arşivAli SarıtepeDüşünceyi dil anlatır – Ali Sarıtepe
yazarın tüm yazıları:

Düşünceyi dil anlatır – Ali Sarıtepe

Yeniçağ podcastını dinleyin

Yaşar Kaya:

“Özgür Gündem gazetesinin ilk imtiyaz sahibi, yıl 1992.

49’lar davası tutuklularından.

1993 Mayıs’ın da DEP genel başkanlığına getirildi.

1993 Eylül ayında dönemin konta Hizbullah faili meçhul(!) cinayetlerinin açıktan sürdürülmesi ardından, Türkiye’den ayrılmak zorunda kaldı.

Yurt dışında DEP dayanışma bürosunu açtı.

1995 Nisan’ın da Sürgünde Kürt Parlamentosu kurucu başkanlığını yaptı.

1999’da Sürgünde Kürt Parlamentosu’nun kendisini Ulusal Kongrede eritmesiyle PKK ile arasındaki mesafenin büyümesi.”

Yaşam tarihinden kısa başlıklar.

T 24 internet medyasında 12 Mayıs 2014’de Hayal Özvarış’ın haber röportajından kısa alıntılar.

Şüphesiz ki Yaşar Kaya bir Kürt aydınıdır.

Onun bu aydın olma halinin arkasında kişisel tarihinin yaratmış olduğu birikimin varlığıdır.

Kendisinin anlatımlarında; siyasal yapılarla zaman zaman olan ilişkisinin yanında, esas olarak bağımsız karakter de olmasıdır.

Kaya; vermiş olduğu röportajında kullandığı dil ve yaptığı tanımlamalarla, bir aydının eleştirisini asla içermeyen bir karakterde durması, eleştirdiğini, eleştirdiklerini ötekileştirme zihni üzerinden yürütmesi; kendisini bir şeylere karşı özel ve itici olarak konumlandırması halindedir.

Hele ki; aydınlar eleştirmelidirler, eleştirel bakmalıdırlar.

Ama en başta da kendilerine eleştirel bakmayı bilebilmeleri, kendilerini kendilerinden soyutlayıp sigaya çekebilme becerisine sahip olmalıdırlar.

Yaşar Kaya röportajında ki ifadelerinde karşıya, karşısına  hep başkasını koyarak hiçleştirmeye çalışmıştır.

Kendisine çok şükür ki ‘hela’ getirmemiştir.

Aydın olmayı saldırganlık seviyesine düşürmüştür.

Diyarbakır Büyük Şehir Belediye Başkanı (BŞBB) olduktan sonra, Gülten Kışanak’ın verdiği beyanatta; büyükşehir olarak ‘petrolden pay istemesi’ni, Kaya ‘saçmalık’ olarak  nitelemesi “Gülten Kışanak bu meseleleri bilmiyor. Kendisi gazete de benim çalışanımdı. Ben onun kapasitesinin ne olduğunu bilirim” demekle kendisini işçi-işveren ilişkilerinin amir konumunda tutmaktadır.

“Abdullah Öcalan’ın isteğiyle yayın hayatına başlayan Özgür Gündem’in imtiyaz sahibi olan Kaya, 7 Mayıs 1993’de Kürt siyasetinin partisi Demokrasi Partisinin (DEP) başkanlığına getirildi.”

Onun da bunu kabul etmesiyle ortaya çıkan şey, tarafların konsesüs etmiş olması halidir.

Dolayısıyla burada kullanmış olduğu dil, iş hukuku açısından işçi-işveren kategorisinde olmasına rağmen; hayatın hakikatinde ise her iki tarafın işçi-işveren ilişkisine denk düşmeyen bir biçimde gazete ortak paydası üzerinde bulunmuş olmaları halidir.

“Kürdistan’da ki hain aileleri ve çocuklarını yazacağım”

Yakın ya da uzak tarihteki yaşananlar incelendiği zaman, tarih kayıt altına alırken, tarihte ki o momentle birlikte ele alınma halinde olmalıdır. Dar ve geniş anlamda kişiler ne yüceltilir ne de yerin dibine sokulur. Tarihte ki neyse o dur.

Kaya, dilini mavzer mermisi gibi sıkmaya devam ediyor.

“Ertuğrul Kürkçü’nün dedesi Kürt katliamcısı”

Bu deriden nasıl bir post çıkarmak istiyor Yaşar Kaya?

Kürt Kürdün katliamcısı olmadı mı?

Mecburi isyanın imhasında Kürtler bir birlerine karşı kullanılmadı mı?

Kürt, Ermeni katliamcısı olmadı mı?

Müslümanlık üst şemsiyesi ve talandan pay almak/ verilmek ekseni üzerinden Süryaniler katliama tabi tutulmadı mı?

Dil mavzer olursa!

Ailenin varlıklı olma halinde: Kürtlerin birbirlerine katliamcı olmalarının, yaptırılmalarının; Ermenilerin, Süryanilerin katledilmesi, mallarının talan edilmesinde görev almaları, devletle işbirliği içinde olmaları: Varlıklı aile olmanıza hiç katkı yapmış mıdır?

Mealen, ‘Sürgündeki Kürt Parlamentosunun Ulusal Kongreye katılması ve parlamentonun 1999’da kendi faaliyetlerini sonlandırması. Devamla ‘parlamento benim göz nurumdu, emeğimdi.’ İfadeleri.

Siyaset yürümelerinde, yürümelerin hiçbir zaman tek düze olmadığını muhakkak bilmesi gerekir. Siyaset var olan zeminde amaca varmak için yapılan detaylandırmalar üzerinde yürüme halidir.

DEP’te göreve getirildiğin genel başkanlık makamı, sana yaşamında şüphesiz ki ilave yük bindirmiştir. Genel başkanlığın yükü yanında aynı makamın makam olma halinin Avrupa Parlamentosu vb. yapılarda ilişki kurmada, sana bir statü de getirmiş olduğu gerçeğin diğer yanıdır da.

Federal devlet biçimleri ve özerk yönetim biçimleri konusunda söylemiş olduğun şeyler hakkında, düşünce farklılıkları kapsamında varlığını devam ettirsin.

Dilini bıçak gibi savurman:

Ne emeklerine ne de sana saygı getirir.

Kürt toplumunun aklında:

Özgür Gündem imtiyaz sahibi.

DEP genel başkanı.

Sürgünde Kürt Parlamentosu başkanı olarak kal.

Bırak!

Hafızalar da öyle kalasın.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
241AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin