yaklaşımlarÖzkan YıkıcıCastillo sonrası Peru, epey karışık - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Castillo sonrası Peru, epey karışık – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Dünyada ve özellikle bizde sol görüşlere ezberden veya etiketden değil de gerçeklerle sorgulama ve dersler alınmak istenseydi, Perudaki son gelişmeler mutlaka, yazılır ve konuşulurdu. Çünkü, Peruda bir seçim deneğimi yaşandı. Sol ve sosyalist yerli aday Castillo seçimi kazandı. Fakat, ömrü kısa oldu. Üstelik, sistemle uzlaşma adına bazı tavizler verdi. Madenci işverenleri destekledi. Bazı uluslarrası anlaşmalara göz yumdu. Sağ ve özellikle devlet içi oligarşik yapıy ile orduyla anlaşma yönüne gitmeği denedi. Olmadı. En ufak sol talebinde daha göreve başlamadan kamyoncu greviyle karşılaştı. Sermaye durmadan baskı geliştirdi. Parlemento esnek yasayla “kamu ahlakına aykırı” kuralıyla onu görevden almak istedi. Sonunda tam görevden alınacak ken, kendisi acemice harekete geçip parlementoyu fes edip erken seçimle anayasayı değiştirme adımı olarak kurucu meclis seçimlere gitmeği denedi. Olmadı. Birkaç saat içinde ordu onu devirdi, parlemento görevden aldı ve yargı da hapse gönderdi.

Bu gelişmeleri önceki birkaç makalemde daha uzun şekilde yazdım. Amacım, hem sol lider deneğimi hem de devletin öteki güçlerinin tutumunu birlikte sorgulamaktı. Ayni devlet sistem aygıtıyla sol ugulama olanaklarının düşünülmesini istedim. Ülkemiz sömürge olup son dönemde iyice Türkiyeleşme ilhaklaşma döngüsünde ilerliyor. Peru ise yine emperyalist yapıda yeni sömürge tipi devletle yönetilmektedir. Bu ikilem, yine de tam da seçim döneminde gelecekteki sistemsel sınırı da düşünme adına, Peruda olanların iyice bilinip, önemli deneğimler elde etmek de zorunluydu. Fakat, pek de ilgilenen de olmadı. Oysa Peru deneğimi ne ilk nede soldur. Üstelik seçim kazanıp da yapmak istedikleri olunca nasıl görevden alındığı dersleri Latin Amerikada oldukça doludur.

Peru derslerinden biri de dünya haberlerinde de fazla yer bulmadı. Daha çok Latin Amerikayla ilgilenen kesimlerin yakaladığı gelişme olarak kalındı. Sömürge veya değişik tipteki benzer ülkelerde, olaylar salt iç dengelere bağlı olamaz. Tıpkı KIbrıstakiler gibi. Fakat, sistem medyası algı olarak genel sistemi dıştalayarak, daha çok iç çatışma şekliyle ve çaptırılarak konuyu aktarma peşindedir. Nitekim, Peruda da konuyu biraz deşince, aslında Peru oligarşisinin ülkedeki ABD elçiliği ile birlikte davrandığı, bazı gelişmelerde direk ayni ülke elçiliğinin tetiklemesinin de olduğu anlaşıldı.  Daha baştan, Castillonun liderliği ABD Lima elçiliğince kabulenedi. Oligarşik yapının da tepkilerini yönlendirdi. Uğraşmalara karşın sermaye kesiminin, başta ordunun Castillo ile ortak davranmasını engelendi. Hat da Peru genelkurmay başkanının ABD elçisiyle grüşüp gereken desteği vermediği ta baştan anlaşıldı.

Devamında Castillo uzlaşma adına bazı bakanları değiştirdi. Savunma bakanı dahi sağdan seçildi. Ama kendini beyendiremedi. Parlemlento yukarda belirtiğim gibi “kamu ahlakına aykırı” denip iki kez oylama yaptı. Castillo öylesine tavizlerle kalıcı olmaya çalıştı ki kendi partisinden dahi atıldı. Öyle tavizler  verdi ki kendini görevden aldıktan sonra seçtiği yardımcısı bile darbenin başkanı seçtirildi. Oda en azından erken seçim almak istedi, ona da onay verilmedi. Dina iki defa istifa yapsa da onun da kabullenmedi. Böylelikle sermayeye dayalı kalmaya çalışan darbeci yönetim de ne kadar gideceği belli değil. Ama, her gelişme sonrası görüşmelerle ve önerilerle direk ABD elçiliği de karşımıza geldi. Perunun yeni sömürge gerçeği, ln ülkedeki oligarşik yapı ikilemi sömürgesel ilişkilerin ağıdır.

Yeni bilgiler böyle toparlanırken, darbe sonrası Castilloyu destekleyip oy veren emekçiler ve yerliler protestolara devam ediyor. Bazı hava alanları işkal edildi. Ordu resmen katliyam yaparak bunları engelemeye çalışıyor. Olağan üstü durum ilan edildi. Ayaklananlar, Castillonun geri göreve verilmesini istiyor. Castillo kendini seçen fakat koltukta kalma adına onların taleplerini unutuğu kesimler, şimdi onun için mücadele vermesi de ilginç değil mi? Bir anlamda kendini seçenlerden uzaklaşarak iktidar olmanın ve onlara sırtını dönmenin de yanlışlığı kanıtlanıyor.Net olan, Latin Amerika ülkelerinde sol seçim kazanma potansiyele sahiptir. Fakat, kazandığı seçimle devletde sadece hükümet oluyor. İlk sınav da devletin ordudan başlayan, yargıyla devam eden, gerektiğinde parlementonun da çoğunluğu eklenen önemli bir duvarla karşı karşıya kalıyor. Aşılması halinde Bolivyadaki gibi direk ABD ile mücadele aşamasına sıçrıyor. Şimdi Castillo bu sınavın ilk ayağında, koltuktan alındı. Gerile lideri, sendikacı, öğretmen ve yerli kökenli olarak seçilen Castillo, sırtını dönme yoluyla koltukta kalma hamlesiyle de kelesini verdi. Şimdi onu seçenlerin, sokakta katledilerek dirençle yeniden göreve getirmeğe uğraşıyorlar. Bakalım Peruda tarih daha nasıl bir rotayla yazılacak.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
243AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin