yaklaşımlarÖzkan YıkıcıHaftadan çeşitlemelerle yön bulma - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Haftadan çeşitlemelerle yön bulma – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Şüpesiz  haftanın en önemli bonbası, Falyalı cinayeti oldu. Cinayet öylesine yankı buldu ki Türkiye demokratik yayınları konuya epey yer verdi. Hem de K. Kıbrıs medyasından oldukça daha fazla önem verip daha gerçekçi yorumlar da yapıldı. Olayla alakalı ben de daha çok konuşulmayan veya kaçırılan noktalara ağırlık veren makaleler yazdım. Nir anlamda, eğer okuma merakı olup da konuyu öğrenmek isteyene ek bilgilerle daha da konuyu  anlamalarına da yardımcı olduğuma inanıuorum.

Sözün kısası şu: K. Kıbrıs, sömürge bir yer. Üstelik sömürge koşularına bir de ek olarak sistemin yasa dışı kurallarıyla yaşamak zorunda kılındı. Sömürge ve yasa dışı bölge olarak üstüne üslük de hukuki olarak Türkiyenin alt idari birimi olarak da anılan şartların sonucu gerçekleşti. Böylesi sömürülen ve yönetilen yerlerde elbet yasa dışı yapılar ve ondan nemalanan çevreler yerleşir. Onun kültürü de değerler olarak yerleşir. Mafya veya yasa dışı organizyasyon koruma alanı da olur. Bu konuda seksenden beri hep haberler duyduk. Bunu konuşmanın dahi oldukça riskli halini de yaşadık. Seksenlerdeki Londra veya Türkiye ağırlıklı duyulan uyuşturucu haberleri, kaçakçılıklara resmi çevreye yakın olanlar, bizi susturmak ve kitlesel destek bulmak için “maaşınız bundan ödenir, onun için susun” ddenilirdi. Gelinen sonuçtaki Halil Falyalı cinayeti de yapılış şeklinden K. Kıbrıs kamuoyu algısına dek yukarda özetlediğim nbirbirini tamamlayan koşulların sonucudur. Bu ayrıntının normalleşmesine karşın hala konuşulamama nedeni de sisteme teslim olup çıkarlaşan ilişkilerin etkisini göstermektedir.

Burada bir önemli yanlışı da düzeltmek istiyorum: ne ne yazık ki bizde herşey birbirine karıştırma veya hepsini ayni sepete koyma tekliği vardır. Son cinayet de yorumlanırken, tüm cinayetleri aynılaştırma kolaylığı da yaşandı. En çarpıcısı şu: Falyalı ile Adalı cinayeti birlikte konuşturuldu. Oysa, her ikisinin de öldürülme olsa da birbirinin tersidir. Daaha gerçeği, Adalı cinayeti nedenlerinden birisi de mafya tipine karşı olması ve Falyalı gibi kişilerle karşıt olma gerekçesiyle öldürüldü. Siyasal ağırlığı olup gelişmekte olan kirli işlere karşı olduğu için kkatledildi. Falyalı cinayeti ise yasa dışı örgütler krizi ve üste çıkan siyasal koşulların sonucu öldürüldü. Bu yanlış nedense hep yapıldı. Bir devrimci veya aydın öldürülmesi ile gerici mafya birinin öldürlmesi ayni eksene konamaz. Ne yazık konuların çeşitlenmelerinden değil tekileştirip teki tip algılar bizi hep böylesi yanılgılara getiriyor. Falyalı ile Adalı cinayetleri birbirinin tersidir.

Bir mnoktaya daha deyinecem: etkin olan yapı öteki simgeleri dek kulanıp kendinin algısını taşır. Ulusal siömgelerin özellikle kutsanması sonucu ilgili kurallar çok kolay kulaanmılır. Özellikle otoriter veya mafya tipi yapılar bayraakların veya öteki insani kulanım kolaycılığı vardır. Bu konulaar demokratik gelişim olmayan veya yasa dışı yerlerde sık sık görülür. Son Falyalı tartışmalarına buda girdi. Türkiyeli kimi Kemalistler rahatsız olurken, kendi ülkelerindeki mafyacıların da tabutlarındaa ayni işlem yapıldığını da görmezden geliyor. Dar milliyetçilik ile otoriterlik mafya üçkenini buluşturan gerçektir. Unutmayın, bizde her karşıt görüşe işbirlikçi elitler hep bayrak ve son dönemde ezanla saldırıp savunma yapıyorlar.*****

Falyalı cinayeti haftanın ağırlığına otururken, öteki önemli çarpacak durum da Türkiyede olanlardır. Nitekim, bu hafta Türkiyede kendiliğinden gelen protestolar çeşitli alanlarda epey yayıldı. Fatura direnişi, fabrikalarda değişik eylemler, kırsal bazı direnişler onca kısıntıya rağmen epey etkin oldu. Taban tepkisinin örgütsüz olsa da hareketlenme getirilen süreçte Türkiye çalkalanıyor. Fakaat, merkezi muhalefet hala kimin aday olacağı noktasında gündemde kalmaya devaam ediyor. Bu arada, ısrarla kürt muhalefet ile sosyalist partiler ısrarla dışarda brakılmaya devam ediliyor.

Elbet gıda zamları veyaa elektriksiz günler epey yaygınlaştı. Son ısbarta örneği ise oldukça can yakıcıydı. Türkiyenin ısbartası, 5  gün elektriksiz kaldı. Buna bir ekim olacak: özellikle takkeci gazetici gibiler ısrarla özelleştirme haykırışı yapıyorlar. Onlara, bolca şükran çektikleri Türkiyedeki elektrik özelleştirmesine bakmalarını öneririm. Bol keseden rahat atıp cihalete oynamanın yeni çirkinliği belki biraz geriler.***

Ukrayna krizinde ABD sertleşme hamleleri veya dibimizdeki IŞİD hareketlenmeleri de unutulup gelişen önemli durumlardır. Libyada ise işler yeniden kördüğüme doğru yöneliyor. Baş oyunculardan biri de elbet Kaçınılmaz olarak Türkiyedir.

Kısaca, gördüğünüz gibi havamız yağmurdan güneşe doğru kayarken, siyasetin çirkefi epey yer kapzamaya devam ediyor. Neoliberal kapitalizim ise daha bir aşmazda, krizden krize oynuoyor. Şubatın oyunu da böyle oluyor.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
240AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin