yaklaşımlarÖzkan YıkıcıOniki Mart darbesinden bir anı - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Oniki Mart darbesinden bir anı – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Bugün 12 Mart. Türkiyedeki darbenin üzerinden tam53 yıl geçti. Kimisi bu duruma Muhtura adıyla da atlandırmayı yeyliyor. Değişmeyen gerçek, 12 Mart darbesiyle Türkiyede karanlık dönem yaşanmasıdır. Uluslarası ilişkilerde Natonun yeşil kuşak listesine katılmak, Türkiyedeki var olan koşulların daha da gericileştirip otoriterleşme sürecinin yapılmasıdır. Boşuna orgeneral Tağmaç “siyasal gelişmeler, ekonomik koşulları aştı” demediydi. Demirelin “giydirilmek istenen gömlek boldur onun için daraltmak gerekir” siyasal tesbiti yapmadıydı. Kısaca: 12 Mart darbesi Türkiye tarihinde önemli karanlık sürece daha da geçilmesinin önemli siyasal hamlesidir. Kemalizmin son tasfiye edilme devlet içi hamlesidir.***

Ben ilgili dönemi Türkiyede yaşadım. Körler okulunda öğrenciydim. Net yaşayarak konuyu anlamaya çalıştım. Sürecin içinde olan anımı burada aktaracam.

Onbir Mart günü yatarken, hazırlandığımız Körler okulundaki boykotu düşünüyorduk. Körler okulunda ozaman müdür Hasan akınerdi. Faşist karakteristeydi. Baskı yanında görmeme durumunu da kulanıp öğrencileri dinliyor ve ansızın dövdüğü olaylar da boldu. Buna yardımcı olan okulda hem de görmeyen öğretmenler de vardı. Elbet faşist düşünceli talebeler de vardı.

Bu baskılara karşı çaresizlik vardı. Bu arada Körler okulunda öğrenci birliği geleneği de vardı. Okulumuz Gazi Eğitimin dibindeydi. Türöiyede yükselen sol dalga ilk okulara dek boykot eylemleri de getirdiydi. Okuldaki baskılar ve şu veya bu şekilde kurulan Gazi Eğitim ve Siyasaldaki ilişkiler, giderek okulda boykot yapılma eylimini de tetikledi. Çünkü, gerçekten baskılar çoktu. Jopla dövülmeler dahi oluyordu. Üstelik bunu apan disiplin kurulu başkanı öğrentmendi.

Sonunda Gazi Eğitimdeki toplantıyla boykot kararı alındı. Öğrence muhtura okunacak ve sonra da boykot yapılacak. Dışardan gelecek saldırılar için de Gazi Eğitimden bazı öğrenciler yardım edecekti. İşte 11 Mart gecesi bu kararla uyuyorduk. Sekiz Martda bazı odalarda öğrencilere boykot kararı soruldu. Eylim net idi. Fakat, hemen sonra klasik durumla olayı müdüre ispiyonlar oldu. Düşünülünce de karara devam denildi.

Ertisi gün gözler açılınca, yatakta doğrulunca, muhtura haberi duyuldu. Hemen Gazi Eğitime giden birkaç arkadaş eylemi tartıştılar. Tam net olmaması ise “şimdilik hazırlıklar devam edilsin” kararı alıındı. Ama, işler öyle gitmiyordu. Nitekim Turan içli muhturayı mikrofundan okudu. Olayı anlamayan müdür muavini ise okununca artık işişten geçtiydi. Bu gaf okulda özellikle müdürü epey kızdırdı.

Tabi ki boykot yapılmadı. Çünkü muhtura sonrası gelişen durum, olayı noktaladı. Ama Akıner boş durmadı.

Bir gün kütüpanede araştırma yaparken, faşist iki öğretmen ve birkaç öğrencinin konuşmasına tanık oldum. Konuşma öğledensonra polisin Gazi Eğitimi basacağı, dibimizde olan yurdu da arayacağını, müdürün bildirim yapıp Körler okuluna da gelmelerini istediği sohbeti söyleniyordu. İspiyonlaşacak isimler de söylendi.

Ben hemen sınıfımızda solcu olan Yaşar Eroğluna olayı söyledim. Hemen uyarmasını belirtim. Gazi Eğitime de haber verilmesini istedim. Özellikle G.E. için bazı isimlerin adını da ekledim. Belli ki yaşar bunu fazla umursamadı. Hat da ispiyon edilip verilecek Turan içli ve Osman Memişe dahi söylenmedi.

Olay böylesine gelişti. Daha dersten çıkmadan okul asker ve polis trafından basıldı. Mikrofon açılıp Hasan AKıner yukarda belirtiğim isimleri müdür odasına çağırdı. Osman ve Turan göz altına alınıp ggötürüldüler. Fakat, arabalara doldururken, komutan yer azdır deyip bu arkadaşları serbes braktı. Ama iş bitmedi: ikinci arama baskınında yine Hasan Akıner müdürü bu defa başka arkadaşları da ekleyerek öpolise verdi. Günlrce hapis yatılar…

Yaşanan bu gerçekler direk 12 Martın ne olduğunu bize anlatıyordu. Üstelik gazi eğitim dibinde olmamız, birçok operasyon ve tutulklamalara direk tanık olmamızı da sağlıyordu. Ama Hasan Akıner tüm baskılarına rağmen senesonunda görevden alındı. Alehine odenli olaylar vardı ki sonunda onu besleyen öğretmenler dahi dengesizliklerinden bıkıp gitmesine yardımcı oldular.****

Kısaca, size güne uygun olarak tam da 12 Mart muhtursaı günelrinde direk yaşadığım bir anıyı anlatım. Bu bir anlamda psikolojik korku yanında faşizmin ne olduğunu da tanıklıklarla da öğrendik. Ek olarak ne yazık o dönemlerde genelde Körler okulu müdürleri hepsi sgandal veya okul içi öğretmenlerin tetiklemesiyle görevden alındılar. Fakat faşist baskılarıyla en sert yer brakan Hasan Akınerdi. Üstelik körler okulu müdür körlüğü kulanıp “görmüyorlar” denip direk dinleyerek veya tekme tokat döverek de uygulama yapıyordu. Bu 12 Mart döneminde hem de körler okulunda boykota gitme eylimini dahi yaratacak boyuta gelindi.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
241AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin