yaklaşımlarÖzkan YıkıcıTayvan kaşıması sertleşiyor - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Tayvan kaşıması sertleşiyor – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Ukrayna krizi başlayınca, Rusyanın müdahalesiyle savaş bölgeselleşip, uluslararası anbargolar peşpeşe gelince, bazıları durup dururken Tayvanı da eksene kondurtu. Rusya Ukrayna denkleminde Çin Tayvan denklemiyle benzerlik veya olasılık düşünceleri damıtıyorlardı. Bir anlamda Çini de bu eksenin içine alma hamleleriydi. Oysa Tayvan cepesinde pek değişen bir şey yok gibiydi. Sadece Tayvan yönetimi adeta gerilim havası çalmaya başladı. Japonyadaki Faşist kesimler de militarisleşme hamlesi adına Tayvanı kulanma pazarına çıkardılar. ABD ise belirli çevreler sanki şimdiden Çinin Tayvanı işkal edeceği algısı operasyonuna başladı. Bu hızla yayılmaya başlandı. Daha Ukrayna savaşından gereken dersler alınmayıp, kriz üreten veya yeni Rus kuşatma hamleleriyle sürerken, ABD belirli çevreleri Tayvanı da kaşımaya hız verdi. Kaşıyanlar ise sanki Çin saldıracakmış idolojik algısıyla kamuoyu desteği aramaya başladılar. Artık, sadece Tayvan değil Kosovada dahi çirkin karanlık oyunlar oynanmaya hız veriliyor. Derinleşen kapitalist ekonomik krizlere çözüm bulamayan kapitalist tekeler, şimdi savaşları bölgesel tetikleme siyasetine sarılma eylimleri artmaktadır. Son Tayvanda ABD hamleleri ve Kosova çıkışı ve hemen Natonun destek verme duruşu, vbize tehlikelerin önemini çoktan anlatması gereken son gelişmelerdir….

Son dönemde arada duyulan ihtimal, artık sahneye konulur gibidir. Çin eğer soğuk kanlı olmasa gerilim iyice savaşın eşiğine gelecek potansiyel içermektedir. Bir ufak hatırlatmayla konunun daha iyi anlaşılacağına inanıyorum. İkinci paylaşım savaşında Çin devrimi gerçekleşirken, Çinin ABD işbirlikçi kesimleri Tayvan adasına kaçarlar. Çin o dönemin koşulları nedeniyle kendi toprağı olan Tayvana girmedi. Yeni bir Emperyalist savaştan resmen kaçındı. Yendiği Japonya iken Tayvandaki rejim ABD ağırlıklı idi. Oysa ikinci paylaşım savaşında Çin ve ABD ayni kamtaydı. Bunu fazla tartışacak değilim. Fakat, yeni kırılmayla sosyalist kapitalist ikilem olunca da Tayvan sorunu da ona göre şekilendi. Batılı Emperyalistler Tayvanı Çinin temsilcisi olarak uzun zaman tanıyıp B.M. üye yaptılar. Fakat, çinin kaçınılmaz büyüklüğü sonucu gerçeklik Çini tanımaya doğru iyice kaydı. Çin ise kurduğu her ilişkide imzalatığı belgeyle Tayvanın Çin toprağı olduğunu da kabulendiriordu. Kendilerine göre Tayvanın Çine katılımı bir zaman sorunuydu. Başta ABD ve Japonya ise Çini kuşatma hakreketi alanında Tayvan bir vurucu merkez gibiydi. Nitekim, Tayvan tipi ekonomik yapı da kurdu.

Kıbrısta en çok karıştırılan nokta da burada başlar. Tayvan ile K. KIbrısı aynılaştırılır. Halbuki hiç alakası yok. Bir cihalet oyunu, hamasi ezgiyle oynanma gibidir. Tayvanın dış desteklere rağmen hala tanıyan ülkeler var. Üstelik, Yukardaki belirtiğim gibi de bir dönem B.M. üyesi dahi oldu. Yine de Çinin bir parçası olduğunu da kabullendirildi. Yine de Tayvan bizden çok daha bağımsız davranıp kendi kurallarına has ekonomisi de vardır. En azından ekonomi konusunda sözü olan bölge statüsüyle de çoğu bağımsız ülkeden daha etkin rolü da var…

Kısaca özetlediğim Tayvan, şimdi ABD stratejisi sonucu Çine karşı sıçrama tahtası kulanılma uğrarşına girildi. Çini kuşatma veya genişlemesini engeleme adına çoktan Pasefik stratejiye geçildi. Bölgede yeni üstler kuruldu. Japonyaya yeni saldırgan askeri yapıya geçişine izin veriliyor. Bunlar hep sistemin Çini koydukları eksen sonucu gerçekleşiyor. Tayvanda da millieytcilik tırmandırılarak Çine karşı militarist faşist eylimler tekörükleniyor. ABD bölgeye uçak ve gemiler gönderiyor. Ama ayni ezber de tekrarlanıyor: “Çin Tayvanı işkal edecek”. Bu tersten okursak, Batı kolektif emperyalizim, Çini kuşatmak ve onu engelemek, rekabetde durdurma adına Tayvan kartını masaya sürme eylimi var. Ancak, kartı sürerken, masadaki öteki oynayacak oyuncu olması gerekir. Şimdilik Çin soğuk kanlı hareket ediyor. Bir yandan da kuşak projesiyle etkinliğini artırıyor. Baydın Ukrayna tetiklemesinden ve üstüne katığı anargolardan beklenen Rusya sonucuna hala ulaşamadı. Ama yine de ikinci kartı çin oynamadan kendi aşmak istedi. Önce Rusya ile birlikte suçlama eksenine koymak istedi. Tutmadı. Şimdi de Tayvan olayını öne sürdü. Kisincırın dahi uhyardığı bu hamlelerin Brenziski düşüncesi olduğunu da akılda tutalım. Ortadoğu girişiminde beklenen gelmezken, Rusyaya karşı ortak davranışa karşın etki istenilen derecede olmaması, yığınak yapılan Pasefikte ise resmen Tayvan oyununa hazırlanır algısıyla girişim yapma, ABD için ileride hegemonya sorunu yaratmaya adaydır. Üstelik son eflasyon rakamları ve gıda krizine katılan enerji bunalımları Kapitalizimde savaş seçenekleri de nefes alma aracı olarak sermaye türü düşüncelerden seçenektir.

Son günlerde ABD Tayvanı kaşıyor. Hem de kötü kaşıyor. Sanki böcek değil de yılan sokmuş gibi çok kötü kaşıyor. Askeri bazı hamleler yapıyor. Tayvanı işkal etirmeyeceği algısına sarılıyor. Çin ise şimdilik daha temkinli. Böylesi koşullara alışkındır. Fakat, kendine söz verilmesine karşın tersinin de yapılması, mutlaka bir yere yazıldı. Bunlar belli ki okyanusta iyice ısınacak. İklim bozulması yetmezmiş gibi savaş kayatıcılıkla de denizler iyice köpürecek. Tayvan yakın tarih gerçeğini sürdürüp sürdürmeyeceği soru olmaya doğru kayıyor. Tayvan politikacıların önemli kısmı Batıya güvenirken, bbilmem: Ukraynadan, gürcistandan dersler de alanlar varmı?

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
236AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin