yaklaşımlarHare Yakula“Geleneksel ahlak” ile mücadele ederken fuhuş pazarındaki sömürü hasır altı edilmemeli! -...
yazarın tüm yazıları:

“Geleneksel ahlak” ile mücadele ederken fuhuş pazarındaki sömürü hasır altı edilmemeli! – Hare Yakula

Yeniçağ podcastını dinleyin

Tüm kültürlerde cinsellik, erkeğin kadından elde ettiği hazzın artması yönünde şekillenmektedir söylenebilir. Pek çok kültür ve dinde, kadınlara cinsellikten zevk almanın ahlaksızlık olduğu öğretilir. Bu öğretiyle kadınlar cinsel ilişki esnasında “yoldan çıkmış” olmamak için herhangi bir zevk belirtisi göstermekten sakınır. Bunun “modern” olmayan toplumlarda geçerli olduğunu varsaymak büyük yanılgıdır çünkü “Batılı” olmakla övünen toplumlarda da durum pek farklı değildir. Ne de olsa cinsel arzu “iyi kadınlarda” olmayan ve cinsel deneyim “evlenilecek iyi kadınların” yaşamadığı bir şeydir! Halbuki erkeklerde böyle bir ayrım yoktur. Bütün toplumlarda kadın ve erkek farklı muamele görür ve kadınların lehine olan çok az şey bulunur.

Fuhuş bir olgudur. Bir takım olayların dayandığı neden ya da bu nedenlerin yol açtığı sonuçtur. Toplumsal olarak cinsiyetlendirilmiştir. “Seks endüstrisi”, “Seks turizmi” ifadeleriyle birçok coğrafyada çıkar grupları tarafından meşrulaştırılmıştır. Erkekler, kendileri için haz imgesine dönüştürdükleri kadın bedeninden büyük kazançlar elde etmektedir. Daha da ileriye giderek küreselleşmiş, endüstrileşmiş bu sömürüyle, siyasetçi-yatırımcı arasında köprüler kurulmuştur. İttifak sözleşmeleriyle, kurumsal ve küresel bir yapıya kavuşmuştur.

Fuhuş pazarındaki kadınlar, seksi bir arzu olarak yaşamak isteyen erkeklerle değil iktidar, intikam ve gaddarlık hevesiyle deneyimle niyetindekilerle birlikte olurlar. Bunu kabullenmiştirler. Ve itaatkâr pozisyondadırlar. Burada eril hegemonya devreye girmektedir. Fuhuş pazarında sermayeleşmiş kadınların ortak noktası dezavantajlı konumda olmalarıdır. Tümü yoksuldur. Göç etmek zorunda bırakılmışlardır. 2012 yılında Kuzey Kıbrıs’ta çalıştırılan kadınlarla yapılan röportaj yoksul oldukları bilgisini doğrulamaktadır. https://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n91306-gece-kulupleri-birlik-olusturdu-birlik-yakinda-aciklanacak

Kuzey Kıbrıs’ta gece kulübü diye isimlendirilmiş yerler gerçekte genelevdirler. Genellikle acentelerle getirilen ve işveren tarafından konsomatris ya da barmaid adıyla çalıştığı iddia edilen kadınlar, geçerli olan yasalara aykırı müşterilerle para karşılığı seks yapmaktadır. Bu kadınların pasaportlarına uçaktan indikleri zaman polis tarafından el konulmaktadır. Toplumdan izole bir ortamda tutulmaktadır. Sağlık kontrolünde ve alışverişte “refakatçi erkek” gözetiminde tutulmaktadırlar. Açıklıkla söyleyebiliriz; bunun adı seks köleliğidir!

2018 yılında yapılan Gece Kulüpleri Çalıştayında paylaşılan bilgiler doğrultusunda yılda ortalama 6 aylık vizeyle 1200 kadın getirilmektedir. 2014 yılında toplam 1212 kadının 485’i erken çıkış yapmıştır. 2015’te 1209’un 558’i, 2016’da 1287’nin 475’i ve 2017’de 1193’ün 520’si. Yani getirilen kadınların yarısı 6 aylık vizesi dolmadan gönderilmektedir. Muhtemelen kadınlar, küresel pazarın farklı ülkedeki uzantısında sermaye olmaya devam etmektedir. Ne de olsa müşteri sürekli aynı kadını görmek istemez!

2014 yılında yayımlanan bir röportajda genelev sahibi sakınmadan şu ifadeleri kullanmıştır: “Pasaportların alınması, devletin onu güvence altına almasıdır. Pasaportu veremem kıza, müşteriyle gider…Pasaporta el koyma değil, güvence altına almadır kaybolmaması için…Bir sebebi de, o pasaport elinde olduğunda evlendirme memuruna gider, evlenir.”

Kayıt dışı patronlu fuhuşun olduğu da aşikardır. Gece Kulüpleri Çalıştayı Sonuç Bildirgesinde yer alan ifadeyi aynen aktarıyorum: “GAÜ’de Nijeryalı bir anne-kızın, öğrencileri günde 50TL karşılığında fuhuş yapmaya zorladığı bir avukat tarafından katılımcıların bilgisine sunulmuştur.”

2013 yılında Tıp Bayramı Töreninde dönemin Sağlık Bakanı Ertuğrul Hasipoğlu’nun “Gece kulüplerini nasıl kapatalım memlekette 40 bin asker 40 bin de öğrenci var. Bizi mi halletsin” sözleri ise 10 yıl öncesine ayna tutmaktadır. 2018’de ise Ebru Çorbacı isimli klinik psikoloğun genelevlerde çalışan kadınlarla yaptığı çalışmada çıkarımı şaşırtıcıdır: “Yapılan araştırmada gece kulüplerinde çalışan kadınlara psikolojik anlamda bakıldığı zaman kamuda çalışan bir kadınla kıyaslandığında herhangi bir farklılığa rastlanmıyor. Her iki grubun da amacı ekonomik anlamda kazanç sağlamak.”

Kadının cinsel, duygusal ve ekonomik sömürüsünü meşrulaştıran, kadın bedeninin cinsel bir mal olarak kullanımını toplum gözünde normalleştirerek meşru kılan düşünceler ifşa edilmelidir. Ayrıca fuhuş pazarında çalışma koşullarının iyileştirilmesi ile sömürünün ortadan kalkacağını savunmak, küreselleşen pazarda kadını her türlü kullanıma açık bir mal haline dönüştürmektedir. Bu, kadını çaresiz bırakan ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini inşa eden araçları göz ardı etmek anlamına gelmektedir.

Cinsellik, hem mücadele arenasıdır hem de meşru bir siyasal faaliyet alanıdır. Cinsel özgürlük tezine sahip çıkmalıyız. Bireysel hazzı siyasal faaliyetlerin tek hedefi olarak tüketime endeksli “Batılı” fikirleri eleştirmekle birlikte, kişisel tatmine olanak bırakmayan rejimlere de mesafeli olmalıyız. “Geleneksel ahlak” ile mücadele edelim derken küreselleşmiş fuhuş pazarındaki sömürüyü hasır altı etmemeliyiz!

Haber linkleri:

https://www.yeniduzen.com/her-seyin-arkasinda-devlet-var-42647h.htm

https://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n91306-gece-kulupleri-birlik-olusturdu-birlik-yakinda-aciklanacak

https://icisleri.gov.ct.tr/Portals/7/gece_kulupleri_calistay_rapor.pdf

https://haberkibris.com/40-bin-asker-bizi-mi-halletsin-ofkesi-buyuyor-2013-03-15.html

https://www.kibrispostasi.com/c35-KIBRIS_HABERLERI/n243697-asil-sorun-merdiven-alti-seks-koleligi

 

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
240AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin