yaklaşımlarAlpay DurduranDemokrasinin işlemesi için vazgeçilmez unsurlar – Alpay Durduran
yazarın tüm yazıları:

Demokrasinin işlemesi için vazgeçilmez unsurlar – Alpay Durduran

Yeniçağ podcastını dinleyin

Sanılır ki dünyayı halkın seçtiği iyi kalpli ve iyi yetişmiş insanları seçerek emanet edersek yapabileceğimizi yapmış oluruz. Hâlbuki işler öyle gitmiyor ve hemen her ülkede memnuniyetsizlik görülüyor. Memnuniyetsizliğin olmadığı ve halkın genelde keyfine baktığı ülkelerin hem sayısı az hem de daha çok seçilenlerin değil kimsenin önem vermediği ve bürokrat olanlar tarafından yönetilmektedirler.

Onun için sağlık bakanının yönetimi ile hiç uğraşmamış olduğu sağlığın işlerini yürütmeye kalkması asla kabul edilemez. Hastane inşaatının yapılmaya başlandığı zamanda sağlık sistemi hararetle çok ele alınmış ve Türkiye’den gelenler de katılarak ciddi konular ortaya konulmuştu. Ortak görüş de bir hekime asla sağlık bakanlığı verilmemeli ve hastanenin yöneticisi de yöneticilik meslek eğitiminden geçen biri olmalıdır.

Bu bilgileri bize veren siyasi ve meslek erbabı şimdi cumhurbaşkanı, meclis başkanı ve başbakanların gaybubetinde kriz çıktığının tartışıldığını görüyoruz. Ama dünyada iyi idare edildiği bilinen İngiltere gibi ülkelerde daimi müsteşar ve müdürlerin yönetiminde bakanların yalnız siyasi düşüncelerini geleneklerinin toplanmasından başka bir şey olmayan anayasasına (comon law) göre hareket edildiğini ve kriz yaşanmadığını gösterdiler, anlattılar ve filme aldılar.

Bizde ise başta meclis milletin vekili değil siyasi partilerin vekili olmakla övünen kişilerin yeridir. Başbakan bakanlar kurulunun koordinasyonundan sorumludur ama bakanlarını izleme olanağını bile eline alamaz. İcraattan memnun olmadığında kendisinin sorumlu olmadığını düşündüğünü gösterdiği ifadeleri kendisinin demokratik ve çağdaş bir ülkeye layık bir idare hakkında bilgi sahibi olmadığını göstermektedir. Halk da ne yazık ki eleştiren bu kadar insanın yazıları ve konuşmalarına bakılırsa filmlerde izlediği daimi kamu yönetimi yani yönetimde devamlılığı anlamamış durumdadır. Onun için seçimlerde kimin neden sorumlu tutulmasını bile emin olarak hareket edememektedir.

Bütçe onanmış. Öyle ise mecliste konuşmalara katılan ve milletvekillerine her kalemi inceleme ve ne işe yarayacağını denetleme fırsatı tanınmıştı.

DPÖ de TC Lefkoşa’daki varlıklarıyla yani eskiden Yardım Heyeti denilen yer dahil her kuruşun nereye gittiği değilse bile genelde ne maksatla harcanacağını bilme fırsatı buldular. Amma mebuslar bütçe konuşmalarında kaçı kaç paraya olduğu belli ama harcandı mı belirsiz ödenekleri sorgulamakta hiç hevesli görünmediler.

Her sektörün teşvik edileceğini yazan programlarla uğraşılırmış gibi yapanların kaç kuruşun sabit fiyatlarla kazanç sağladığını ve enflasyondan fazla mı değil mi ilgilenmediğini ama daha da yardım yapın daha da para bulup harcayın demekle yetindiğini izledik.

Başkanlarının Türkiye desteğiyle seçilmesini de dert edinmiş görünmediler ve ille de krizi aşalım derdinde imişler de boş koltuk kalmasın diye canlarını dişlerine takmışlar gibi sızlandılar ve koltuk dolunca halk onlara borçlanmış oldu.

Halbuki hiçbir bakan veya milletvekili değil işleri yapanlar müsteşar ve daire müdürleri ve daha alt düzey görevlilerdi. Yukarıdakiler halkı çok sevdikleri için nisap yaratıp seçimlerle makamları doldurdular. Halk da onlara medyun oldu!!!

Anayasamıza göre idare yasalarla kuruldu ve görevler yasa ile belirlendi. Bakan veya yukarısı geniş görevleri daha aklına yerleştiremeden başbakan da neyi koordine edeceğini öğrenemeden görev değiştireceklerdir. Milletin vekilleri halkın vekili olduğunu anlamadan, bakanlar baktığından bir şey anlamadan halkın borçlarına bir de nisap için yapılan fedakârlıklar eklenmiş oldu.

Demokrasi en iyi rejimdir ama diğer koşullar aynı kalmak şartıyla kıyaslama yapılır ya, kıyaslamak için yasal düzenin yasal olarak yetkilendirdiklerinin liyakatlerinin tamam olması gerekir. Gene de şu salgın durumunda bile özgürlüklerde demokrasiye yakınlık nedeniyle hatalar çok rastlandığı gibi ileri derecede ısrarla eleştirilerek düzeltilebildi.

İstediğimiz kadar AB’nin reform ve reorganizasyon projesini parasını da alarak yarıda kesmemeli idiler diyelim duymazdan gelebiliyorlar. Onun için daha iyisi çok çaba ister. Halkın desteğini aşmayı gerektirir.

Muhalefetin de yarattığı kolaylıklarla Türkiye krizleri atlattı. Ama o kadar değil bütçeye desteğini devecik ettiği halde başımıza diktikleri onun istediği disiplini dahi sağlamıyor ve ödenekler büyük şikayetlere neden oluyor. Sürekli yardımlarda artış isteniyor.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
240AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin