yaklaşımlarÖzkan YıkıcıHamaset ve çifte standart – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Hamaset ve çifte standart – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Son yıllarda önemli can yakan gelişmelerle boğuşuyoruz. Buna karşın, çoğunu olduğu gibi de öğrenme imkanını gizlemeye çalışıyorlar. Yaşanan olayları öteleme adına hamasetle örtme tutumu epey yaygınlaştı. Öte yandan, çifte standartlarla yerelden genel sisteme varan uygulamalar da normal biçime büründü. Yapılan açıklamaların inanırır olmaması, gerçekler karşısındaki susturma baskı uygulanma şekileri de bunun engeleme şekline dönüştü. Bunları ne yazık ki her açıklama sonrasında yeniden yaşama normalliğine ulaştık.

Gerek son TC ile yapılan ve paket adıyla isimlendirilip mali gibi ek kelimeler konulan anlaşma, açık çıplak gözle dahi görünenler vardır. Olayın “refah” falan olmadığı da anlaşılıyor. Hele de K. Kıbrıs sorunlarıyla alakası yerine tamamen Türkiyeleşme yapılanmasının aynası gibidir. Ayrıca, Türkiyedeki gerçeğin K. Kıbrısa uygulatılarak şekillendirme gerçeği de karşımızdadır. Onca sorun varken, yeni saray yapma, Yeni Şehitler camisi yaptırma seçenekleri idolojik ve siyasal hegemonyanın ta kendisidir. Bunlar görmezden gelinme veya TC gözüyle Türkiyeleşip büyüklük hegemonya imgesi olarak kabullenmektedir. Ayni şekilde, hibelerle TC dönüş parası ile dolarla borçlandırıp bağımlılık şeklini daha da kısgaca alacak derecede yerleştirirken, bunlar yokmuşçasına, hamaset ile konular örtülmeye çalışılınıyor. Öyle çalışılınıyor ki saçmalanma, yağ çekme yarışıyla ağıza gelen şükranla teşekkürle çekilirken, Dünya İMF ile Türkiye K. Kıbrıs ilişkileri de özdeşleştirmekten çekinlmiyor. Çünkü, probagandada gerçekler dyeil hamasetle gerçekleri örtmeye çalışmanın sonuçlarıyla tanıklaşıyoruz.

Ayni şekilde, Türkiyede en son helikopter kazası ile ölümler oldu.  Yeni anayasa referandum devamında insan hakları alakalı hedefler açıklandı. Bunalr hamasetle örtülerek demokratik yarınları hedeflendiğini söylendi. Türkiye gerçklerini bilen AKP senelerin iktidar olma tutumunu akılda tutanlar için anlamsız gelecektir. Halbuki önemli başka nokta da var: Osman Kavala Soroscu ve yabancı sermayenin yardımıyla diye yargılanmak için epey zaman tutuklu bulunuyor. Oysa, öğreniyoruz ki son insan hakları raporunu AB fonlarıdan alınan kaynakla hazırlandı. Bu bize basit soruyu da yanıtlar: demek ki bu raporun iki özelliği var: birincisi yabancı sermaye çekmek için makyaja oynanan yöntemdir. İkincisi ise AB kaynaklarıyla hazırlandığı için böylesi içerik hedeflenmektedir. Bu ölçekler dahi birçok olayı darmadağın etmeye yetiyor.Tıpkı, AKP seçim için  Öcalanla konuşurken, mektup alınırken, dönüp HDP suçlanmasıyla kapatılmasında PKK ile ilişkisi söylentilmektedir. Böylesi çelişkiler artırılması kolaydır. Bunları ahalinin gözünde tuturmak için ise ya yasaklarla olayı yok saydırtacak sansür veya hamasetle örterek konunun başka alanda anlaşılmasını sağlamaya yönelmektir. Son Helikopter kazasında nedenleri yerine, daha çok hamasi nutuklarla konu örtülerek sorgulanması engelenmektedir.******

Sanılmasın ki kapitalist dünya başkadır: başka olsa örneğin tavırlar da başka olacaktır. AKP iktidara gelişindeki roller, siyasal hedefler, yapılan girişimler unutulursa, devamında hala Erdoğanın siyasal bağlarını göz ardı edersek, sistemin Emperyalist özü ile krizler dönemindeki ikilemi kaçırırsak, kolayca aldanırız. Aldanınca, son TC açıklamalarıyla temelin insan hakları ve demokrasi deyil, yabancı sermayenin gelmesine yönelik özünü de yakalayamayız. Ayni şekilde, Türkiyede veya farketmez, K. Kıbrısta yaşananlar dururken, bir kelimeyle iyileştirme deyip unuturan batının da oynuna kolayca  düşeriz. Biz de hamaset dizip, çıkar bekleyip gerçeklerin kendisinden kaçmaya devam ederiz. Sistem de bize arada yalamak için “barış ve federasyon istiyoruz” dyeip oynatırlar. Fonla besleme de tamamlanınca, taraftarlık algısı da oluşturur. Hem Kıbrıs barış fonları hem Türkiyede insan hakların raporunu hazırlamada ayni fonlarla yapılarak banbaşka dünyanın yerine fonlu gündemin tartışılması da sağlanır. Böylelikle sömürgecilik ve baskı için gaz boşaltma raçları da bulunur.*****

Genel kapitalist dünya da böyledir. Halen Suriye olayında rol alan Cihatcıların daha kısa zaman önce gönderilip yönetim için kulanıldığı unutturuluyor. Onlar kazansaydı, özgürlük ve demokrasinin Suriyeye geleceği algısı çok kulanıldı. Hat ta Suriye ordusunun idlipte cihatçıları ezmemesi için müdahaleler de yapıldı. Türkiye ordusu resmen cihatçıları koruyor. Amerikan uçakları,probaganda aygıtları da yeri geldikçe kulanılıyor. Ama, cihatçıları Terörist listesine de koyuyorlar… Ayni şekilde, Rusyada Navorni resmen ırkçılığı savunuyor. Asya ve Kafkas etnik kesimlerin “böcek gibi ezilmesini” söylüyor. Ama, batı Putin karşıtı olarak bunu destekliyor. Fasiştin demokrat olduğu söyleniyor. Buna destek sağlanıyor. Yanlış bilgilenme sağlanıyor. Çifte sdandartlar peşpeşe gidiyor. Navorninin sırf Putin karşıtlığı ile rusyayı kuşatma stratejisine mavzeme yapılıyor. Tıpkı yakın geçmişte Ukraynada Faşistlerin desteklenip kulanıldığı gibidir. Hat ta sendikaların temsilcilerinin apartmanda yakılmasının haberini de engeleyerek bu destek sağlandı.

Görüldüğü gibi gerektiğinde hamaset, gerektiğinde çifte standartlarla kamuoyu yenidenb sömürme adıyla kulanılmaktadır. Gerçeklerin konuşulması yerine, örtülerek kendi lehlerine yalanlarla hegemonya kurmaya uğraşıyorlar. Boşuna deyil K. Kıbrısta son dizayinlerle Ersan, Ersin ve Erhan üçkeni kurdurtulmadı. Saray ve cami son yatırımla neyin simgesi oluşacağı da malum. Türkiyede reforumlar denilirken, yaşananlar da gerçekleriyle haykırıyor. Bunlar demokratiklik için deyil, rejimin yollarını taşlandırmadan tutun yabancı sermayesinin yeniden gelmesini sağlamaya yöneliktir. Güvenceler onlaradır. Genel emperyalist sistem ise kendi iç rekabetiyle krizlerinin boğultucu cenderesinde, çifte standartlarla hegemonya kurma araçlarıyla oynuyor. Emperyalizim demokrasiyle alkası yok. Ozaman destekleyeceği, kulanacağı kesimler de cihatçılardan faşistlere varan yelpazeyi, gerektiğinde şirin ve insancıl duygularla öne çıkarması gerekiyor. Bunlaar ya yasak, ya hamaset veya baskıyla yok sayarak mümkün hale geliyor. Sanırım Afkanistanın yakın tarihi veya ırak işkali en net neden sonuç diyalektik gerçekliktir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
236AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin