yaklaşımlarÖzkan Yıkıcıİşgalin on ikinci yılında ki Irak - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

İşgalin on ikinci yılında ki Irak – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Tarih bizi bazen önemli tanık olduğumuz konulardan dahi koparmaya çalışan siyasal gerçeklerle doludur. Unuturarak ve sonra gerektiğinde dilediği yalanı ekleyip resmi sunumla idolojikleştirmeği gayet mükemmel becerenler vardır. Başka açıdan da hafıza kaybına güvenip resmen yaşanıp tanıklaşan konuların belekten silinmesine de yardım edilmesi tesadüf deyildir. Gündemlerle öğrendiklerimiz veya tanıklıklarla yaşadığımız nice konu bu duruşlarla resmen bize unutturulup ya yok veya dilenen yalanla resmileştirip idolojikleştirmeler kolayca sağlanıyor. Irak konusu da bunlardan birisidir. Yaşatılırken ki kocaman yalanlar, medya probaganda teknikleri ve reklamla katliyamların askeri güçle süsletilme kuralları gayet güzel uygulandı. Sonra da sonuçları hiç konuşturulmak istenmeden kapatılıp gündemden koparılmaya girişildi. Aradan geçen oniki yıl sonrasında çoğu ırakta olanların sanki rüyadaki izleri dahi kalmayan ülke haline sokuldu. Böylelikle de ıraktaki son çalkantıları sanki ıraklıların beceriksizlikleri veya kafasızlıklarıyla da anlatılmaya başlanıyor.

Irak işkaninde tam oniki yıl geçti. Yıldönümümü işkal edip zafer ilan edenler dahi pek hatırlamak istemiyor. Odönemin liderleri ne yargılandı nede sorgulandı. Hat da Bleyır gibi önemli İngiltere başkbakan yalancısı hala barış havarsi diye etrafta dolaşıyor. Ama gerçek olan şu: aradan oniki yıl geçti. Irak hala toparlama deyil darmadağınık olmaya devam diyor. Ülkede hala yabancı askeri üstler ve arlıkları var. Birçok istihbarat cirit atıyor. Oysa ırak işkali dünyaya “bbarış ve özgürlük” getirilmesi amacıyla gerçekleştirildiği, ıraktaki dünyayı vuracak nükler silahları engeleme adıyla mejburen yapıldığı probagandası yaygındı. Uluslararası güç kurulup da gerçekleştirildi. Ama işkal sonrası ne demokrasi nede özgürlük geldi. Kurulmak istenen sistem ise ta baştan sakatı. Kıbrıs benzeri mezhepli, etnik ve aşiret ayrımlı bir devlet isteniyordu. Bu ayrıcalıklarla bakanlıklardan mmemurluklara dağınıklığın kriteri etnik, mezhep ve diniydi. Olmadı. Çünkü söyletilmese de ülke işkal altındaydı. Amerikasız hükümet kurulamıyordu. Kurulsan da Maliki gibi” büyük baskıalrla dağıtılıyordu. Unutmadan “ki unuturdular” işkal sonrası ABD beslediği Ahmet Çelebiği başkan yapar. Fakat, öyle bir işbirlikçi oluşturdu ki yolsuzluklar ve kayırmalar ile yetersizliklerle de birleşince, daha fazla tahrip olmasın diye onu hemen istifa etirdiler. Bunu eminim çoğu unutu. Ne yazık ki benzer öneriler Kıbrıs için hep yapıldı ve tutmadı.

Irak işkali uluslararası güvenlik ihracının bir uygulamasıdır. Avrasya stratejisinin Ortadoğu projesinin ikinci işkal girişimiydi. Afkanistanla bölgeye ayak basan Nato daha sonra yine büyük ülkeler desteği ile Ortadoğu göbeğindeki ırakı işkal ediyordu. Hem de kocaman nükler silah ve kimyasalar korkutma girişimelriyle. Yalan olmasına rağmen gerekçe yapıldı. Tabi işkal sonrası da normal olarak bulunmayan nükler silahlar ve kimyasalar hikayesinin masal versyonuydu.

Irak darmadağın edildi. Petrol kaynaklarına borç denip el kondu. Aynen bazı körfez ülkelerinin petrol gelirlerine de savaşın finansmanını karşılama adına borçlandırıldılar. Bunlar uygulanan ABD işkal politikalarında ilklerdi. Fakat, ırak işkalinin başarısızlığı ve batağa saplanma öylesine net idi ki Obama bunu daha da gölgeleştirerek yöre ülkelerin ağırlığında sürdürmeye başladı. Türkiyenin de rol önderliği daha da açığa çıktı. İlk alan da Suriye oldu.

***

Irak işkali üerinden oniki yıl geçti. Çoğu bu ülkenin işkal altında olduğunu beleklerinde ve sorgulamada çoktan unutular. Oysa ırakta Amerikan ve Türkiye başta olmak üzere askeri varlıklar mevcut. ABD iran hesaplaşması da ırakta önemli yer alıyor. İranın Devrim muhafızları lideri Kasimi ırakta ABD tarafından katledildi. Fakat, ırakta demokrasi ve petrol zenginliği yok. Hele de kazara biraz bağımsızlık eylimi çıksa hemen hükümet ozulur. Hükümetler bu nedenle kolay kolay kurulamaz. Hele de hem dış güçlerin veya işkalcilerin beyenmesi ile iç etnik mezhepçilerin memnun edecek ortaklık kolay kolay olamıyor. İç çatışmalar, mülteciler, katliyamlar, etnik dini gerilimler peşpeşe yaşanmaya devam ediyor. Kuzey ırakta Barzaninin bağımsızlık referandumu dahi yaptığı akılda tutulmalıdır. Parçalatılan ve işkal edilen ıraktta hayat zor. Ama unutuluyor ve hafızalardan silinip sanki normal ülke gibi konuşturuluyor. Beceriksizlik, cahilik veanlaşamayan kesimler olarak hep sorguda onlar var. Ama ırakı işkal edip katliyamlara neden olanlar nedense ne yargılandı nede siyasal net tecrit edilebilindi. Buda oniki yılık ırakın acı tarihsel gerçeğidir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
240AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin