yaklaşımlarNidai MesutoğluBir umut. Colin Stewart, Anastasiyadis ve diğer adayları uykularından uyandırarak gerçekle yüzleştir...
yazarın tüm yazıları:

Bir umut. Colin Stewart, Anastasiyadis ve diğer adayları uykularından uyandırarak gerçekle yüzleştir – Nidai Mesutoğlu

Yeniçağ podcastını dinleyin

Yeni Düzen gazetesinin özel haberinde Finlandiya delegasyonunun New York’ta düzenlediği brifingte konuşan Birleşmiş Milletler Kıbrıs Barış Gücü Şefi Colin Stewart’ın düşünceleri Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı tarafından “izahat” istenmesine sebep oldu.

Aklın yolu birdir derler. Bu söz doğrunun bir olduğunu da ifade eder. 1974 sonraki ateşkes koşullarıyla oluşan De facto durum iki tarafın yaptığı hatalar nedeniyle hâlâ devam etmektedir.

Kıbrıs Cumhuriyeti AKRİTAS PLANI ile Türkiye’deki derin devletin planlarını 1963 olayları sebebiyle yürürlüğe koydu. Zamanın TC Başbakanı İsmet İnönü’nü Cumhuriyetteki haklarımıza sahip çıkılmasını isterken tam tersi yapıldı ve Kıbrıs Türk Toplumu kendi kabuğuna çekilerek Cumhuriyetin temsiliyetini BM kararları ile Rumlara verilmesini sağladı. Bu Kıbrıs Türk liderliğinin hatasıydı.

Adanın Yunanistan’a bağlanması için mücadele eden EOKA örgütü İngilizlerin uyguladığı strateji ile hem Kıbrıslı Türkleri hem de İngilizleri hedef alan silahlı saldırılar düzenledi. Bu Adanın bağımsızlığı için değil “anavatan” dedikleri Yunanistan’a bağlanma düşüncesi ile yapıldı. Bu da üzerinde yaşayan insanların bu toprakları öz yurtları olarak görmemesi demektir. Aidiyet duygusu bu topraklara değil “Anavatanlara” idi. Bu hataya zamanın AKEL yöneticileri de düştü.

1974’te Yunan Albaylar Cuntası’nın EOKA B ile yaptığı darbe Kıbrıslı Rumlar için çok büyük hataydı. Darbede birbirlerini öldürdüler.

Türkiye derin devleti için bulunmaz bir fırsat yaratmışlardı. Ada’nın ezelden beri taksimini savunanlar NATO’nun onayı ve SSCB’nin sessiz kalması sonucu isteklerini elde etmişlerdi. Her iki taraf da ağır bedeller ödedi. BM’nin girişimleriyle sağlanan ateşkes koşulları halen devam etmektedir.

Tüm Kıbrıslıların bir araya gelip kendileri için insan hakları ve uluslararası hukuk temelinde bir anlaşmaya varamamaları ve çözümü emperyalist devletlerden beklemeleri de hatadır. Dünyamızı kuşatan emperyalizm ve sistemin öncüleri sorunun çözülüp çözülmeyeceğine karar verecek konumuna gelmişlerdir. Kıbrıslıların istek ve duyguları onlar için yok hükmündedir.

Kıbrıs Cumhuriyeti devleti ve kilisesi savaşın acılarını nesilden nesile aktararak kindar bir nesil yetiştirme peşindedirler. Aynı durum Kuzeyde de hem Türkiye’nin hem de buradaki işbirlikçileri için de geçerlidir. Kin ve düşmanlıkla beslenen nesiller anlaşmadan her geçen gün uzaklaşırlar.

Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Kıbrıslı Türkler için uyguladığı politikalar Colin Stewart’ın da tespit ettiği gibi Türkiye’nin burada kökleşmesini sağlamıştır. Türkiye burada hem ekonomik, hem siyasi hem de askeri anlamda tek söz sahibi oldu. Kıbrıslı Türklerin kimliği, kültürel yapısı ve inançları da baskı altına alınmaya başlandı.

BM yetkilisinin açıklamaları ile uyanan Anastasiadis bunların kötü bir rüya olduğunu sanıyor. Ne ilginçtir ki kendinden öncekiler de aynı gerçekleri hep rüya sanmışlardı.

Kıbrıs Cumhurbaşkanlığı seçimlerine sayılı günler kaldı. En güçlü adayların savunma sistemlerinin alınması konusundaki ortak düşünceleri çözüm için umut vermiyor. Buna rağmen umutları artırmak seçilecek cumhurbaşkanının elindedir. Kıbrıslı Türklerin Cumhuriyet anlaşmalarından doğan haklarını vererek, Türkiye’nin ilhaka giden yolun taşlarını döşemeye devam etmemesini sağlamak en büyük hedef olmalıdır.

Bu konuda Yurtsever Kıbrıslı Türklere de Rumlara da büyük görevler düşmektedir. Özellikle Kıbrıslı Türklerin ihtiyaçlarına çözüm olacak projelerin Kıbrıs Cumhuriyeti tarafından hayata geçirilmesi için ortak çalışmalar yapmak gerekmektedir.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
216AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin