yaklaşımlarÖzkan YıkıcıGelecek kıskacında Türkiye - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Gelecek kıskacında Türkiye – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Türkiye önemli seçim öncesi hamlelerini yaşamaktadır. Gerçi hala K. Kıbrısta önemli gelişmeler hala gündeme oturmamaya ısrardadır. Nedense, onca K. Kıbrıs Türkiyeleşme gerçeğine karşın, tam aksi yabancı durmanın duruşuyla da konular hep yokmuş gibi davranılmaya devam ediliyor. Oysa her Türkiye sarsıntısı veya değişimi, direk K. Kıbrısın her alanına fırtına gibi gelip gerekeni kolayca şekillendirilmektedir.

Türkiye yeni seçim dönemine girdi. Gerçi Kılıçtaroğlu, yerel seçim sonrası hep erken seçimle tüm sorunları görmezden geldiydi. Şimdi, seçimlerin normal şekilde gerçekleşemeyeceği gerçeği, son meclise sunulan sansür yasası veya infaz kanunuyla anlıyoruz. Konulacak yasaklarla haberciliğe vurulacak zincirle, resmen bilgi edinmenin dahi çok tehlikeli aşamaya geleceğinin kanıtıdır. Öyle ki şimdiden doğru haberlere dahi RTK  cezaları bunun işarretlerini çoktan vermektedir. Küfredene ceza yokken, normal habere dahi ceza verme ikilemi oldukça yaygındır. Hem de sadece muhalefet yayınlarına uygulanması da tesadüf değildir.

Seçimlerle veya olmama ihtimalini söyleyenlerin de olduğu gerçeği ışığında, rejim sorununun da sorgulandığı siyasal süreç oluşu, gelecek için epey kuşkuların da olması anormal değildir. Tabi bu arada bana hiç anormal olmayan Kılıçtaroğlu hikayesi de yaşanmaya hız veriyor. Melih Pekdemirin işaret etiği gibi “masasında Türkçülüğün esasları ile yeşil teşbih” resmi düşündürücü olmaya yeter ve artıyor.

Erdoğan meclise sansür yasasını sunarken, Kılıçtaroğlunun hamlesi de ilginç: türban konusunu hem de yasayla gündeme soktu. Aranıp da bulunamayan bir uzaydan gelme esruman oldu. Ama, Kılıçtaroğlu taraftarları ısrarla bunu savunmaya ve inanılmaz eklektik eklemelerle adeta saçmalamaya dek laf yapmaya başladılar. Temelde olan, sansür yasasının tam da mecliste görüşülürken, Kılıçtaroğlunun türban hikaye hamlesiyle olay gereken önemi alamadı. Direnme gibi önemli tutumlar da adeta ezildi. Kılıçtaroğlu hep sağa yaklaşarak ve muhavazakarlara oynayarak başkan olma hamlelerini epey zamandır gerçekleştiriyordu. Ancak, kimse seçim dönemine girilirken, sansür yasası gibi önemli tehlikeli gelişme yaşanırken, herkesin artık kabullenip unutuğu anda konuyu gündeme hem de yasaylar getirmesini anlamaya çalışıyor. Böyle başarıyı herhalde Erdoğan beklemiyordu.

Sorunlar siyasal hamlelerle sürerken, Kılıçtaroğlu Amerikaya gider. Hemen tartışmalar yeniden başlanır. Fırsatı bulan devletin Erdoğan aygıtları “icazet alacak” dediler. Bunda ince bir de korku var: Çünkü ayni yolu Erdoğan hem de yasaklıyken yaşadı. Ama bu gerçeği dahi Erdoğan “seçildikten sonra Amerikaya gittim” dedi. Oysa herkes hahtırlar ki Erdoğan hiçbir siyasi yetkisi olmadığı ve yine siyasal konuma geldiği dönemlerde Amerikaya yolcu edildiydi. Hele Buşun Erdoğana karşı gösterdiği tutum ve onu taktim edişi de bir başkaydı.

Fakat “ben ne dersem inanacak epey insan” bakışıyla dilediğini dilediği şekilde söyleme geleneği, Amerikan ziyaretinde de yaşatıldı. Bu arada Kılıçtaroğlunu kendi yakın arkadaşları da eleştiriyor. Ziyaretin zamansız olduğunu hatırlatıyorlar. Amerikada Kasım seçimleri nedeniyle kimseği bulamayacağı, ilgilin olamayacağı durumunu söylüyorlardı. Kılıçtaroğlu hiç dinlemedi. Bildiğini okudu. Bu nedenle Amerika ziyareti de kendine yönelik başka tartışmaları da yoğunlaştırdı. Erdoğana hem fırsat hem de gündem sağtırarak, yeni babskı yasaları daha gündemleştirilmeden çıkarma fırsatı da verdi.

Kısaca, Türkiye seçime gidiyor. Bildiğimiz basit seçim değildir. Şimdiden seçmen sgandaları başladı. Bir evde tanınmayan isimlerin olduğu bilgileri geliyor. Seçimdeki güvenlik sorunu ta baştan mevcut. Sandık güvenliği ile başlayan ve seçim kuruları oluşturma kuşkuları peşpeşe diziliyor. Diziliyor ve seçim sonuçlarının direk rejimle alakalı kabus veya aydınlık ikilemine sıkışıp kalıyor. Belli ki Erdoğan atacağı kurşunları da hazırlıyor. Baskı ve resmen ülüfe dağıtma ikilemi şimdiden konuşulan gelecek tavırlardır. Bu arada kulaklar da sistemin güçlerinde, Erdoğanlı veya Erdoğansız ikilemindeki eylimler ne. Kısaca, Türkiye seçime gidiyor. Oldukça belirsizlikler içinde olmama olasılığı dahi konuşulan süreç takip edilmelidir. Yansıyışını da bilmesek de bize de direk etkileriyle geleceği kesin. Onun için, lütfedip biraz bilgilendirme fena olmaz. Ayrıca, K. Kıbrısta yaşayan seçmenin çok önemli kısmının da oy kulanacağını akıldan çıkarmayalım.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
261AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin