arşivAli Sarıtepeİnisiyatif biçimleri ve sorunların bunlarla ilişkileri - Ali Sarıtepe
yazarın tüm yazıları:

İnisiyatif biçimleri ve sorunların bunlarla ilişkileri – Ali Sarıtepe

Yeniçağ podcastını dinleyin

Her inisiyatif, bir olgunun çözülmesi ya da çözüm sürecine sokulması amaçlı oluşan şeylerdir/yapılardır. Bu yapılar kurulu düzenden oluşturulabileceği gibi, bunlardan tamamen bağımsız ve olgunun bire bir yaşayanı olan özneler tarafından da meydana getirilebilirler.

Sorun burada inisiyatif oluşturmak değildir.

Sorun; olgunun ana karakterini ortadan kaldıran, işlevsizleştiren yani baş çelişkiyi temel alan, baş çelişkinin çözümüne hizmet eden inisiyatif oluşum biçimleridir.

Dolayısıyla şunu ifade etmek durumunda olacağız. Sorundan, baş çelişkiden güç almayan yapıların sorunu çözme becerileri olamaz. Çünkü, güç aldıkları kaynağı çözmeleri, aynı zamanda kendi varlık nedenlerinin yok olmasını, gereksizleşmesini de beraberinde getirecektir. Bundan dolayı bu tür yapıların işlevleri ya olmamaktadır ya da sınırlı olmaktadır.

Direk sorunun sonucu olan yapılar bu haldeyken; sorunun sonucu olmayıp da sorunun şu veya bu nedenden dolayı aktif oluşumcusu olan yapılarda olgunun çözümünde ne kadar pozitif tutum almaya çalışırlarsa çalışsınlar, bunlarda sorun çözme noktasında sorunlu karakter olurlar.

Sorun; sorunun mağdurları/yaşayanları tarafından ele alındığı zaman, çözüme baştan kolaylaştırıcı bir noktadan başlanmış olunmaktadır.

Kıbrıs toplumu; ortak karakterlerinin olmasının yanında, bölüntüler karakterleri de olan, kendi içinde bu yanıyla farklılıklarda barındıran bir toplum halidir.

Bölgede çıkarları olan ve bölgede ki devletlerinde tarihlerinde şu veya bu nedenden dolayı aldıkları pozisyonlarla yaratılan Kıbrıs Sorunu, yaklaşık olarak 70-80 yılın yaşanmışlığının toplamıdır. Yaratılan bu sorun, Kıbrıs toplum bölüntülerinin iç dinamiklerinden kaynaklanmayan ama bunlar üzerinden yükseltilen ve bunlara yedirilen bir sorun konumundadır. Var edilen bu sorunun yıl büyüklüğü ve bu süreçteki yaşanmışlıklardan dolayı toplum bölüntüleri biri birine yabancı konuma getirilmişlerdir. Sonuç olarak; Kıbrıs toplum bölüntüleri, bölüntü yabancılaştırılmasına uğramış ve bölüntüler arasındaki tarihsel birlik bağlantıları hiçleştirilmiş durumdadır.

Bugüne kadar yapılan görüşmelerde, görüşmelerin yürütücüleri olan kurumlar soruna Kıbrıs toplumuna çözümcü noktasında olmamışlardır. Gerekçeler ne olursa olsun, sonuç olarak taraflar kendi pozisyonlarının güçlendirilmesi noktasında olmuşlardır. Onları bu noktada durmaları aynı zamanda kendi varlıklarının da devamı anlamındadır.

Demek ki, sorun bunlarla çözülemeyecektir.

Ne yapmalı!

Kıbrıs toplum bölüntülerini, yaşanmışlıkların yarattığı biri birlerine yabancılaşma konumundan çıkarılmasıdır. Yaşatılan sorunların asli yaşayanları olan bu bölüntülerin kendi aralarında kuracakları sivil inisiyatif yapıları ile öncelikli olarak yabancılaşmalığı ortadan kaldıracakları çalışmaları yapmaları gerekmektedir. Bu inisiyatif yapıları tek tek bölüntülerden olabileceği gibi, Kıbrıs toplumu inisiyatifi şeklinde de olabilir.

Bu tip inisiyatif grupların sosyal ve kültürel faaliyetlerinin yanı sıra , en az bunlar kadar önemli siyasal çalışma inisiyatifli çalışma gruplarının oluşturulmasıdır da. Kurulan bu inisiyatif grupları aynı zamanda geleceği kurmada programı ve çalışmayı toplumsallaştırmayı da sağlamış olacaktır. Dolayısıyla da, topluma yabancılaştırılan politika da yerini toplumun, toplumların yaptığı politikaya bırakmış olur.

Çözüm daha sahici olur, daha ulaşılır olur.

Toplum, toplum bölüntüleri kuracakları böyle inisiyatiflerle şu ana kadar yürütülen görüşmelerin, sorun çözücü karakterli olmadıklarını daha çıplak hale getireceklerdir. Kapı arkalarında yapılan ayak oyunlarının da böylece sonunu getirmiş olacaklardır.

Yöntemi böyle olan, hayatı yeniden ve yeni baştan olan kurma tarzı, sorunu ve çözümü hakikileştirecektir.

Toplumun ve bölüntülerin sorunular manzumesini yakalayabilmelerini ve bunlara hitap eden çözümler yaratmaları daha kolay olacaktır.

Bir yerden başlamak gerek.

Bu konuda tarihsel büyük bir imkan vardır.

11 Nisan 1965’te Lefkoşa-Larnaka yolunda yolunda bile bile katledilen Derviş Ali Kavazoğlu ve Kostos Mişaulis’in her iki bölüntüde görülebilen bir yerde ve büyüklükte anıt heykellerini yapmak.

Bu aynı zamanda Kıbrıs toplumunun en iyi anlatımı da olur.

Unutmayalım ki bu, Kıbrıs toplumunun yaşanmışlığının pozitif karakterde geleceğe taşınmışlığı da olacaktır.

Başlamak gerek.

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
300AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin