yaklaşımlarÖzkan YıkıcıHuntington günümüze - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Huntington günümüze – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Odenli facialar yaşanıyor ki,sadece izlemek dahi insanı kahretmeye yetip artıyor. Genel düşünme veya oluşan geçmişten günümüze birikimi ele alma bakışımız dahi yok ediliyor. Emperyalizmi, faşizmi ve sömürgecilik kriterleriyle değerlendirme yapmamız dahi uzak bir yere doğru kayboldu. Oysa doksanların tartışmalarını hatırlasak, bunun o dönemlerden çizilen stratejilerin taşlanması olduğu ve yol kazaları veya ikinci üçüncü olanaklarla yola devam etirilmek istendiğini anlasak, olaya daha deyişik yaklaşmamızı da yaratır.

Huntington, o dönem Kültürler çatışması diye bir strateji ileri sürdü. Sistemin geleceği üzerine tezler oluşturdu. Bu sıradan olay deyildi. Tam aksine Sovyetlerin dağılması sonrası izlenecek düşüncenin kamuoyuna satılmasıydı. Kültürler çatışması tartışılırken “imkansız, hayaldır” gibi ötelenmeler oluyordu. Sınıf mücadelesi yerine kültürler çatışması görüşü pek de satıcı bulmuyordu. Hat da Klinton bile bunu öteledi. Fakat, farkında olmadan Yugoslavyada deneyimi dahi gerçekleştiriliyordu.

Kültürler atışmasında “BOP, Avrasya Stratejisi ve Çinin uzun vadede kuşatılması” uzun vadeli stratejik emperyalist siyaset vardı. Ama, bunun hayal olup eleştirisi dahi fazla yapılmadan kesiliyordu. Gerçekrten, konulan hedef, oluşacak sapma nedeniyle pek de karşılığı yoktu. Mucize gerekiyordu. Önce Asya Kaplanlarıyla başlayan Neoliebral modelerin çöküşü ve ardından gelen Onbir Eylül saldırıları bir anda hayaldır ve imkansızdır denilen Kültürler çatışması hızla yürürlüğe girdi. Hemen ABD korkunç faciya üzerinden Afkanistan ve ordan da ırakı işkal edip Ortadoğu projesini yürürlüğe koydu. Alay edilen ikinci Buş birden dünya lideri yerine konuldu.

Belirli aksaklıklar olurken ikibinsekiz dönemi ikinci versyona geçildi. Neoliberal ekonomik kriz direk geliişmiş kapitalist ülkeleri vurup adeta artık üretilemez hale geldi. Öte yandan ırak konusunda sıkıntılar vardı. Açık işkaler pek de beklenen sonucu vermiyordu. Kriz ve Obamanın seçilmesi yeni bazı rütüjlerle Ortadoğu projesi gündeme geldi. Fakat, krizin ABD vurması ve giderek ABD hegemonyasının sarsılması, ister istemez bölgesel güçlere de fırsat kulanma göreceliği verdi. Özellikle de Ortadoğuda. Türkiye de bunu kulandı.

Yeni süreçte bazı fırsatlar da kulanılmaya başlandı. Özerk bölgeler veya işkal edilen yerlerin ilhak veya özerkliklerin kaldırılması da yapılmaya başlandı. Tamiler, Keşmir, Batı Sahra, Golan tepeleri, Doğu Kudüs gibi birçok özerk veya işkal edilen yerler resmen ilhak edildi. Son olarak Karabağ da ayni nasipliği aldı.

Ulusal devletlerin parçalatılması ve uluslararasılaşmadan ulusalcık yönelişlerle sistem yönetilemez boyutla yeni stratejik hesapların arasında bilinen kültürler çatışmasının da derinleşmesini getirdi. Irak deneğimi veya başka ülkelerdki Libya ve Suriye hamleleri beklenen sonucu vermedi. Tek sonuç veren, Kültürler çatışmasının birçok yerde karşılığı olup ülkeleri ve giderek bölgeleri darmadağın etmesidir.

Genel emperyalist rekabet, bölgesel hegemonya kurma, ulusal devletler kırılmaları daha alt yapılı örgütler gibi her konuda birçok denklem karışıklığı getirdi. Farklılaşma ve çelişkiler önemli kayganlık getirdi. Filistin de bundan nasibini aldı. İsrail ise Golandan Doğu kudüse işkali ilhaklaşmaya taşıdı. Başta Batı Şeryada yerleşimlerle ilhak etmeyle Filistini göçe zorlama politikası da uygulanarak epey mesafe aldı. Adeta Filistin konusu dünya gündeminden düşürülürken, öte yandan da yeni hamlelerle rekabeti genelde tırmandırıyor. Bu koşullar ise göz göre göre israilin Gazlenin sürgüne gönderilme veya katletme politikasının da arkasında batılı Emperyalistler hemen çizilmekte olan durumla resmen kültürler çatışmasının nereye geldiğini de kanıtlamaktadır. Kuralsız olma ve uluslararası birçok yapının çürüyerek çökmesi adeta kültürler gerilimleri de daha bir çok yönlü duruma getirdi.

Huntington, kültürler çatışması dedi. Ortadoğu başlangıç yönüydü. Suriyede istenen olsaydı iran olacaktı. Nitekim İsrail ve ABD ısrarla iran kartını hep oynuyordu. Yukarda ise Ukrayna cepesine dek gelinip Rusya ile sıcak savaşa girdiler. Stratejinin bilinmesi ama güç denklemindeki oynamalar bize tek tip politik çıkmazının da yeniden hatırlanmasına yardımcı olması gerekir. Bunları hatırlarsak, son israilin saldırıları ve neden desteklendiği konusuna net yanıt verir. Tabi olaya emperyalizim gözüyle yaklaşma olmasının da dayatıldığı kesin.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin