.YeniçağYaşananlarla birlikte pratikleştirerek özetleyelim - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Yaşananlarla birlikte pratikleştirerek özetleyelim – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Ülkemizde her türlü kriz ve bunalım birbirine eklenip gidiyor. İç koşullar kadar, Türkiyeğe olan bağımlılık ve orada da önemli çalkantılı sürecin yaşanması sonucu tümü K. Kıbrısta birleşip yapısal bir bunalım yaşanmaktadır. Ayrıca, sömürge tipi ilhaklaşma sürecindeki deyişimlerle de iç politik dinamikler iyice kısırlaştı. Sosyolojik yapı ve siyasal yönetim uçurumu da epey sorunsal alana doğru kaydı. Ekonomik rant ilişkileri de beraberinde yeni bir sermaye servet aktarımı kadar, sosyolojik yeni dış nifus oluşumunu da kurumsalaştırılmağa genişledi. Bunlar tüm sorunlarıyla birlitkte birilerin de ceplerini doldurdu. Ama, sömürgesel gerçeğin bir kuramı hep sorun olarak öne çıktı: TL…

Konuyu fazla lafa boğmayacam. Başlıktaki imgeğe uygun pratikten bir örnekle birleştirmeğe çalışacam.

Son günlerde özellikle Türkiyede sonlanan seçimlerle birlikte beklenen ama yine de mümümkün olduğu kadar görmezden gelme koyuşuna konulan para biriminde gerçekleşiyordu. Basınç da kalkınca TL hızla tepetaklak yuvarlanmaya başladı. Elbet, bazı dar çevreler dışında kimse direk Türkiye gerçeği ile konuyu konuşup değerlendirmek istemedi. Hep şu soruyla adeta sıkıştı: Hükümet ne yapacak.. Neden tetbir almıyor. Sonunda koltukçularımız da bir cevap olarak şunu söylediler: “Toplandık, bir komisyon kurup önlemler alacağız” deyiverdiler. Ama, daha ilk fire şu oldu: komitede ayni makamcıların bir kısmıyla gerçekleştirildi. Tüm koşulalr dıştalanırken dahi birielri yine de ilaç umuyordu. İlacı olmayan, ilaç yapamayan kesimden ilaç bekleme gibi.

Sonunda önce Erdoğan geldi. Bir güzel havasını bastı. Anlamayanlara net iki mesaj verdi: hani Kıbrısa çözümü o getirecek veya Ersine Avrupa gördü diye destek atanlara Serhatın saraydan önce konulup sonra kovularak mesajın bir çakıldı. Ötekisi tüm izleyenlere karşı gösteri şeklinde sunuldu: basit protokol sırasında ne “Yüce meclis başkanı neden hükümet  başı ikinci sırada vardı. Bizat TC Lefkoşa temsilcisi ikinci sırada durdu. Söylenen doğrulara karşılık verilmese de bu yaşatılanların artık “hala anlamıyormusun” diyordu. Tıpkı tepetaklak TL düşerken, herkesin şöyle veya böyle sarsarken birielri de servetine servet katarken, sıkılmadan ayni çevreden aday olan vekil ile bazı makamcılar “TL kulanmanın önemli şansı” diye söyleme cesareti oluyordu…

Sırayı artırmak kolay. İstersek parlementer  muhalefetin de soruları ve yanıtlarını da ekleriz. Tek doğruya doğru gideriz: doğruları söylesek de karşılığı olmayınca ve haklı çıkmamıza rağmen, bir karşılığı yok…

Derken, Erdoğan gidince, çoğumuzun tahmin etiği gibi, Hükümetin Başı baş makamcı çıkıp bize önlemleri okumaya başladı. Bilmem kaçınız onu dinlerken önce konuşma şekli, sonra konuları aktarmadaki vurgularıyla tamamında önemli kısmını anlayıp anlamadıklarınızı hiç sorguladınız mı: yoksa önce biraz bekleyip, işinize gelene odaklanıp ancak kurtarabilme şansını oynadınız. Sonuçta konuşma diksyonundan, kelimeleri kulanma şekline, ve belli ki kendi anlatıklarını da kendisi tam anlamadığı düşücemle bir acayip açıklama oldu. Önlem beklentisi olmasa kaçı izlerdi bilemem. Nede olsa, nasıl atandığı, yaptıkları ve sonuçta doğurdürüs açıklama yapmayan baş makamcı elbet anlatımda da deyişik yapı çizeek deyildi. Sonradan ele geçen metinle, önlemler okunup tartışılmaya başlandı. Konunun özü deyil, ekonomik genel sitem hiç deyildi. Herkes kendine göre birkaç made üzerinden işine geleni veya karşı çıktığı bölümleri arayıp güncelleştirdi.

Konunun acayipliğine belkide pek alışılmamış bir yaklaşım bizat sistemin sistem içi ekonomislerinden birkaçından geldi. Onlar dahi bu önemlerle ilk defa böyle bazı saçmamalar ve olmazlar gördüler. Doğrusu ne ararsan varın gerçeklerin olmadığı bir öenlemler raporuydu. Zaten sokaktaki reportajlarda bazı kişiler ufak gerçeği vurguladı: zaten bunlar denetlemeyecekler ve olmayacak deniliyordu. Çünkü yaşanan gerçekler vardı. Tuhaf olan önemli bazı önlemler de vardı: kiracı stopaj uygulaması bence ekonomislerin incelemeleri gerekir. Göksel Saydam dahi bunun anormaliği ve sorunsallığını söylemesi dahi önerilenlerin nedenli sistemsel savunucuları dahi tatmin etmediğini anlıyoruz. Hele basit ekonomik sorular pek sorulamadı: düşürülen vergiler nereden karçılanacak, TL parasal politikadaki devamlılık olacak mı sömürgesel oluşum dokunulmadan devam mı edilecek. Ama belli ki Üstelin okurken ki tutumu dahi kendisinin bu konuda net görüşünün oluşmadığı ve sadece eline tutuşturulan metin gibi bana geldi. Bukadar duranlı ve içi boş şekliyle okunmazdı.

Tabi bu arada güldürü eleştirisel durumlar da var: partilerin, derneklerin gib örgütlerin piyangolarından da KDV sıfırlandı. Bu cümle herkesin dilediği sözü söyleme kolaylığı bir önlem. Ama, kendilerini de düşürdüler. Köfter ile sucuk konusu ise karikatürüze adayıdır. Nede olsa Üstel Mandirgalıdır sözleri daha ilk algıdan ortaya koyanlar oldu. Demek ki tüm gerçekler söylenmese de doğrular karşısında safsataların oldukça karşılığı var. Şimdi, TL konuşulmadan, sömürgesel koşullar gözetilmeden olan bu önlemlerin uygulanması da zaten pek de direnilmeyecek unsurlardır. Hangi kararı bu bizim işbirlikçi yönetimler uyguladı? Bir farkla, Zamları peşpeşe koymaya devam ediyorlar. Bunun da hakını verelim. Şimdilik yaşamda önlemler alınsın sorusuna koltuklardan gelen yanıtla oyalanalaım. Ama, onlar Türkiyeye devam edelim çizgisiyle moderin araçlarında hava atmaya hız versinler. Üstelik seçim oynunda da adayları kazanınca, Halk bizi seçti deyip üstüne de çıksınlar.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
248AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin