yaklaşımlarÖzkan YıkıcıAdım adım sürecin sonuna gelirken - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Adım adım sürecin sonuna gelirken – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Yerel seçimlerin olmasına birkaç gün kaldı. Klasik bildiğimiz dönem, artık sonlanıy9or. Neydi bildiğimiz klasik süreç: bizim ülkemizde önemli yaşam şekileri bakımından, siyasal konuşulma dönemlerinde eğer seçim sürecine giriliyorsa eskisinden kopulur. Kısa dönemli bir dönem başlar. Eskiden konuşulanların çoğu adeta dondurtulur. Klasikleşen seçim süreci başlanır. Ama, bu dönemde bazı kuralların işlememesi de kendi özüyle devam eder. Yasa tanımama, çekinmeden yalan söylemek, işbirlikçiliğin işlerken dönemsel çıkara göre yerleşmesidir. Nitekim gelişen sömürgesel ilişkiler ve yerel yönetim eliti yetkilerini daha da devredip hiçeleşme durumu da seçim sürecine net şekilde yansır. Son yılların aynası yeniden ışıl ışıl olur.

Anayasayı en başta saraydakinin tanımadan daha net şekilde desteklediği partinin adına yapması, BRT haber veriş şekli, hyetkilerin devri nedeniyle daha da öne çıkmaya başlanan elçiliğin toplantı veya başka konularda kendini göstermede artışlar bunun kanun nizam tanımamannın başlıca belirtileridir. Konu normalleştiği için Tatarın propagandasına laf olsa da söz söylense de Elçilik konusunda beklentiler de olması nedeniyle eskiye göre çok daha az söz eden kaldı. Bunları tartışmasız hep yaşıyor ve seçim sonujna dek yaşayacacğız. Hele son dönemem geldikçe, bildik hikayeleri duymaya veya konuşulmasına tanık noktasında buluşmaya da devam edeceğimiz kesin. EN kötüsü, bunlara alıştığımız için de tepki verilmeyeceğidir. Sonrası mı: seçim bitecek tüm oyunlar sonrası da ertesi gün biraz kazanan kaybeden ekseninde müsaadeli dereceğe dek olan alanda konuşulup bitecek. Akılda ne kadarı kalır, ben de bilmem. Fakat cılız olan kalıp tekrardan önümüzdeki seçimleri beklemeye devam edeceğimiz de kesin.****

Seçim sürecine girdik. Artık sonuna geliyoruz. Daha ilk baştan şu çelişki çok net biçimde gelişşti. Ekranda olan ve seçim alanında konuşulanların çelişkilieri epey artı. Bir başka nokta da olan sorunlar ve söylenen önerilerin de tutarsızlığı hala sürüyor. Beklentilerin yerelden çok tutumun olduğu yer veya beklentilerin çıkarsal hesabına göre şekillenişine yeniden tanık oluyoruz. Bir birini tutmayan olgularla lseçim süreci gelşişip sonuna geldi. Bazen ekranda hükümet prokramı gbi laflar uçuşurken, sokakta baskı ve vaatler vurgulanmaya çalışılınıyor. Bu seçim süre inin önemli lyeni durumu, partilerin partisel olarak güçlerinin, örgütlenme davraış tutumlarımın zayıf olmasıdır. Hat da UBP kendi içindeki çatlaklıklar, süreci yönetememe beceriksizliği nedeniyle, daha basit ve kirli baskı oyunları ile yetmediği anda Türkiye eksenli destekle durumu idare tmeğe uğraşmasıdır. Başta da belirtiğim gigi, bu seçimde artık Türkiye müdahale denilen değil seçimin içinde olması gerçeği ile konuşulmama derecesinde normalleşme kültürünün de gelişmesidir.

Önemli bazı olgularm vardır. Seçim süreçlerinde oluşan bazı durumlar oy vermede duruşta etkili olur. Ülkemiz daha anti demokratik sömürgesel gerçekleri yaşarken, ayni oranda sömürgecilik de konuşulmadığı ikilem normalleşti. Son dönemde bazı gelişmeler oldu: Mariyanın hem de faşist yöntemle adaylığı ret edildi. O denli acayip dil kulanıldı ki “somut” denip somutun anlamı gerçekliğin açıklanmadığı bir acayiplik tutumla karşılaştık. Hiç beklenmeyen egemen blok içi ortaklık ile siyasal kulanım konusu Şehitler gününde de direk yönetim eleştirildi. Bunlar siyasal karşılığı olması gereklen tutumlardır. Şimdilik egemen blok içinde kırılma falan olmadı. Fakat, yönetimin öz idari şekli olan baskı ve yasaklılık hemen hayata geçiti. Şehitler derneğine yasak ve konuşmama kararı bildirildi. Söyledikleri ile gelen karar bize yeniden sömürge tipi demokrasi veya faşizmin ne olduğunu örnekledi. Gariplik, muhalefet de seçime müsaade edilirse, alacağı koltuğu düşünüp gereken demokratik duruşu göstermedi. Buda başka bir resmi tamamlayan duruştur.

Gerçekten, seçimin hem de son günlerinde durup dururken Mariyanın Maronit köy muhtarlık adaylığını düşürme veya Şehitlerin başında 21 Aralık gününü anla durumunda Şehitler derneği başkanının bazı yapılmayanları söylemesi, bizdeki öncelikle siyasal hamasi gerici baskıcı anlayışın nerelere dek geldiğini gösterdi. Peşinden alınan karar ile açıklanan gerekçelerin de o denli tutarsız oldu ki kendi yandaşları dahi inanmadı. Fakat, çıkar aşkı ile kulaşma kültürü sonucu, oy kaybına pek yansımayacağı da kesin. Önemli bir davrranış da şu: Şehitler derneği ki bugüne dek egemen blokun önemli destekleyici ayağı idi, sıkışılan en basit konuda dahi karşılık bulmaması nedeniyle elçilik kapışımı çalmasıdır. “Çözeeğiz” yanıtını alarak tıpkı önceki durumda birçok kuruluşunu sorunları egemen elitden yanıt almayınca ayni kapıya gidip çözüm istemeleri gibi. Böylelikle TC elçiliği resmen valilik rolü ile pratikte normalleşti. Bizim koltukçular da onun altındaki memurlar hanaesine yazıldı.

Kısaca, seçim gününe adımlar kaldı. Resim daha bir net. Bu dönemde elçilik rolü artarken, her konuda toplantı düzenlerken, Fevzioğlu Türkiye gerçeği ile karşımıza geldi. Bizim yönetiyoruz diyenler ise daha örgütsüz ve yetkisiz halde baskı ve türkiye destekli duruşla kendilerinin koltuklarını korumaya çalışıyor. Muhalelfet ise son olaylarda olduğu gibi, pek de duruş sergilemeyerek, sesizce kendi koşullarına sığınıp gelecekte ayni sistemde koltuk beklentisi ile yöneten elite saldırarak, sonuç beklemeye devam ediyor. K. KIbrısın gerçekleri ilhaklaşma netleşmeleriyle süreç işlemeye devam ediyor. Dikatinizi çektimi: öteki seçimlere göre artık kamuoyu araştırma sonuçları da artık değersizleşti. Onun için de onların tartışılmasının hemen hemen genelde hiç olmadığı dönemi de bitirmek üzereyiz. Merak etmeyin, Pazar gününden sonra yeniden brakılan yerden devam edilecektir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
340AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin