yaklaşımlarÖzkan YıkıcıKrizlerle yeniden piyasada olan birleşik Arap Emirlikleri - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Krizlerle yeniden piyasada olan birleşik Arap Emirlikleri – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Son dönemde krizlerle yaşanıp belerisizlikle bekleme moduna sokulduk. TL uçurum aşağı kayadan kayaya çarpıp savrulmaktadır. Bize yeniden kriz, kırılma ekonomisi ve Türkiyeye direk ilhaklaşma politikasıyla yapılanma gerçeklerini, dörtnbiryandan gelen sert rüzgarla vurulmaktadır. Varsın, hala tokatı yiyenin yeniden çıkar adına yalan söylemekle meşkul veya konuşmamakla başka laflar arama sesizliğinde olsun. Tam da TL hem siaysal kararlarla hem de spekülatif fırsatlarla uçmaya hız verirken, birden bir ülke prensi hem de veliyat Türkiyede görüldü. Bu bir anlamda direk dikate alınması gereken önemli konuydu. Birleşik Arap Emirliği veliahtı Ankaraya geliyor yetkililerle görüşüyor. ROytere kanalı haberde ise ABudabi ilgili bankası ile Türkiye Merkez bankasının slop anlaşması da yaptığı duyruluyordu. Bunlar peşpeşe haberleşirken, TL yükselme hızından geri dönüş yapar gibiydi. Hele de BAE Türkiyede onmilyar dolar cıvarında yatırım yapma durumu da ortaya çıkınca, kafaların karıştığı da duyuldu. Bunun elbet nedenleri de vardı…

Yeniden B.A.E. piyasada. Üstelik düne dek tam çatışma alanlarında karşı karşıya olduğu Türkiye ile… Dahası, Türkiyede ekonomik kriz çöküşle birlikte sürerken, belirsizlik de etkin olurken, ziyaret gerçekleşiyor. Halbuki Türkiye Mısırdaki darbe döneminden beri B.A.E. ile resmen karşı cepedeydi. Türkiye ilgili ülkeği sert sözlerle suçluyordu. Firavunlar diyecek derecede sert sözler kulanıldı. Ardından ikibinonbeş darbesinde Türkiye ayni ülkeği Feytulahı desteklemesi suçlamasını da ekledi. Birçok ülke krizinde Türkiye B.A.E. karşı karşıya gleiyorlardı. Libya bunun en canlı kanıtlarından birisiydi. Öte yandan B.A.E. özelikle Ortadoğu projesi sürecinde epey güçlendirilen ülke oldu. Selefi kanadın Basra körfezi lideri oldu. Yatırımı, isdihbaratı ve moderin silahlarıyla birlikte epey nifusun üstünde hegemonik güce ulaştı. Son dönemde, israili tanıması, Hindistanla anlaşmalar yapması. Katar krizindeki rolü, Yemen iç savaşında Sudilerin yanından ayrılması gibi siyasal kararlar da B.A.E. etkin diplomasi alanında da adını duyurtmaya hız verdi. Üstelik Türkiyenin suçlamaları yanında bölgede karşı karşıya gelmeleri de ikili tutumlarda derinleşen krizleri de tetikliordu.

Yukarda özetlediğim son yılların Birleşik Arap Emirliği gelişmeleri bölgesel ülke olarak dikate alınmasına da neden oldu. İsmi, resmen birçok siyasal sorunda taraf olarak duyulmaya devam ediyordu. Ekonomik krizlerde finansman katgısıyla da katılımcı olduğu da anlaşılıyor. Nitekim Türkiyenin ikibinsekiz yılındaki ekonomik finansman krizinde giren yirmi milyar dolar sıcak para aktarımında, B.A.E. da adı geçmektedir. Yine bölgesel birçok yasadışı ticaret ilişkilerinde ayni ülke bankalarının aracı rol aldığı da imkar edilemeyecek konumlardı.

Son Baydın dönemiyle bilikte yeniden bölgesel dizayinler başlarkan B.A.E. önemli rol alıp kayışlar oluordu. Katarla ilişkilerin düzelmesi, Suriye ile tam tersi diplomatik girişimler, İsrailli ortak itifaklar kısa zamanın ortaya çıkardığı sonuçlardır. Türkiye ile ilişkilerinde ise Sedat Pekerin videyoların yayılma merkezi olması ise konudaki ilişkilerde yeni kırılma oluordu. Türkiye hem Pekedrin probaganldaları, hem ekonomik kriz ve dış sermaye kaçışı nedeniyle finansman ve yatırım ihdiyacı nedeniyle, Firavun dedikleri prenslerden şimdi yardım isteme durumuna döndü. Nitekim, dün B.A.E. prensi ziyata Firavun diyen saray yetkilileri, şimdi ilgili kişiyi törenle karşılayıp övügler dizmektedir. Çünkü, Türkiye döviz ve özellikle sıcak dış para kaynağına ihdiyacı duymaktadır. Hele de SLOP tiği takas için devlet bulamamaktadır. Slop olaylarında dileyen Katarla yapılanı hatırlamaları yetip artıyor.

Bu gelişmeler ve yatırım anlaşmaları bize şu hafif döviz ufak geri çekişle yanıtı geldi. Biraz da sıcak belirsizlik ile spkülatif hareketler sonrası prenzle yapılan anlaşmalar nereye dek etkisi olur, biraz da Türkiye politikasının tutumunna da bağlıdır.

Son gelişmeler Ortadoğudaki Baydın hareketlenme ile yeniden bazı ilişkileri düzenleme siyasetinin de katgısı çoktur. Fakat net olan, Türkiye epey sıkıştı. Hem dış hem iç hem de ekonomi alanında oldukça belirsizliklere doğru gidiyordu. B.A.E. ise bölgede geliştirilip desteklenen ve bunun da kaynaklarını kapitalist eksende deyerlendirmeğe uğraşan ülkedir. Üstelik, Türkiye ilişkielrinde, Sedat Peker gibi bir silah, elinde finansman gücü bulunan ekonomik silah bulunmaktadır. Türkiye ise dün Firavunluğa varan suçlama yaptığı kesime, şimdi övgüler dizerek kendinin lehine kaynak almaya uğraşıyor. Elbet Türkiye muhalif kesim şu soruyu mutlaka soracaktır: Yatırım denilirken tıpkı Katar gibi hangi yerlerin prenslere verilecek? Sorusu olacaktır. Katar gibi önemli bir deneğim de daha sıcak olarak duruyor. İşin ilginci, Katarda bulunan Türkiye askeri bir anlamdaa eskiden B.A.E. işkalinden koruma da vardı. Kapitaalist sermaye ilişkilerinin bir versyonuyla karşı karşıyayız. Siz bu tür ilişkilier göz ardı ederseniz, kolayca kandırılırsınız. Üstelik B.A.E. Kıbrısla da anlaşmalar yaptı. İsrail Kıbrıs Mısır itifakları vardır. İranı kuşatma ve genel Çine karşı politikalarda merika bu devlete oldukça rol biçiyor. Tüm bunlar yanyana gelince, Birleşik Arap Emirliği veliahtının ziyareti ile anlaşmaları ilerde ortaya pratikte çıktıkça çok konuşulacğağına benziyor. Üstelik bu devletin İsrail ile önemli ilişkileri de gelişiyor. Unutmadan, düne dek casus diye tutuklanan kişinin de Türkiyede serbes brakıldığını da katalım.

Kısaca; ekonomik kriz daldan dala yayılıyor. Birçok hamleler yapılıyor. Finansman kriz temelindeki derinleşme ber parasal eksene oturdu. Bu gelişmelerderki durum ielrde daha suyu çekecek pilava benziyor.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
233AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin