yaklaşımlarÖzkan YıkıcıBeklettim: uyarıyorum! -Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Beklettim: uyarıyorum! -Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Yeni yıla girmeden kısa zaman önce SİM TV yayınının olmadığını anladım. Birkaç uyarıcı laf söylendiydi. Ama, öteki kanalar yoluna devam ederken SİM TV yayınının kesilmesinin aslında mesajı net idi. Yeni ilk makalemi bu konuya ayırmak kolaydı. Fakat, istedim ki tepkileri veya sesizliği de gözleyerek birkaç kelime edeyim. Nitekim ikili tahminlerime takıldım. Öteki medya yayınlarında pek yer vermediler. Sanki ülkede bir kanal yayını durdurma durununa gelmemiş havası estirilşdi. Ortak mücadele, özgür medya sesleri birden silindi. Medyanın bağlı olduğu partinin de tepkisini tahmin ediyordum. Fazla gürültü yapmayacaktı. Hele hedefi hiç göstermeyerek, sadece kendini sıraya koyma adına Tatara birkaç lafla işi bitirecek idi. Oda daha az olsa da gerçekleşti. Tufanın tufan değil melake duruşu yeniden sergilendi. Birileri bana yeniden tekrarlayarak söyledi: “saraayın kapısında hala bekliyor”… Böylelikle son gelişmelerle birlikte günün ikinci makalesi olsa da artık konuya dokunmak gerektiğine inanıp yazmaya başladım.***

Ülkemizin acı ama vurucu gerçeği vardır: Türkiye merkezli gelişen durumlar, alınan kararlar nedense hep yok saydırtılmaya çaba gösterilir. Ya karşıta veya birkesim diyerek olayı hep örtmeye uğraşılır. Aynen medya yayınları böyledir. Boşuna değil “Türkiyeye dokunma da bizim kilere dilediğini yaz” lafları tabusal ezber gibi tekrarlanmadı. Medya alanında da bunları yaşadık. Diyalok TV resmen Türkiye tavrıyla kapatıldı. Fakat, Takeleştirerek medya esimi Tatarı suçlayarak sorularını sordu. Kapatanın kim olduğunu, neden bu tavra yönbeldiği bilgilerini hiç söylemedi. Ama, adamızın en demokratik özgür kanalın gibi de reklamlara yeni açılan kanala da devam etiriyordu.

Şimdi de SİM TV yayını kesildi. Nedeni azçok biliniyor. Şu veya bu denilene takılırsak, yayın parasını kaç kanal kazanarak verebildiği sorusuyla saten çürütülmelye yetip artıyor. Marjinal görünme oldukça tehlikeli yer olduğu da kesin! Öte yandan Avrupa gazetesi yoluyla resmen gazetelere türkiyede dava aşma yolu da normalleştirildi. Buna da pek ses çıkaran yok. Hele resmi partiler Haşa denecek noktada. Ama normaleşen baskı ve yalan bir gün gelip ona ses çıkarmayanı da vurur. Şimdi SİM tV kanalının CTP ile alişkisini bilir. Ayni şekilde özelikle CTP içindeki Tufan kliğinin Türkiye bağlarını ve beklentilerini de herkes konuşur da kendileri dışında yazanlar olsa da kendileri kabullenmez. Ama her konuya “ama, yerimi” demekten de durmazlar. Bu sonuç şimdi deSİM TV tutumuna yansıdı. Sanki öteki kanaların istenen rakamı ödeyecekmiş paraları varmışçasına bir bahaneyle konu geçiştirilmeye uğraşılır. Ben ce esas mesajı yeni elçimiz çoktan aldı. Her şey mübah haldedir. Denenen iki konuda basın onca övgüsüne karşın hiç de birlik olamadı. Sim ve Avrupa gazetesi adeta turunsol örnek olarak ortaya çıktı. Bakmayın ahalinin sanal medya şovlarına. Ben takip etiğim kadar, örneğin son Sim olayında da olduğu gibi Sime yazarken tepki başka kanala yazarken de “ödeselerdi” diyen epey ikili tutumlu insan yakaladım. Biraz sıkıcı olsa da bazı kanaları izleyerek bu yorumu yaptım.***

Tekrarlayalım: K. Kıbrısı konuşurken, alınan kararları yorumlarken Türkiyesiz düşünmek hep yanıltıcı olunur. Bilip de dikate almayınca veya günü kurtarmaya gidilirse de olay gelince konuşamama duruşunda takılıp kalınır. K. Kıbrıs türkiye gerçeğini doğru okuyup, yerinde kulanmak önemlidir. Özellikle son dönemde Türkiyede girilen seçim süreciyle birlikte, resmen buraya da rüzgar vurmaya başladı. Hele biz dikate almasak da anayasa hayırından son Mağusa yerel seçimine olanlar, burada oy kulanacak insanlar için mutlaka tetbirleri şimdiden almaya başladılar. İhtiyaç halinde de Kıbrıs sorununun kulanımı da muhtemeldir. Varoşa veya Maraş konusunu da gözden kaçırmama uyarım buna dayanıyor..

Türkiye seçim sürecine girdi. Günlük değişik haberler ardarda sıralanıyor. Baskılar, yasaklamalar ve dış politikadaki manevralar oldukça yoğunlaştı. Son Öcalanla görüşmenin kesilmesi, Demirtaşın uyarıları, imamoğlunun kayum ve hapisle karşı karşıya gelme tehlikesi, HDP kapatılma veya hazine yardımının dondurulması, Akşenerin dosyasının açılması gibi birçok konu sadece Türkiyedeki seçim sürecinin birkaç başlığıdır. KIbrıstaki Fevzioğlu girişimleri ve SİM susturulması ise başka yerel mesaj olarak nsiyasal eksene yansıması gerekirdi. Olmadı. Buda K. Kıbrısın kendi gerçekleriyle yüzleşmeden, konulan alanda dans etmeğe devam etmesinden kaynaklanmaktadır.

Kısaca, SİM TV yayını kesildi. Bahanesi dahi doğrudürüs konuşulmadı. Bağlı olduğu parti tepkikoymaktan kaçtı. Sadece Tatara saldırarak birilerine mesajı verdi. Ama Türkiye seçim sürecinde. Kıbrıs deneğimini veya masadaki kazanç hanesine yazdıra bilecekleri derecesinde kulanılma kozu olarak elde duruyor. Hem bekledim hem de uyarıı aldım. Dileyen dilediğini anlasın. Yorgun muhalefet kesimi ise kendi birlikteliği ses vermeyince ne deme şansı kalır?

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
240AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin