yaklaşımlarÖzkan YıkıcıYalanlara inanmamızı istemeleri - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Yalanlara inanmamızı istemeleri – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Sık sık liderlerin ve devlet yetkililerin çekinmeden yalan söylediklerine tanık oluyoruz. Bunlara insanların inanmalarını ötesine gidip desteklemelerini de zorla dayatmak da işin cabasıdır. Bu nedenle devlet idolojik aygıtları bolca kulanılır. Basın, televizyon ile sosyal medya bu konuda bonardıman nükler atışlar gibi haberler yayma görevini gerçekleştirmektedir. Sistemin sıkışması, yeni stratejilerini gerçekleştirme ve bunu gizleme örtüsü ihdiyacı sonucu yalan söylemek silahı kulanılır. Bununla da kamuoyu destekelri de sağlar. Salt sıradan insanlar değil devlet liderleri dahi bunu teknik olarak sık sık kulanır. Önemli siyasal hedefelrine koyarlar. Emperyalist gerçeği gizleme, faşist davranışları örtme adına hep yalan söyleyerek ve insanların kabule zorlamaları hep uygulanır. Gündemi kuşatıp zorla beyinlere yerleştirilir. Belge diye yalan hyanlış yazılar ve görsel şovlar yapılır. Böylelikle uygulanmak istenen kamuoyu desteği ile uygulanır. Sonradan açığa çıksa bile bunun hesabı hiç verilmez. Tam aksi yalanların tortularıyla yaşam devam eder. Irak işkali nedenleri, son olark da Ukrayna savaş sıçrama süreci oldukça bol yalan propagandalarla dolu dolu yapıldı. Çoğu açığa çıktı. Fakat yaratılan kamuoyu inandırıcılığı sonucu gerçek olguların karşısında epey mesafe alıp herkes bu yalanın içinde rolunu aldığı için etkisi olmadı.

Ukrayna savaşında bunu bolca yaşadık. Zelenskiden özgrlükcü ve demokrat çıkarma yalanları hep faşist gerçekliklerle yaşanmasına karşın, kamuoyları batıda hep Zelenskiye destek denip enerjisiz kalma bedeline dek gelindi. Öylesine anti Rusyacılık oluştu ki Çaykoskiyi tostoyu dahi sokaklarda lanetleyen davranışların dahi oluşmasını sağladı. Yine ekonomik kriz karşısında sermaye gücünü ve karını artırırken, ısrarla bedeli hep ezilenlere fatura edilirken de “milli ortak bedel ödeme” yalanının da karşılığı epey oldu. Ortadoğuda direk Batılı kesimler cihatçıları besleyip desteklerken, ayni yafta ile özgürlükçüler diye insanlara kabullendirildi. Son dönemde Türkiyenin direk destekleyip koruduğu idlipte kimlerin olduğu, Elnusranın Afrine dek etkin hale gelişi dahi duyrulmadı. Yalanların böylelikle Esata karşı ve güvenlik tanponu denilip gerçekler hep toprak altında tutulmaya uğraşılıyor. Benzeri K. Kıbrısta da hep yaşandı. Öyle yaşandı ki herkesin yaşamasına rağmen hala resmi yalan söylemlerin durdurulması olamadı.

Siz bu duruma uymaz ve gerçekleri söylerseniz, önce hayin ve terörist ilan edilirsiniz. Suç uydurulup yargılanırsınız. Sürgün edilirsiniz. Dıştalanıp adeta suçlu simgeleştirmelere uğrarsınız. Sanırım günümüzde yalanlarla özgürlük hikayesinin en iyi örnekleri Afkanistanla başlayıp, Suriyedeki işkal edilen yerlerdeki desteklenen kesimler, ırak işkalinde uydurulan nükler yalanları saymakla başlamak kolaydır. Sonradan hangisi doğru acaba ile dönemimizdeki emperyalist uygulamalar sorgulanma cenderesine girer. Pandora kutusu açılması için de gerçeklerin örgütlenip yalanların karşısına dikilmesi beklenir. Ama, Baydından Tatara her türlü ülke modelinde yalan hep kulanılma rolundaki esrumandır. Öyle kulanılır ki artık hukukla ve gerektiğinde polis askeri güçlerle de destek bulur. Bir ülke suçlanıp hemen yalanlarla işkale veya dıştalanmaya hemen uğrar. Ülke içi muhalifler ve aydınlar yine en hafifiyle hayinlikle damgalanıp kendi yalanlarının korkunç şekliyle kamuoyunda kabulü sağlanır. Artık bu tutumlar sistemin olmazsa olmazıdır. Tıpkı eşitsizliklerin işleyen temel kural olması gibi. Bu zemin en başta sömürüyü artırırken, faşizme de yükselme ile gerektiğinde devlet biçimi olma şansını da normalleştirir.

Kuzey Kıbrısta zaten bu gayet kolay işler. Yasasında tarafsızdır dneilip yemin eden makamcılar dahi çekinmeden yalan söyler. Kaybetme değil de güçlerini koruma sonuçalrı da bu yalanı daha bir normalleştirir. Yerel seçimlerdeki Ünalın milliciler ayrımlı veya Tatarın direk UBP destekleme saha rolü sadece en basitleridir. Et fiyatı düşeek derken artması veya ilaç bolca var derken piyasada ilaç olmaması ve fiat artışları sadece yaşamın birkaç örneğidir.

Kısaca, emperyalizim ve onun devlet biçimlerinden faşizim, kapitalizim ve sömürgecilik ilişkileri için yalan önemli gereken silahtır. Gerçekleri örtme ve yerine yalanla sanal dünya yaratma idolojisinin devlet politik haline gelmesidir. Bunun da tutması için insanların inandırılması gerekir. Bazen okşayarak bazen baskı ve korkularla bu gerçekleşir. Milli duygu, sistemsel güvenlik ve dini inançla da epey zenginleştirilen tabusal deyerler de eklenir. Ozaman da yalanlar gerçeklerden daa fazla tutar. İnanmazsak en basit politik güncel noktaya bakmanız yeter.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
241AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin