yaklaşımlarÖzkan YıkıcıBirkaç söz de Filistin cephesinden - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Birkaç söz de Filistin cephesinden – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Belli oldu ki, israili durdurmazlarsa, Gazle artık eski Gazle olarak braktırılmayacak. İsrail, son operasyon öncesi, Batı Şeryaya ağırlık veriyordu. Orduyu ve politik pratiği bu bölgede yoğunlaştı. Yerleşim kuşatmaları ve saldırılarla Filistinlilerin topraklarını yerleşimlerle doldururken, Filistinilileri de Ürdüne doğru sürgüne yolamaya çalışıyordu. Fakat, acıdır ki Dünya kamuoyu hiç ilgi göstermiyordu. Sadece Cenine yapılan saldırılar dahi haber niteliğine getirilmedi. Böylelikle Aksa Tufanıyla birlikte İsrail birden Gazle yöresine doğru saldırılara geçti. Durdurulmadığı taktierde de oradaki Filistinlileri katliyam veya sürgünn ikileminde braktırdı..

Önceki yazılarımda da zaman zaman uyardığım gibi, Filistin unuturuldu. Kurulan yeni Ortadoğu denkleminde sanki böyle bir sorun yokmuşçasına gelişmeler sürdürrdü. İprahim anlaşmaları ve İsrail arap devletleri ilişkileri bu yolda epey mesafe aldı. Filistin ise daha bir düşürülen duyarsızlık sonucu hep saldırılara uğruyordu. Özellikle Batı Şeryadaki durumn böyle idi.

Doğu Kudüs resmen ilhak edildi.. Aynen Golan tepeleri gibi. Dünya gereken tepkiyi koymadı. Hem de Güvenlik konseği kararlarında israilin bu bölgelerden çekilmesi kararı olmasına rağmen. Batı Şeryada ise kuşatmalarla adeta küçük küçük adacıklar içinde Filistinliler hapsedildi.

Filistinliler ise artık ortak bir yönetime sahip deyildi. Gazlede Hamas etkin iken, Batı Şeryada Elfetihim Elabas yönetimi vardı. Elabas konulara mümkün olduğu kadar sesiz kaldı. Teslimiyetin Filistin tarihinin acı sayfasını yazdı. Gelen yardımları tırtıklama ve koltuğu koruma adına davranışını yoğunlaştırdı. Seçimi ise koltuğu koruma adına yaptırmıyordu. Bu durum bu yıl içinde öyle artı ki Batı Şeryada yeni otonom Filistin genç yapıları oluşmaya başladı. Sene başında da yazdığım Filistinli Aslanlar bunlardan biridir. Çaresizlik ve ayakta kalma düşüncesi ile birlikte gelen İsrail baskılarına da yanıt verme adına saldırılar yapmayan başladılar.

İsrail ise Batı Şerya konusunda daha da yoğunlaştı. Kuşatma altındaki Gazle ise malum uygulamalrla açık hapisane ve dövülmesi provası yapılan yer olarak zaten yerini almaya devam ediyordu.

Anlayacağınız: Filistinliler İsrail baskısında can çekişirken, dünya kamuoyu haberine dahi ulaşamayacak derecede uzaktı. Filistinlilerin ortak örgütsel yapısı da olmayınca, ortak arar alma şansları da yoktur. Üstelik Elabas iktidarını koruma adına genelde sesini çıkarmıyordu. Gazle olaylarını gerektiinde bazı görüşlere göre israilin saldırılarını dahi desteklediği idiyaları da vardır. Batı Şeryadaki daralan Filistin durumuna ise pek ses vermiyordu. Nitekim birçok Filistinli Abasın gelen yardımları da tırtıkladığı konuşmaları da olmaktadır. Son Gazle gelişmelrindeki tutumu da oluşan idiyaları daha da keskinleştirip karşılık buluyor.

İsrail bu koşullarda , şimdi Batı Şeryadan yeniden Gazleğe döndü. Bekenti şu: eğer dünya kamuoyu sokakta baskılama yapmaz ise Gazle artık eski açık hapisane durumunda dahi brakılmayacak. Mısır ve Katar da ikna edilirse, Filistinliler ikinci sürgün dönemi olarak Mısır çölerine sürülecek. Bunu durduracak bölgesel yapı yok. Hani derlerdi ya “islami birlik, arap devletleri” bunlar yeniden kocaman bir sıfır olduğu yeniden kara sayfa yazılırken kanıtlandı.

Filistin harekti en kkötü durumda bulunuyor. Ortak örgütlenmeği bir yana hala Batı Şerya yönetimi Gazle konusuna tersten bakıyor. Birlikte direniş dahi yok. Kendi sorunlarını da anlatamıyor. Dünya resmi kesimi ise kocaman yalanlarla ve terör fetişizimle lehlerine Göbelsin yeni versyonunu uyguluyor. Baydın dahi onca katliyama karşın israilin arkasında durduğunu çekinmeden açıklıyor. Kendini zorlayacak kamuoyu yok. Boşuna demediydim: Am, Amerikan develtini olumsuz etkileyecek bir sonuç olmadıkça, Amerikalıların kendi yaptıkları katliyamların arkasında durmaya devam edecekler. Viyetnam olayından ABD birçok ders aldı. Dünya ise solun seçeneksizliğinin acı gerçeklerini yaşıyor. Filistin hareketi, dünyada sol güçlü hali varken ve destek verirken, epey kamuoyu oluşturuyordu. Sosyalist hareketlerin gerilemesi aynen Filistin gerçeğine de yansıdı. Üstelik Oslo anlaşmasıyla oluşan başarısızlık sonucu da Hamas öne çıktı. Bu koşuların mirası ise günümüz Gazle katliyamında daha acıtıcı biçiminde yaşanıyor.

Kısaca, Gazle konusu yeni sonuçlara doğru gidiyor. Batılı kamuoyu sokakta dirençli şekilde engeleyici tavır geliştirmedikçe, hem etnik temizlik hem de katliyam tarihi siyasal olarak Gazlede gerçekleşme adımlarını hızla geliştirior. Filistin sorunu ise en kötü dönemindedir. Daha önce de katliyamlar yaşatıldı. Ama günümüzdeki kadar dünyada silik ve gayet normal şekliyle karşılanmadı. Bukadar kötü probagandada da boğdurtulmadı. Sosyalist devrimci hareketlrin yokluğunun Filistin gerçeğindeki geleceği de böylesi dönemde kıstırdı.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
241AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin