleşmesi’yle İhale Yasası’nın feshedildiğini belirterek, bu sözleşmede KKTC’nin Çevre Yasası’na uygun üretim yapılıp yapılmayacağı, yeni makinelerin takılıp takılmayacağı ve iyi yakıtla üretimde bulunup bulunulmayacağının da yazmadığını kaydetti.

Ülkede kullanılması istenmeyen bir yakıtla üretim yapılırsa bunun sözleşmeye göre reddedilemeyeceğini dile getiren Peksever, bu nedenle bu sözleşmenin EL-SEN Başkanı Ahmet Tuğcu’nun dediği gibi bir “ölüm fermanı” olduğunu ifade etti.

Peksever, çok daha uyguna KIB-TEK’e yapılabilecek yatırımların bunun yerine özel sektöre yapıldığının görülmekte olduğuna işaret ederek, bu özel sektörün getirdiği makinelerin ise 1999 model olduğunu, yağ kaçırdığını ve testleri geçemediğini anlattı.

Yeni yatırımmış gibi gösterip eski makinelere yönelik yatırım yapıldığında toplumun kaybettiklerinin ne olacağını sorgulayan Peksever, aynı makinelerin KIB-TEK’in sahasında da bulunduğunu ve bu makinelerle 11 dolar / cente üretim yapılırken, AKSA’nın ise aynı makinelerle 18 dolar / cente üretim yapacağını bildirdi.

“KIB-TEK Özerklik Yasası kaçınılmazdır”

Peksever, şöyle devam etti:

“Neden güneş enerjisi yatırımlarına izin verilmiyor? Çünkü bu sözleşme, toplamda 1 milyar 800 milyon KWS üretimi olan KKTC’nin 1 milyar 200 KWS enerjisini benden alacaksın diyor. Yani ülkedeki enerjinin üçte ikisini bu şirketten almak zorundasın. Buradan alınmayan enerjinin parasının da ödenmesi zorunluluğu var. Neden yatırım yapılamıyor? İşte bu sözleşme onu da kısıtlıyor. Ülkedeki siyasi politikalar güneş enerjisi yatırımlarını da engelliyor.”

KIB-TEK’in özerkleşmesine yönelik yasa tasarısının Meclis’te beklediğini belirten Peksever, her tüketicinin eşit haklarda, en ucuz ve çevreci enerjiye ulaşabilmesi için Özerklik Yasası’nın geçmesinin kaçınılmaz olduğunu kaydetti.

Peksever, bu Yasa’nın geçmesiyle KIB-TEK’in güneş enerjisi yatırımlarının önünün açılacağını dile getirerek, vatandaşların bireysel olarak yatırım yapmasına gerek kalmayacağını ifade etti.

“AKSA’ya yapılan yatırım çevreyi katledip maliyetleri artırıyor”

AKSA’yla yapılan sözleşmenin 15 yıl daha uzatıldığına işaret eden Peksever, üretimin nasıl yapılacağıyla ilgili bilgilerin yer almadığı Kalecik III Sözleşmesi’nin imzalanması nedeniyle ilgili bakanları istifaya davet etti.

Peksever, Çevre Dairesi’nin Kalecik’e keseceği cezanın bu santralden kaynaklı hasta olan insanların tedavi masraflarından öte ölen insanların mezar taşlarını yapmaya bile yetmeyeceğinin altını çizerek, toplumun ciddi şekilde zehirlenmekte olduğunu söyledi.

EL-SEN’in talebinin 2018’de öngörülen çağdaş, çevreci, doğal gazı da bulunduran enerji modelinin KIB-TEK bağlamında hayata geçirilmesi olduğunu belirten Peksever, sözleşmeye uygun olarak yapılan yatırımların çevreyi korumak yerine daha da katlettiğini ve maliyetleri artırdığını kaydetti.

Peksever, fosil yakıtların filtrelemesi uygulamalarının şu an çok külfetli olduğunu dile getirerek, 2018’de öngörülen yatırım modellerinden birisinin de doğal gaz olduğunu ve bu yatırımlarla hem yakıttan tasarruf edileceğini hem de filtrelemenin daha kolay olacağını ifade etti.

“Enterkonnekte için yasal zemin yok”

Enterkonnekte sisteminin dünyada da kullanıldığına işaret eden Peksever, ülkemizde buna yönelik bir yatırım yapılabilmesi için ihtiyaç duyulan fizibilite projelerinin hayata geçirilmediğinin altını çizdi.

Peksever, şöyle konuştu:

“Kalecik III Sözleşmesi’ni imzaladılar ve enterkonnekte fizibilite çalışmasını bir yıl içerisinde AKSA’nın çıkaracağını iddia ettiler. Ama gerekli yasal izinlerin hepsini siz alacaksınız. Enterkonnektede bir sistem var. Şu an Güney Kıbrıs Avrupa Birliği üyesidir.

Türkiye de gözlemeci üye. Bulgaristan ve Yunanistan’ın enterkonnektesi vardır. Oradaki şartlarda ‘Benim tanımadığım bir ülke enterkonnekte sistemine dahil olamaz’ deniyor. Enterkonnektenin Kıbrıs Cumhuriyeti ile olabilir. Enterkonnektenin KKTC’ye bağlanması için Güney Kıbrıs ve garantör ülke olan Yunanistan’dan izin alınması gerekir.

Gerek Orta Doğu’daki gelişmelerden, akaryakıt çıkışlarından öngörebiliyorum: Güney Kıbrıs kesinlikle kendi enerji bağımlılığı noktasında enterkonnekte ve Türkiye üzerinden bir bağlantıya girmez.”

Enterkonnekte sisteminin hayata geçebileceği düşünülse bile maliyetlerinin çok yüksek olduğunu belirten Peksever, bu hayaller gerçek olsa enterkonnektenin faydasının çok olduğunu ancak bu hayallerinin hayat bulabilmesi için gerekli yasal zeminin bulunmadığını kaydetti.

Peksever, EL-SEN’de 23 Aralık’ta Genel Kurul yapıldığını ve yeni bir yönetimin oluşturulduğunu anımsatarak, önümüzdeki süreçte tüm sivil toplum örgütleriyle birlikte mücadele edeceklerini vurguladı.

Ülkeyi karanlığa soktuklarını ve her gün zam yaptıklarını dile getiren Peksever, entekonnekte ile kablo yoluyla başka bir yere bağlanmanın farklı şeyler olduğunu ifade etti.

Peksever, tüm gayretlerinin toplumun ve doğanın kazanması olduğunu ve bu yönde muhalefet ve iktidarla görüşeceklerini anlatarak, onların da derdi bilimin ışığında kendileriyle aynıysa gereken adımı atmaları çağrısında bulundu.

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin