yaklaşımlarÖzkan YıkıcıSuriye tartışmaları üzerinden bir değerlendirme - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Suriye tartışmaları üzerinden bir değerlendirme – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Suriye konusu uzun zaman süreceğine benzer. Herkes işine geleni alıp da geniş prokram gibi de konuşup gidiyor. Artık tek tip Suriye deyil de herkesin işine gelen Suriye noktasına çoktan geldik. Tabi ki son günlerde K. Kıbrısta Suriye deyil, kendi yaşadıklarının direk etkin olan Türkiyede olanlar dahi pek gündeme gelmediği gerçeği de vardır…

Salı gecesi en son olarak Halk TV kanalında da Suriye konusu tartışıldı. Birisi Türkiyden gidip gezgin gazeteci gibi olan ve öteki de yerel gazeteci iki kişi ve ekran katılımcalırı katıldı. Daha önceleri gerek Halk TV gerek Tele 1 kanalarında da bu tip prokramlar izledim. Genelikle oraya gidip Suriyeği anlatanlarla prokramlar sıklaştı. Hedef ise anlatılan Suriye sonrasında Türkiyedeki Suriyeliler durumuyla bağdaştırılıyordu. Özellikle muhalif kanaların bu durumu daha çok yapması da önemliydi.

Fakat: prokramı izlerken, anlatılan Suriye dışında yapılan yorumlarda belirli amaca yönelik olması nedeniyle sırıtan gerçekler de vardı. Suriyeğe gidip ordan incelemelerini anlatanların özellikle şu sözleri hep beni biraz endişelendirdi: “Suriyede savaş bitti”. Bu sonuç bana çok ters geliyor. Bu durunu Suriyedeki sokak ile öteki izlenimlerle de sunmaları sonrası ise Türkiyedeki süriyelilerin dönüşüyle geniş alanda tartışmaları, epey eksik ve bence yanlışlık da var. Hele de indipendıt yazarı Fayık Bulutun ayni konuda yazdığı makale de tam aksi Suriyede savaşın deyil bitmesi deyil, yeni krizlerin çatışma olasılıklarından söz ediyordu…

Neden bu eleştiriği yapıyorum: çünkü özellikle Suriyeğe giden gazeteciler kendi kendilerine şu soruyu sorsalar, savaşın bitiği ifadesini kolay kolay kulanmazlardı. Neden Lübnan üzerinden Suriyeğe girdiler. Neden Türkiye hem de uzun sınırı olmasına rağmen bu taraftan hem de çok daha yakın olmasına rağmen gidemediler… Bu basit soru yanıtı dahi savaşın bitmediği  sonucunu kolayca verirdi. Belli ki Türkiye genel dış politik bakış muhalif ve gerçekleri arayan gazetecileri dahi çenberine aldı.

Kıbrısta yaşamanın önemli tanıklıklarıyla da devamında ek olarak şunları eklerim: hala SUriyede ateşkes dahi ilan edilmedi. Suriyenin önemli taraflarında işkaler var. İsrail ile dahi hala savaş halindedir. Fayık Bulutun da belirtiği gibi hala İHalar saldırı yapıyor. ABD bölgeğe yığınak gerçekleştiriyor ve en önemlisi Kuzay Batı SUriyenin bir kısmı hala ayit oldukları Türkiyenin kontrolunda olmaktadır. Üstelik de kendi ülkeleeri olan Türkiye, ısrarla öteki Doğu Fırata saldırmak ve yeni topraklar almak için önemli ülkelerden yeşil ışık bekliyor. ABD ürdün sınırındaki hareketliliği de başka bir nokta. En önemlisi SUriyede hala ateşkes dahi yapılmadı. İşkaler sürüyor. Özek bölgeler devam ediyor idlipte ikinci Afkan emirliği adıyla hyüksele  gerici yer vardır. Ama, konuşan gazeteciler ısrarla “Suriyede savaş bitti” diyor. Soru soranlarda katılarak hemen Türkiyeleştirilen Suriyeliler konusuyla geri dönüşleri üzerinden tartışma geliştiriliyordu.

Önemli başka bir nokta daha var: buna biraz dokundular. Suriye yukarda belirtiğim gibi toprağının bir kısmını denetim altında tutmuyor. Üstelik özellikle Türkiyenin kontrolundaki bölgelere nifus defaktosu yapılıyor. Yeni Afkan emirliği denilen cihatçı kuşak kurumsallaştırılıyor. İkincisi ise Suriye hala başta ABD olmak üzere anbargo uygulanmaktadır. Öyle bir anbargo ki ilaç dahi ülkeğe sokulmuyor. Bir başka tuhaflık da uluslararası yardımların Türkiye üzerinden cihatçı ekseninden gönderilmesiy di. Bu defa Çin ve Rusyanın vetosuyla bu yardımlar da artık gitmiyor. Bunlar dahi konuşturulmuyor. Suriyeğe nefes aldırtmayarak ve hala birçok ülke Esatın gitmesiyle oluşacak siyasal yapı talebinde ne yazık direniyor.

Kıbrısta yaşamanın ve burda tarihi gelişmelerle yaşananların da birikimi olunca, bir başka Suriye konuşma eksenine hemen girerim. Benzer koşullar ne yazık Kıbrısta da var. Bir farkla, Kıbrısta en azından ateşkes var. Suriyede bu dahi yapılmadı. Ama, Suriyeği ziyaret eden veya Suriyeli gazeteciler hat da basketbolcu kişi dahi savaşın bitiğini ve normalleşme olduğunu söylemesi bana biraz tuhaf geldi. Kim bilir, belkide ben yanılırım!

Anlaşılacağı gibi bazen resmi idolojik kültürleşmeler sizi resmi idolojiğe karşı olduğunuzu ve gerçekleri savunuyorum deseniz de kültürleşen bu düşünce size karşı olduğunuz bakışın da etkisinde brakır. Dikatimi çeken, ilgili kesimlerin Türkiye kontrolundaki bölgeler konusunda ifade kulanmamalarıdır. Türkiye kontrolunda olan Suriye topraklarına hangi sıfatı veriyorları öğrenemedim. Sadece Esat etkinliğindeki bölgeden söz ediyorlar. Örneğin idlip veordaki onbinlerce yabancı cihatçı kelimesini hiç duymadım. Sanki Tüm Suriyede savaş bitmiş ve insanlar normalleşme sürecindeymiş gibi algıya oynadılar. Devamında da elbet resmi ekseninde katgısıyla kendilerince önemsedikleri sığınmacıların ülkelerine nasıl dönecekleri tartışmasına girdiler Eksik bilgi ve onların mutlaka dönme arayışı olunca da eksik Suriye ile sonuç üretilmeğe çalışındı. Oysa yine yukarda belirtiğim gibi Fayık Bulutun makalesi tam aksi gelecek tehlikeli Suriye bilgileriyle doludur. Tabi bilmem. Sık sık medyalara çıkan ve önemsenen  Hüsnü Mahali bu duruma nasıl dokunacaktır.

Kısaca, daha gerçekçi görüp izlediğim Türkiye medaylarında Suriye tartışmalarını izlerken, birden istemesem de Kıbrıs bakışları da aklımdan geçti. Acaba, birileri çıkıp da K. Kıbrıstaki Türkiyeliler dese ne derlerdi. Örneğin, Hatay örneği çok verildi. Peki ayni Hatayın K. Kıbrısta bazı yöerelerdeki nifusun kaçta kaçıdır deseler bu defa biz ırkçı mı olurduk? İşte öyle bir Suriye tartışmasından böyle bir Kıbrıs yaşanan gerçeklikle yazı çıkar.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
248AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin