yaklaşımlarÖzkan YıkıcıBelediyeler yasası tartışmalarında kaçırılan gerçekler - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Belediyeler yasası tartışmalarında kaçırılan gerçekler – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Tekrarda fayda var: son Macaristan seçimlrinden tutun Türkiyedeki gerçekleştirilen referandum ve seçimlerle net şekilde gerçekler yaşandı. Aynisi, K. Kıbrısta da yaşandı. Sadece son bir yıl çerçevesindeki seçimler, kurultaylar, hükümet oyunlarında da tekrarlandı. Biz hala bunlardan yarrarlanıpp  gerçeklerle yüzleşmedikçe, hep yanılma ve kullanışlı aptal yerinde olmaktan kurtulamayız. Tekrar edecem: brakalım şu demokrasi lafazanlıklarını. Ülkemizin gerçeklerini mutlaka bilerek konuşmak, sorunların nedenini koymak ve çözümlemeleri de ona göre belirlemek şart. Hala “mış gibi demokrasi” ile bunu normalmışcasına konuşup sorunları tartışıyorsak, hep yanılıp kaybetmekten başka çare de kalmıyor. Daha kötüsü, bu koşullarla sömürgeleştirmeler devam edip bize demokrasi gibi söyletip sistem çirkin ve çürümüşlükleriyle devam edecektir.

Son belediyeler reforumu bize çok daha acılarını da gösteriyor. Biz olanları konuşmamakta direnirken, devamının da gelişini pek anlamadan ayni duruşla “demokrasimizin çarklarına zarar verecek faaliyetlerden kaçınıyoruz” rüyasına devam edelim. Kolay kandırmacalar ve fırsatla yeni daha tutsaklığın da kolayca normalleşmesini de görmekten kurtulamayacağız. Hemen bir örnek verecem: sabahleyin Belediye bazı çalışanlarla sohbet ediyordum. Onlar bana yeni yasanın ne olduğunu soruyorlardı. Halbuki zahmet edip okuyabilirlerdi. Neyse ben kayum konusunu söyledim. Sanki anlaşmış gibi bir ağızdan “iyi olur! Ozaman Cemal olayında kayumla onu da görevden alırlardı. Lefkoşa belediyesi de zarar etmezdi” dediler. Ben kayumu anlatmaya, ülkemizdeki sömürgesel yönetim işleyişinden örnekler vermek niyetindeyken, karşımdakilerin Türkiye ile ilgilenmediği, sadece kendilerine dokunup dokanılmadığı düşüncesinde olduğunu anladım. Üstelik sanki ülkemiz makamlarının yandaş tutumları, direk Türkiye müdahalelerini hiç görmemiş gibi olmaları da nerelre dek geldiğimizin acı kanıtları gibi karşımda dimdik duruorlardı. Üstelik UBP falan değil CTP ve TDp senpatizanı olduğklarını çekinmeden söylüyorlardı.***

Benzer olayları karşılaştığım sendika çevrelerinde, parti kişilikelrde de rasladım. Zaten, reforum yasası tartışmalarında dahi ortaklaşma olmadığı net. Sadece CTP eksenli belediyeler eylem yaparken, Sendikaların durumu da dağınıklıkla karışıklığı yansıtıyordu. Evet, tepkiler vardı. Meclis zorlandı. Fakat, büyük belediyeler UBP kontrolundakiler pek katılmadı. Muhalefet partisi ise hala bir yanda göklerde dolaşıyor, öte yanda söylenenlere göre bazı görüşmeler de yapıyor. En acısı şu: birçok çevre Belediyeler yasasını konuşuyor. Fakat, yasanın nerden geldiğini, içeriğinin ne olduğunu pek söyleyen de yok. Kapatılacakları için tepki koyan belediyeler, haklarını kaybetme olayını duydukları ve ielrde ne olacaklarını bilmeyen çalışanlar sokağa çıktı. Daha kötüsü, yasayı sunan koltukçular da birbirine uymnayan açıklamalar yapıyor. Üstelik yine hatırlarsanız şu önemli ihtimali de yaptıydım: bu gelişmeler ve tutumlar, türkiyenin daha kolay dizayin yapma fırsatına da dönüşebilir.

Belediyeler yasası geldi. Okumadan ve kimin önerisi olup hedefi sorgulanmadan hemen yerine ve çıakrına göre tavırlar konuldu. İçeriği pek bilinmez. Önemli tehlikeli gelecek uygulamalar da pek hesaba katılmaz. Hem vergi keyfi artırma, hem de merkezi yetki müdahale yoğunlaşması nedense şimdilik öne çıkarılmıyor. Çünkü bu konuda etkilenecek kesimelr de örgütlü değildirler. Ama, kapatmayız ve vermeyiz sözlerle olanı koruma gibi tuhaf çizgiye de gelindi. Yine görüldü ki yazılı olmasına rağmen, sözle söylenenin birilerini ikna edip eylemi erteletiği de yaşandı. Üstelik, sendika denilen örgütler tarafından gerçekleştirildi. Ama, ısrarla gerçeklerden hep kaçıldı. Sanki salt belediyesel keyficiliğin yaşandığı süreçle sınırlıymış gibidirler. Oysa, makamcılardan çok elçilik kapısına gidip yardım alındığı da unutuluyor. Yolsuzlukların duymazlığa,n yaysadışılıkların  örtülmesi, keyfi yandaşla istihtam yığınağının olduğu yapının hantalığı sorgulanmayan ve gelen teklifte de bunun net konulmadığı nkavranmamaktadır.

Okumadan konuşulan ve bunun doğru olduğu kabullenen, öncekilerdeki yanlışlara dokunulmadan devam denilen, daha merkez bağımlılığı ile ahaliden vergi alma çerçeveli bu yasa ta  baştan ret edilmelidir. Hele de sömürgeciliğin devamını içerdiği, işbirlikçilik kuralıyla yönetilme şeklinin devam etme hedefli oluşu kaçırılmamalıdır. Nifus artırarak deneyimi zaten önceki “reforumd” yapılıp iflası daha başlarken gerçekleşti. Zaten, reforum dneilirken Lapta ve Mağusadan gelen haberlerin de sorunla nedenli uzak olunduğu anlaşılıyor. Ama, eylemde dahi ortak görünen makamlardan sendikadaki ikilemin bir sözle nasıl kırılma tehlikesinde olduğu gerçeği, çok düşündürücü olması gerekir.Hele de tam seçime üç kala bu yasanın hızla gelmesindeki nednein K. Kıbrıs değil de Türkiye olma durumuna hala uzak kalmanın da hastalığına diyecek söz kalmadı.

Çok kolay kandırılıyoruz. Daha doğrusu kültürü oluşturuldu. Her sunulan daha sömürgesel yasalara insanlar, bizi kapzarmı sorusuyla sınırlı soruda kalınca, çözümü de oluyor. Şimdi belediye başkanlarına emekliliklerine dek danışmanlık görevi deniliyor. Yani dokunulmadan maaş lıp yatacaksınız deniliyor. Ama belediyelerin batışında, borçların alınışında,yığılan çalışan gerçeğinde ve nicesinde zatan denilen şu demokrasi olsa,makam izin vermeyecek, yüce yargı da yargılayacaktı. Mağusa son olayı karşımızda yaşanmaya devam ediliyor. Ama, biz bunları görmezden gelip, belediye içindekiler herkes kendine göre dokunulup dokunulmayacak snırıyla olaya yaklşıyorsa, diyecek söz kalmıyor.

Tekrar edecem, okunmadan, olayın nedenini bilmeden, ayni yanlışlara devam diye diye şimdi sıra belediyelere geldi. Herşey ters. Zaman dahi anormal. İçerik ise buranın dili dahi olmadığı kesin. Türkiye gerçeği vardır. Geçmez se para gelmez tatlı teslimiyeti de var. Ama göründü ki ne kadar teslim olunursa o  denli para da gelmiyor. Birkaç emekli şu soruyu bana sordu: yasa geçmez se para gelecek mi”? Paranın da gelmediğine inanmayıp böyle moral bulanlarımız da çok. Onun için geçen eylemi, herkes memnun demem boşuna değildi.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
240AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin