yaklaşımlarÖzkan Yıkıcıİsrail'de gerilim yükseldi - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

İsrail’de gerilim yükseldi – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Hafta başında İsrail’de gerilim iyice artı. Önceki makalemde de belirtiğim gibi, Netanyahu’nun hızla yargı yasasını geçirip, Erdoğanlaşma hamlesi sonucu, sürmekte olan protestolar da artı. Hafta başında İsrail sokakları epey ısındı. Tel Aviv’den yola çıkan büyük kitle meclis etrafında çadırlar kurdu. Çatışmalar ısındı. Şiddet daha bir yoğunlaştı. Yine de Netanyahu, meclisten yasanın ikinci versiyonunu da geçirdi. Üstelik, muhalefet katılmadığı için sıfır ret ve64 kabul gibi ilginç rakamsal anlamlı tabloyla yapıldı.

Pazartesi İsrail’de siyaset de ısındı. Akdeniz’de yükselen sıcaklıklar ve resmen kavurtucu derecesine sürmesine karşın, İsrail’de siyaset de epey kaynamaya başladı. Alışılmamış bir muhalefet dalgası oluştu. Netanyahu yargı yasasını geçirme hamlesi yapınca, Tel Aviv’den binlerce insan yürüyerek Kudüs’e vardı. Meclisi kuşattı. Yedek askerler hükümeti uyarıp görev yapmama eylemini dahi açıkladılar. Sendikalar genel grev uyarısı ilan ediyordu. Birçok yargıç ve aydın yayınladıkların bildiri ile Netanyahu’dan yasayı geri çekmesini istediler. Ordu içinde özellikle pilotların da muhalefeti bu dalgaya katıldı. Ama, Netanyahu hiç dinlemedi. Sokakta şiddeti ve rakamsal çoğunlukla meclisten yasayı geçirdi. Bize kuramsal olarak faşizmin ne demek olduğunu tavırlarla yansıttı.

Tekrar tekrar yazdığım gibi: İsrail halkı bu yasanın geçirileceğini biliyordu. Üstelik Netanyahu nun da “eğer” yasa geçirilmediği taktirde hapse de gireceği durumu vardı. Yine de milliyetçi ve ırkçı söylem ve güvenlik korkulu algı operasyonları sonucu oylarıyla Netanyahu ya bu yolu yasal şekilde hazırladılar. Önemli farkla faşist ve gerici blokun hükümet olmasını sağladılar. İsrail militarist devletinin önemli karakteristiği yeniden üretildi.

Suçlanıp hapse girmemek için Netanyahu yargı yetkilerini eline geçirmek istedi. Bildik öneriler sundu. Yargıç atamasından tutun bazı kararların dokunulmazlık kazandırma şekline dek geniş bir yetki elde edecek. Bir anlamda hükümet bağımsız yargı ilkesinin yetkisini alıp hükümteleştirecektir. Savcıların yetkilerini dahi kıstı. Dokunulmazlıklar veya meclis kararıyla suçu aklama kolaylıkları da içerikte mevcut. Bir anlamda, Netanyahu kendi aleyhindeki davanın durdurulmasının yasal zeminini oluşturuyor.

Birçok ülkenin aksine İsrail’de gerçekten aylarca protestolar ve direnişler devam edildi. Ama, eksiklikler yanında, karşısında demokrat bir yönetim, kamuoyuna önem veren düşüncesi olan siyaset yoktu. Hepimize unutturulan Faşizmin ne demek olduğunu Netanyahu yeniden hatırlattı. Demokratik devletin en önemli ilkesinin kuvvetler ayrımı ile yasa yetki dengesi olduğu çoktan kafalardan silindi. Militarist yapıyla demokrasi serpiştiren ikili İsrail devlet, faşizmin güçlenerek devlet biçimine doğru evrildiği anlaşılıyor.

Pazartesi günü yeniden ısınan İsrail salt bir yasa protestosunu değil, İsrail gibi militarist ve ithalat nüfusla kurulan ülkede dahi gerektiğinde nasıl sosyal muhalefet dalgasının oluştuğu dersini de veriyor. Küçümsemeyelim: İsrail tipi hamleler birçok ülkede oldu. Demokrat denilen yerlerde dahi yasalar geçirildi. İsrail kadar direnç sosyal muhalefete pek rastlamadık. Daha kötüsü, haberimiz dahi olmadı. Benzer yasaların kısa zaman önce Türkiye’de de gerçekleştiğine de tanık olduk. Bu yasal değişimlerinin ne demek olduğu uygulamalarını da Türkiye’de görüyoruz. Onun için İsrail sokakları “İsrail Erdoğan devleti olmayacak” sloganlarına da tanık olmaktadır. Örnekler bu nedenle önemlidir.

Yasanın ikinci kez geçmesine karşın insanlar hala direniyor. Devlet içi kesimlerin de katılarak, Netanyahu’ya yasayı uygulamama çağrısı yapıyor. Sertleşmeler karşılıklı oluyor. Kimine acayip gelse de İsrail’de böylesi bir demokratik dalga da var. Düşünülmesi güç olan ordunun bir kesiminin dahi “uymama” çağrıları olmasıdır. Örneğin Türkiye’deki pilotların belirli kısmının biz emirlere uymayacağız söyleme şansı var mı sorusuyla değerlendirin. Ama, bu ülke militarist devlettir. Yine de kurumsal bağımsızlaştırılan yargı Netanyahu gibi başbakanı yolsuzluk nedeniyle hapse gönderme gücü de vardır. Bu bir uyarı yapıyor mu? O zaman, bırakalım bizim kendi kendimizi hoş görülü demokrasi lafını kullanmamız tutumunu.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
248AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin