yaklaşımlarYılmaz ParlanKullumagga teslim - Yılmaz Parlan
yazarın tüm yazıları:

Kullumagga teslim – Yılmaz Parlan

Yeniçağ podcastını dinleyin

Düşünün her hafta Bakanlar kurulu kararı ile 60-80 kişiyi vatandaş yapıyorsunuz.

Aradığınız tek kıstas 40 gün kesintisiz ülkede kalmaları.

Yetmez her ay binlercesini muhaceret yoluyla vatandaş yapıyorsunuz.

Yine yetmez adına “Muhaceret affı” denerek her defasında suç işlemiş 5 binin üzerinde insanı affedip sadece bir asgari ücret karşılığında tekrar vatandaşlık sistemine dâhil ediyorsunuz.

Sizi aşağılıyor sopa gösteriyor

Burada da durmuyor burada kontrol ettikleri uydu partilerle ÖRP – CTP döneminde bir gecede yasa geçirtip sözde “Aileleri birleştiriyoruz” masalı adında bir anda 58 bin kişiyi vatandaş yapıyor 100 binlercesine kapı açıyorsunuz.

Ama o sizin vatandaşlarınızı Türkiye’ye girişte reddedip gerekçesiz geri döndürüyor hiçbir açıklama da yapmıyor.

Açıkça sizi aşağılıyor sopa gösteriyor sopa!

İngiltere böyle bir politika izlemedi

İngiliz sömürge döneminde ise böyle bir vatandaşlık politikası güdülmediği herkesin malumu.

Yani İngiltere’den İngilizleri getirip vatandaş yapalım ve buradaki ahali azınlık durumuna düşsün gibi bir politika hayat bulmamıştır.

Pekâlâ, sözde yönetim erkinde oturan veya Meclis de bizi yani toplumu temsil ettiklerini söyleyen siyasi partiler ne yapıyor?

Söyleyeyim, koskocaman bir hiç.

Kabile reisleri bile bunların yaptığını yapmadı

Meclis de bazen topu birbirlerine atıyorlar hepsi o kadar Ankara’ya Başkan Erdoğan’a hiçbirisinin gücü yetmiyor tüm bu aşağılamalara seyirci kalıp Meclis de demokrasicilik oyunu oynayıp hiçbir yetkileri olmadığı halde sınırlarda yeni kapı açmaktan bahsediyorlar.

Hâlbuki o konu da yetki 10’ncu maddeye hükmedenler de.

İnanın Afrika’da ki kabile reisleri bile bunların yaptığını temsil ettiği zümreye yapmamış yapılanlara seyirci kalmamıştır.

CTP’den “Ne olacak güneye geçip bir kahve içerlerse” politikası

Dahası bunların “Sizi kurtardık” deyip her fırsatta aşağılamalarına toplumu temsil ettiklerini söyleyenlerden en ufak bir çıt çıkmamıştır.

Ama buraya taşınan nüfus için her fırsatta politika üretmişler Ankara’nın emirlerini eksiksiz yerine getirmişlerdir.

Biri “Et ve tırnak gibiyiz” derken.

Diğeri taşınan nüfus için “Onlar bizim vatandaşlarımız güneye geçip kahve içerlerse ne olacak” deyip yasadışı taşınan nüfus için her fırsatta politika üretmişler adına da “Kültürel zenginlik” demişlerdir.

Çünkü Ankara’ya boyunları kıldan ince ama hepsi de koltuk aşkına rejimin idamesi için seçimlerde aday olup Ankara’nın altlarına koyduğu koltuğa oturmak için bir birbirlerini yiyorlar!

İngiliz farkı

İngiliz bile bunların bize yaptığını yapmadı bu kadar alçalmadı.

Bilakis Kıbrıs’ta ki insanlara kapılarını ardına kadar açtı onlara ev sahipliği yapıp iş aş verdi tüm imkânlarını sundu en iyi yerlere getirdi sahip çıktı ama insanların “Anavatan” dediği ülkenin yaptığını yapmadı.

Kıbrıs da bulunduğu süre de de sos yo ekonomik yapısını ve fiziki yapısını tahrip etmedi tam tersine gelişmesi için her şeyi yaptı.

Biz buna İngiliz farkı diyelim!

Siz bakmayın “İngiliz bizi böldü” masallarına bir sokağa çıkın ve eski insanlara sorun alacağınız yanıt şudur “Keşke İngiliz kalsaydı”

Çanlar bizim için çalıyor

Bir de şimdi yapılanlara bakın Allah aşkına!

Ankara Kıbrıs insanını kapılardan döndürüp aşağılarken bizler kuzuların sessizliğine bürünüyoruz.

Çanlar bizim için çalıyor hızla yok oluyoruz!

Kullumagga teslim olmuşlar

Başkan Erdoğan rahmetli baba Denktaş için şu ifadeleri kullandığını unutmayınız “Git ve siyaset yapacaksan ülken de yap burada yapma” dememiş miydi?

Ama kendisi ve adamları her fırsatta allahın günü adaya gelip siyasetin daniskasını yapıyorlar buna bazılarımız “Müdahale ediyor” dese de ben doğrudan yönetiyorlar diyorum.

Öyle ya müdahale olması için sizin direnmeniz gerekiyor.

Meclis ise bırakın direnmeyi mağdur olanlara sahip çıkmayı kullumagga teslim olmuş durumda.

Fikir ve basın özgürlüğüne sahip çıkacağına emir komuta zinciri içerisinde gıkı çıkmıyor yargılanan gazetecileri sadece seyrediyor Bizim City’nin vekilleri!

Toplum alkışlama histerisine tutulmuş

Tabi balık baştan kokunca toplum da farklı davranmıyor tepki vermek yerine olmayan ve dünya tarafından itiraz edilen BM tarafından yasaklanan bir şeyin 39’ncu yılını çılgınca kutlayıp “Sonsuza kadar yaşayacak” naraları atıp avuçları patlarcasına alkışlıyorlar da alkışlıyorlar!

Yani kendilerini dünya dan izole eden, yalnızlaştıran, görülmemiş bir şekilde fakirleştiren infaz politikalarını alkışlayıp kutluyorlar!

E akıl tutulması böyle bir şeydir işte.

“Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” tekerlemesi

Buraya taşınmış yerleştirilmiş TC’li nüfus ise içten içe bize ‘Oh” çekiyorlar tutumunu sorguladığınız da “Siz de Ankara’ya hükümete sövmeyiniz, beğenmiyorsanız güneye gidin” gibi bir sığ yaklaşım içine giriyorlar.

Hâlbuki AKP demek Türkiye demek değildir ve Türkiye’nin %50’si de AKP’ye karşıdır.

Fikir farklılığına tahammül gösteremeyip bunu ısrarla başka bir yere çekip nedense bunu görmek istemiyorlar çünkü içten içe Kıbrıslılara diş biliyorlar!

Yapılması gereken ise birlikte yaşadıkları her gün yüzlerine baktıkları insanlara sahip çıkılmasıdır ama ne gezer!

Ağızlarında tek geveledikleri şey “Türkün Türk’ten başka dostu yoktur” tekerlemesi!

Onlarda hamaset politikalarına ayak uydurarak hamaset denizinde habire kulaç atıyorlar kulaç!

Ezilenin halinden ezilen anlar

Kıbrıslılara gerçek anlamda sahip çıkan ise Türkiye’de siyasi partilerden bir tek HDP olmuş farkını göstermiştir

Çünkü ezilenin halinden bir tek ezilen anlar…

Türkiye’nin aydınlık yüzü olarak kendilerini buradan selamlar bravo diyorum.

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
301AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin