yaklaşımlarÖzkan YıkıcıTereddüt etmemem gerekiyorken - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Tereddüt etmemem gerekiyorken – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

İnsan bazen önüne gelecek durumu kolayca bilir. Fakat, onca deyişik darmadağınıklar yaşanır ki gün ola bunu biraz erteleyim diye aklından geçirmek zorunda kalır. Hele de bu onbinlerle ölü mezarlığı oluşturan deprem afeti olursa. Oysa bazen ufak geciktirme tutumu uyaracağın konunun da gelip çarpmasına dek yazamama tutumuna dönüşür. Neyazık, bu son depremde bir konuda ben böylesi tereddütlü tutumumla kendin düştüm.

Olalyı yazmadan bazı bilgilerle konuyu tamamlamaya çalışay8ım: Türkiye ve Suriyedeki deprem öncesi K. Kıbrısta hazırlıklar şöyleydi. Resmen saraylı isgelede ahaliye ve özellikle mütahitlere “yasa imar falan dinlemeyin: yapın, arkanızdayım” özetlenecek çağrısını yapar. KTMMOB için vizesiz döneminin başlatılma yasası meclise sunuldu. Orman arazilerinin bir kısmının daha imara açılması çaktırmadan gerçekleştirildi. Buna benzer ratn yağma yasalaşması bizat yeni elçinin de talimatıyla hızlandı. Siyasal durum ise artık buradaki koltukçuların resmen talimatla gelmeleri, eski biriken dosyalar gerçekleri de eklenince, iş yapma yerine talimat beklemek ve yetki kulanamama sınırına geldiler. Bunu geçen yıl orman yangınlarında, sellerde direk yaşadık. İdare etme şeklinden bulunan hazırlık noktlası herşeyi anlatıyordu. Daha da vahimi şu: koltukta oturanların önemli geçmişleri vardı. Pandemi döneminde sgandaların makamcısı şimdi başbakan makamında. Hem de partisi deyil Fuat beyin talimatıyla oturdu. Jet sgandalından Adapas sahtekarlığına varan Pandemi önemmli sgandallarının makamında Ünal Üstel oturuyordu. Hiçbir sonuç yok. Öteki makamcıların da öylesi sgandal ve fırsızlık yolsuzluk listesi var ki akaryakıtın kirliliğinden fayiş fiyata gelişine dek milyonların üstünde dolaşındığı akılda hala canlı. Okulalrdaki yıkım ile “herşey tamam” açıklamaları ise eğitimin her başlangıcının paradoksal resimleriydi.

Tüm bunlara ek olarak resmen yetkilerin devri bazen protokolarla bezn de direk müdahalelerle gerçekleşmeye her alanda hissediliyordu. Yeni vali Metin Bey zaten pratikte çekinmeden bunu da gerçekleştirdi.***

Bu koşularla depremi karşıladık. Bol vatandaş yapma furyası da golifaya dönüştü. Deprem gerçekleşti. Oldukça acılarla yüklüydü. K. Kıbrısa birçok etkenle ölülerin haberleri de geldi. Bunları yazdık çizdik. Tekrar ayni acılarda dolaşacak deyilim. Fakat, bir de Türkiye K. Kıbrıs gerçeği vardı. Siyasal fırsatçılık denilen kural da mevcut idi. Üstüne insani sos veya duygusal hamasicilik koyunca birçok yanlışa da neden olma kolaylılığı vardı.

Geçenlerde BKP başkanı izcanla konuşuyordum. İzcana “bu felaket sonrası fırsat bu fırsat denip adaya insan yığıp, insani denip ilerde buranın siyasetiyle oynanma olasılığı kesin” dedim. İzcan da ben de düşünüyorum dedi. Bildiri yayınlama tartışmasında, biraz bekleyelim diye istemeden uzlaştık. Çünkü biliyorduk ki gerçekten birçok nedenle buraya insan akımı olacaktı. Bazısı akrabacılıtan bazısı da fırsatdan olacak ikilem de hazırdı. Öyle de oldu. Hele gençlik dayresi kamplarının durumu haberi gelince yanılmadığımı anladım. Ama yazmakta bir gün gecikmeyle olayların beni geçip konuşulmaya başlandığını da yaşadım.

Önemli dönemlerde tereddüt veya biraz bekleyelim hamleleri her zaman siyasal kriterde yenilgiyi dahi getirir. Unutmayalım insani nedenlerle ateşkes diyen birçok sosyalist örgüt sonunda faşizme karşı yenilmenin de aşamasını oluşturdu. Ben yazmasam da ilgili kurumlar açıklama yapmasa da zaten karşımızdakiler bundan fırsat devşirmede hemen hazır. Üstelik siz gerçeği söyleyince de saldırmaya da açık. Faşizmin böylesi bir gerçeği vardır. Pençeleri koparılan şahin Tahsinin geçirilecek yardım suyunun dahi nasıl saldırganlaşkıp engel olmak istediğini yaşayarak tekrardan örneklem olarak ders sayfalarımıza yazdık.

Belli ki depremin dehşeti ile siyasal fırsatın K. Kıbrısa insan akışı yapacağı kesin. Gençlik kampları gibi yerlerin kimlere yataklık edeceği de şimdiden duyumdan gerçeğe doğru gelişiyor. Yarın gelecek nifusun da ne olacağını geçmişten deneyimlerle sonucunu tahnin etmek zor deyil. Üstelik, makamda Üstel ve Tatar gibi iki teslim olmuş ve yerlerini korumak için ne gerekiyorsa yapan kişiler var. Bir anllamda haberimiz olmadan birçok imzayla istenileni yapıyorlar. Son iki protokolü lütfedip incelerseniz sosyal hizmetlerden uçak alanına dek nelerin devri olduğu, gericiliğin adımlarının hızını kolayca anlarsanız. Zaten üstel konuşurken de bir şey demiyor. Sadece kendi yasalarına dahi uymadan kesintiler diyor. Emekli tahsisat alanları, örtülü ödeneklere, yolsuzlukların pastasından pay ve nice başka konuya hi dokunmadan devam diyor. Güvensizliğin de nedeni bu. İnsanların çoğu yaşanan geçmişe de dayanarak yardımların ne olacağını kolayca tahmin ediyorlar. Zaten işin acısı, yaşanan ve yaşatılanlar hala canlı. Sadece pandemi dönemini hatırlayın. İsmi geçen makamcıları da ekleyince, bunlara kaynak ve yasa nasıl teslim edilir?

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
245AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin