yaklaşımlarÖzkan YıkıcıTürkiye seçim sürecindedir - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Türkiye seçim sürecindedir – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

İstesek de istemesek de Türkiye seçim sürecine girdi. Öyle girdi ki bildiğimiz seçimin kurallarını kolay kolay bulmayacağımız yol genişlemesinde kendimizi buluyoruz. Üstelik hep kaçtığımız ve her an yeniden suratımıza vurulan gerçeklik saydamlaşma durumuza rağmen. Yine de bu anorjmaliklerle  yüzmeyen çalışan TC seçimleri, deyişik nedenlerle de dünyada hem izleniyor hem de yerine göre şu veya bu şekilde katılım girişimleri de normal biçimde raslanmaktadır. Zaten şu soru hep soruluyor: Türkiyedeki seçimlere, yabancılar nasıl bakıyor. Kimler Erdoğanı destekliyor. Neden şahlanıp ata binen kılıçtaroğlu hala dış politika konusundaki görüşlerini açıklamıyor. K. Kıbrısta ise konuşulmasa da kimilerinin kafalarında “kim, acaba” soruları olduğu kesin. Ama, ne acıdır, K. KIbrıstaki birkaç çevre dışında Türkiye seçimlerine ne yorum nede bazı ilişkilerle seçim sonrası duruşlarına yönelik politika sıfır derecededir. Bazı olaylarda yorum yapmada Güney Kıbrısın dahi gerisinde sesiz durulma tutumu dahi artık raslantıdan epeyleşmeye doğru da gerçekleşiyor.

Türkiye hem başkanlık hem de parlemento seçim sürecine girdi. Zaten daha girmeden yaşanan deprem faciyasın ise siyasal gerilim kadar, krizlerin nedenli derinleştiğini de acılarla gösterdi. Kordinasyonsuzluktan tutun Kızılay gibi kuruluşların nerelere geldiği bilgiler pek de inanılır derecenin ötesindeydi. Çürümüş ve çöknüş kurumsal yapıyla adeta bir enkaz yaşandı. Yassaklar, baskılar ve tethtitlerle konu iç politikada geçiştirilmeye uğraşılıyor. Tam da bu karnaşada da erken denip seçime yelken açıldı. Yasa veya anayasa falan da kimsenin umurunda dyeil. Erdoğanın yeniden aday olabilme ilkesi veya diploma konusu şimdilik süreçte yok. Ama herhalde adaylık yapılırken bunlar da gelirse sürpriz deyildir. Ama sadece Türkiye deyil, jdünyanın birçok devleti konuyu izliyor, gerektiğinde tavırlarını belirliyor. Gidişata göre de deyişme olasılığı hep var. Tek olmayan olasılık, Türkiyedeki seçimlerin bildik seçim dönemi gibi olmayacağıdır. Hele de şimdiden süreç içinde bonba ihtimali olan gelişmeler dahi sırıtırken. HDP kaatılmasından tutun, yasakların ve deprem sonucu dağılan insanların oy kullanımına dek sorular şimdiden canlıdır. Tek ilgilenip sonrasını konuşturulmayan yer K. Kıbrıs. SUriyede dahi bazı gelişeler hem Türkiyedeki seçimlerle alakalın hem de seçim sonrası olasılıkları şimdiden tartıştırıyor. Boşuna ABD yetkilileri dahi Doğu Fırata gitmedi. Ayni anda Türkiyede yine ekonomiden sorumlu başka bir yetkilinin de olması da raslantı denilemeyecek derecededir.

K. Kıbrıstan da ansızınla bazı hamleler var. Ama zaten gidenlerin anlayıp anlamadığı dahi bilinmez. Onun için niçin ansızın gidip geldiklerini açıklamalarını beklemek, ölü gözünden yaş bekleme derecesine gelindi. Bu arada K. Kıbrıs sansürsüz ortamında bazı lakırtılar oluyor. Bilmeden K. Kıbrısın ilhaklaşma dönemini de kanıtladığını düşünmeden yapılması da başka itiraf. Neymiş Ünal beyin ansızın Ankarada görülmesi; ya kabinede deyişim veya biraz daha gerçeğe yakın seçimlerle ilgili kulağının çekilmesi konuşturuluyor. Bu arada bazı saf barışçıların da hayaleri var, onları artık miğde bulanıklığını aştığı için yazmayacam.

Türkiye seçim sürecine girdi. Artık duymak istemediklerimizi duyduğumuz,  inanılmaz bazı durumların olmasının da olmaya başladığı günlerden geçiyoruz. Yalanı ararsanız her yerde bulma kolaylığı var. Hem de açıkça yaşanmasına rağmen. Nasıl olsa inanan varsa, politik olarak geçerlilik koşulu oluyorsa yalanın da elbet kulanılması anormal deyildir. Tıpkı son Ankarada Ünal ve Fuat beyin açıklamalarında olduğu gibi. Bu arada bazı “gariban” insanlar da kendilerine de gelmesi ihtimalindeki paradan söz edildiği algısına kapıldılar. Ayni anda meclisimizde paradoksal bir yaşanan da oldu. Eğitimde çadırlar da devreye sokulup lafazanlıkla Yüzleşme dahi diyen ünlü makamcı da oldu. Devamındaki açıklanan yaklaşık bir milyon TL saraylının benzin harcama olayı resmen şatafatlı işbirlikçi kibirin gerçeklerle nedenli koptuğunun belgesi olarak tarihin bir yerine geçti. Tartışmalar hep çalışandan kesme olup nasıl ansızınla gerçekleştirme yolu aranıuyor. Halbuki bizim memleketimizde emekli olan üst elit birokrasi ve benzer kurumlar tahsisat dahi eksra para alıyor. Tekrar edeyim: emekli olan üst düzey ve bazı öteki elitler emekli maaşlarına eksradan tahsisat ödeneği de alıyor. Bunu dünyanın başka yerinde duymazsınız. Oysa bizde vardır. Her kemer sıkmada veya kesintide de bu konu nedense hiç gündeme gelmez. Oysa örtülü ödenek ve şatafatların fiyakası dahi konuşuluyor.

Kısaca, Türkiye seçim dönemine girdi. Bildik seçim süreciyle hiç alakası yok. Öyle ki memurlar aday olurken istifa etme kuralı varken, Erdoğan saraydan olanaklarla adaylıkta yerini alacak. Tabi tüm açık ifadelere rağmen YSK diploma veya üç kez kuralında sürpriz yapmazsa. Ya bizler mi: sadece bekleyip sonuca göre laf sıfralamayı beklemenin ötesine pek geçilecek gibi deyildir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
240AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin