yaklaşımlarÖzkan YıkıcıKutlu Adalı katliamını anarken - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Kutlu Adalı katliamını anarken – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

“karanlık gecede kurşun kaleştir,

Sıcak tenden aldığı bir candır,,

Gözü yok ki hedefini bulsun,

Tetiği çekendir canı yakandır…

Adalıda bir ışık söndü; kim vurdu bir sıkılmış kurşun ile”

Bu sözlerle başladım. Kutlu adalı katliyamını duyduğum gün. Önümde gelişen olayları kelimelerle müzik üzerine kondurtum. Birkaç günde yirmidört dakikalık bir beste oluştu. Arkadaşım Naci Öznergiz yazdığım iki bölümlü ezgini  sözlerini alıp hafta sonu Yeni düzende yayılatı. Ben bu yirmidört dakikalık besteği yanılmıyorsam, 3 kez söyledim. Biri Mağusada biri Lefkoşada ve bir kez de fesdivale katıldığım dönemlerde söyledim. Türkünün girişini epey defa sahnede okudum. Aynen son bölümünü de. Sadece tümünü 3 kez okudum. Adalıyı anma gecelerinde oldu. Bunun dışında öncelikle Kutlu Adalı anma gecelerinde dahi pek de ilgili eseri okumam talebi de gelmedi.

****

Seneler sonra yeniden Kutlu Adalı katledilme gününe geldik. Epey zaman geçti. AİHM dönen karardan tutun, Sedat Pekerin itirafına rağmen konu hala beklentilde. Daha kötüsü, hafıza kaybına sokuldu. Anma günlerinde dahi başta gazeteciler ve partilileri dahi önem vermeme derecesine geldiler. Oysa Kutlu Adalı katli, yakın tarihimizin önemli dönemecinde oldu. Adalının yazdığı bazı gerçeklere tahammül edemiyenler de bu cinayete karar verdiler. Öyle kaçma da olmaz: Pekerin de itirafıyla öncelikle kardeşinin de bu nedenle adaya gelme gerçeğine karşın, olaydaki K. Kıbrıs ekseni ile TC katılım merkezi hala ortak paydada kulanılmamaya özen gösteriliyor. Halbuki Adalı katlinde yazılan bazı can sıkıcı gerçeklerin önemi kadar, o dönem hem Türkiyede hem de K. Kıbrısta yönetim içi krizin de doğruya çıktığı günlerdi. Nitekim, hafızadan hemen sildirtilen altı kişi hakındaki ölüm kararının ilk sırasında Adalının olduğu belirli çevrelerce söyleniyordu. Bazı istihbaratçılar ise “Adalıyı kurtaramadık” itirafları dahi yapıldı. Bunlar Adalıyı anlı anma günlerinde pek de söylenmek istenmeyen önemli yaşananlardı.

Pekerin direk itirafı verdiği isimlerin aynen katliyam dönemindeki suçlanan kişiler olması da herhalde tesadüf olamazdı. Kutlu Adalı Kıbrıs gerçekleriyle katledildi. Katıksız demokrasi vurgusunun adeta yaşanan neferi oldu. Arada çıkan bildik bilgiler birilerini alevlendirse de gerçek bilenin etrafında dolaşılma dışında hamle yok

Kutlu adalıyı anarken, Kıbrıs tarihinin karanlık ama bilinen paradoksal sayfasının da yeri artık net. Bunu hala görmezden gelenlere de şaşmıyorum. Hele Denktaş faktörüne dokunmayanlar mesajını da alıyorum. Denktaş hemen katliyam sonrası “rumlar kuzeğe geçip Kutlu Adalıyı vurdular” söylemi de bildik tarihi yeniden yaşatma uygulamasıdır. Nedense Adalı Denktaş ikilemi hiç yokmuş gibi de olay salt cinayetle sınırlama çizgisine çekilmesi de acı geri çekilmenin sınırıdır. Yeniden Kutlu adalıyı anarken, Kıbrıs Türkiye denklemini ve devletler içi çalkantının yansıyış durumunu mutlaka akılda tutarak deyerlendirme yapmanın önemi bir okadar artı.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
261AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin