yaklaşımlarÖzkan YıkıcıŞok hafızdan Libya sellerine - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Şok hafızdan Libya sellerine – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Günlerdir Libya selleri, gidrek haber niteliğinden kopma aşamasına doğru gidiyor. Halbuki Libyadaki sellerin yirmibini varan ölüm sayısı beklentisindeydi. Derna kentinin tarih olduğu söyleniyor. Öylesi seller olup geldi ki barajlar yıkılıp yağmur selelriyle birlikte etrafı faciyadan da öte, yıkıp geçti. Kadafiyi devirmek için uçakları kaldırıp bonbalar yayanlar, Türkiye başbakanı ozaman çanta dolu parayla müdahale için ayni ülkeğe giderken, B.M. hemen toplanıp yasaklar ve anbargolar ilan ederken, aradan 12 yıl sonra bu defa Libya felaketden de öte oluşan fırtına ve ardından gelen seller konusunda pek de isimleri duyulmuyor. Son olarak Derna kentinin yok edilişi haberi yanında, özellikle italyanın Lonpardo adasına bir günde beşbin üzerinde üçyüz tekneyle mülteci geldiği bilgisi de daha da konunun genişleyeceğinin işaratidir. Çünkü, ilgili adaya en çok mülteci veya göçmen Libya kıyılardından geliyor. En ironisine gelelim: ülkeği kontorl etmeyen, normal zamana geçişte en önemli iç engel olan, koltuğunu başta açıktan Türkiye ve arkadan İngiltere ile taşınan Suriyeli cihatçılara dayanan “yönetim” olağanüstü durum ilan ediyor. Buda emperyalist sömürgecilik günümüzün Libya son halkası olarak eklenmelidir.****

Libya son dönemde artan Akdeniz kasırga sisteminin tutsağı oldu. Önce kasırgayla başlayan felaket, ardından görülmemiş en yoğun yağışla devam ediyordu. Sonra su barajları patlayarak sellere sel kattı. Derna şehri bir anda yok edildi. Patlayan barajlar konusundaki bilgiler de daha bir sömürünün acı itirafıydı. Betonla deyil de toprakla veya kaya parçalarıyla sıkışan iki büyük barajdan söz edilmektedir. Bunlar artık sayının nereye varacağı bilinmeyen ölümlerle de konu tamamlanıor. Libyada ortak yönetim yok. Ülkede bol miktarda hegemonya müdahalesi için paramilitaristler var. Silahlar aktarılıyor. Bir anlamda Libya deyişik ülke işkal işbirlikçi kuralıyla paranparça idi. Seller ise öteki yüzün itirafıydı. Ülkeği parçalamak için harcanan çanta dolu paralar ve uçak füzeleri gerçeği yaşatılırken, faciya karşısında ayni duyarlılık yok derecesinde durup kaldı. Libyada saysan birçok ülkenin taraftarı ve destek adına kaydırdıkları paralar vardır. Ama, ayni durum felaketin de ötesindeki yaşanan durumda yok.

Libya dünya kamuoyunun  hiç de yabancısı olmadığı ülkedir. Aynen K. Kıbrıs içinde. Yetmişlerde Türkiyeği destekleyen tutumuyla Libyalı Kadafi konuşuldu. Çalışmak için Libyaya gidip başlarına gelmeyen insanlarımız var. Daha geriye gider ve Yetmişlerde durursak, o dönem yayınlanan Devrimci Liseli dergisinde ikinci paylaşım savaşında Libyada yer alan Kıbrıslı anlatıları vardı. Ayrıca, K. Kıbrısa yardım edilerek en başta yol yapılması istendi. Tabi bu yardımların K. Kıbrısta ne olduğunu direk tahmin edersiniz. Libya ile kardeşlik dernekleri kuruldu. Hat da bir de Amerikan saldırıları karşısında destek mitingi dahi yapıldı…

Yapılan Seksenbeş seçiminde Kadafinden destek alan parti dahi oldu. Ama, Klasik Kıbrıs tutumuyla bundan hep rant devşirme ve seyahat fırsatı dışında geriye hiçbir yaşanan brakılmayıp hafızalardan sildirtildi.

Kadafi B.M. konuşmalarında hep etkiliydi. Ayni B.M. Kadafinin devrilmesi için hem uluslararası destek kararı hem de yasaklarla ülkenin parçalanmasında 2011 yılında karar dahi aldı. Yukarda belirtiğim gibi, Kadafinin en çok yakın duyup gerektiğinde destek verdiği Türkiyenin de durumu bir başkaydı. Önce Klasik Erdoğan gerçeği yaşandı. Nedense kimse dersini almadı. Natonun Libya çölerinde işi nedir diye kükredi. Sonra bir hafta içinde izmirden kalkan Nato uçakları Libyayı bonbaladı. Başbakan bir çantayla Libyaya gider.

Libyanın da parçalanmasında Türkiye direk rol aldı. Hat da önce Libya isgenderun Suriye sonra tersinden idlipten Trablusa cihatçı yolu oluştu. Libyada tüm yapılan anlaşmaları uygulamayan tarafın destekçisi oldu. Ülkenin bir tarafında direk destekle durdu. Fırsatı kulanıp tüm Libya yönetimi olmayan süreçte, yandaşıyla Mavi vatan hedefli deniz münhasır anlaşması dahi yaptı. Ama, son felaketde çanta falan da gitmedi.***

Libya gelişmeleri bizi emperyalist gerçekle karşılaştırıyor. Kadafinin katlina varan müdahale, sel felaketiyle doğa afetlerinin iklimsel bozulma versyonlarına tanık olduk. Libyayı yıkmak için füzeler ve müdahaleler yapılıp parçalandı. İklim bozulmalasının da artan sertlikteki kasırga ve sellerle de bedeli Libyalılar ödedi. Ortak basit hafıza gerçekleri, yukarda kısaca özetlendi. Nankörlük ve sömürgeciliğin resmine tanık oluyoruz. Hala Libyada ortak devlet dahi yok. Ülkede bol miktarda birielrinin adına savaşan milisler var. Son durumda Libyadan da Avrupaya denizden büyük göçler hızlandı. Libya ayağını düşünürsek, yaşanan ikili kısgaç yıkımında, insanların can havliyle kaçmalarına bir şey deme şansımız var mı?

Libya faciyalarının önemli dalgası şimdi Avrupa sahilerinde ulaşan sandal veya botlarla gelen göçmenler de kapıda bulunuyor. Bunları ortak birliktelikte ele almadıkça, olanları doğru dürüş dahi bilgilendirmekdikçe, yoksul çığlıkları denizlerde dolu dolu dalgalarda yaşanacaktır. Eğer bu felaket Avrupada veya Amerikada olsaydı, acaba haberler nasıl olacak tı?

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
242AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin