yaklaşımlarİsmet ÖzgürenYine aylardan Temmuz… - İsmet Özgüren
yazarın tüm yazıları:

Yine aylardan Temmuz… – İsmet Özgüren

Yeniçağ podcastını dinleyin

Yine aylardan Temmuz geldi çattı, aslında Temmuz ayını çok sevmemi gerektiren kendimce önemli nedenlerim var. Hem benim hem de oğlumun doğduğu aydır Temmuz, her ne kadar kendi doğumumu hatırlamasam da Can’ın doğumunda yaşadığım tarifsiz mutluluğu anlatacak kelime yok. Ve gelelim esas meseleye. 15 Temmuz’la başlayıp 20 Temmuz’la tam anlamıyla bölünen Akdeniz’in bu güzel adacığında nerdeyse ömrünün 3’te 2’sini tamamlamış biri olarak, Temmuz ayı hem bende hem de bu yarım ada insanında, iklimsel kasvetinin yanında yaşamsal sıkıntıları da kalıcılaştıran bir ay oldu.

*****

Acı, gözyaşı, binlerce insanın (Sözünü ettiğim insanları Rum-Türk diye ayırmıyorum) yaşamdan koparılışı ve nihayetinde iddia edilenin aksine “ Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bozulan yapısını yeniden tesis etmek” yerine karpuz gibi bölünen bir ada. Tam tamına 49 yıl oldu Ayşe’nin Kıbrıs tatiline çıktığı 20 Temmuz 74’ten bu yana. Bu 49 yılın kabaca bir özetini çıkaracak olursak, önce Ganimet denen ve kendisine ait olmayanları üleşmesiyle işe başladı adanın kuzey kısmında kalanlar işe. Ardından buna Türkiye’den nüfus aktarımı ve demografik yapının “Türk” kimliği lehine değiştirilmesi geldi. Güneye göçmek zorunda bırakılan Rumların mal varlıkları bu insanların adada kalışlarını cezbetmek adına “Yağma hasanın böreği” misali dağıtıldı Türkiye’den buraya gelenlere…

*****

Bu toplum mühendisliği projesi ne acıdır ki aradan geçen 49 yıla karşın bugün hala “KKTC vatandaşlığı” adı altında Türkçe konuşan Kıbrıslıları kendi yurtlarında azınlık durumuna düşürmek amacıyla sürüyor. Bu proje başarılı da oldu geçen onca yıla bakıldığında. Ve geldiğimiz nokta. Türkiye’den atanan bir “Büyükelçi” ki uluslararası hukuka göre bunun hiçbir geçerliliği olmamasına karşın, o zatı muhterem tarafından yönetilen adı konmamış bir vilayet durumundaki “KKTC”. Öyle ki, Cumhurbaşkanı, başbakanı, bakanları Ankara rejimi tarafından o günkü Türk siyasetinin çıkarlarına göre atanan bu sözde devletçikte, maalesef her geçen gün Türkçe konuşan Kıbrıslıların yurtlarına yönelik aidiyet duyguları ise, yok olmakta. Yolundan hastanesine, hava alanından elektrik ve suyuna, iletişim kanallarından turizm işletmelerine kadar hemen hemen tüm üretim alanları, 49 yılın sonunda Türkiye rejimlerinin yandaş ve yardakçılarına peşkeş çekilmiş bir noktaya geldi. Bu bağımlılık ve muhtaç duruma düşürülme politikası ise hala tıkır tıkır işliyor.

*****

“Ekonomik ve Mali protokoller” adı altında, sürekli TC yöneticileriyle buradaki yardakçıları arasında imzalanan yazlı belgelerle ise, maddi ve manevi bağımlılığın borç batağı, torunların torunlarının da ödeyemeyeceği meblağlar halinde Kıbrıslı Türklerin hanesine yazılmakta. Özetle bundan 49 yıl önce Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bozulan yapısını yeniden tesis etmek amacıyla başlayan planlı ve bilinçli işgal harekâtı bir saatin çalışma prensiplerine uygun olarak tıkır tıkır işliyor. Ve ilginç son bir not ise, bugün TL kaynaklı KKTC’nin iflas eden ekonomisini, 49 yıl önce top ve tüfekle Güneye kovulan insanların her gün ada yarısında harcadıkları Eurolar ayakta tutuyor. Dostlukla kalın…

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
245AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin