Kuzey Kıbrıs son günlerde önemli gelişmeler yaşıyor. Ormanların yangını, geçen hafta gündemi epey ilgilendirdi. Kimisi yanan ormanlara üzülürken, özellikle makamcılar alıştıkları talimat kısgacının sonucu epey sesizdiler. Alışılmış günlük veriştirme ve şovlarından yoksun kaldılar. Muhalefet ise malum. Sonra daha yağmurun yangını söndürmesinden saatler geçmeden, bu defa klasik bir başka gelişme geldi. Alışıldığı için kamuoyu fazla ilgi göstermedi. Siyaset ise kimine fırsat doğuruyordu. Elektrik kurumunda yeni yakıt hikayesinde yine milyonluık dolar yolsuzluk idiyaları hem de eski kurumun başkan yardımcısı tarafından açıklanıyordu. Yolsuzluk idiyası açıklanırken de klasik öteki haber algı operşeasyonu jklgündemleştiriliyordu: lYakıt birkaç günlük kaldı. Elektriksiz kalma olasılığı mevcut. Elektrik kesintileri gündemde. Yetmiyordu, daha dün yapılan zam unutuldu. Oysa yürürlüğe girme döneminde. Bunlar da elektrik alanındaki gelişmeler olarak sıralanıyordu. Tüm bunlar elbet sorundu. Hele hem ormanların yanarak adeta ciğerleri yakması, elektrik gündemi ise bitmeyen kendi özüyle yeniden yolsuzluklarla gelmesi, tüm bunlar K: Kıbrısın nereye geldiğinin örnekleriydi.
Geçen hafta orman yangınlarıyla dolu dolu geçti. Karşımıza birden K. KIbrısın siyasal olarak nerelere gelindiğinin de acı itirafıydı. Öyle ki adamızda şov yapmaya gelen Fuat bey dahi ziyaretini erken kesti. Çünkü, şov yapacak ve birilerine veriştirecek koşullar yoktu. Üstelik belirli çevreler de yangınla birlikte kurumsal çöküşü ve sıkışılan dar hamasi ırkçı miliyetciliğin yeniden zararlarıyla da yaşanıyordu. Öyle ya yangının büyüklüğü ile yetersizlikler lyetmezmiş gibi kimilerinin en başta güneyden yardım istenmesine, bizin şaheser yöneticilerimiz önce duymazlığa sığındılar. Sonra zorunlu olarak çağırdılar. Öylesi dar milliyetçi ırkçı hamasi havaya girip düşündürdler ki teşeürü dahi Türkiyeye yapıp ötekilerine yapmayacak derecede gerçeklerden kopuşlarına da neyazık tanık olduık
Orman yangını kurumsal çöküşün iki yönüyle de yanıtlar sergiliyordu. Bizim koltukçular öylesine talimatla iş yapmayı alıştırıldılar ve ona göre seçildiler ki kendilerinin kurumsal en basit örgütsel yapısına dahi önem vermediler. Çalışanı da yandaşa göre öylesine seçtiler ki dayreyle alakalı iş yapacak pek insan da yok gibiydi. Araç hikayesi bir başkaydı. Zaten, özellikle ikibinlerde anayasanın da sağ olsun yardımıyla ormanlar ranta açıldı. Nitekim K. KIbrısta isgan konuşulurken, ben zaman zaman elde etiğim bilgilerle de talanın orman dayresi kesimine de bakılmasını hep vurguladım. Nitekim yangınmla birlikte tetbirsizlik, fon tırtıklaması yanında mülkiyetlerdeki talanı da yeniden karşımıza getirdi. Ama, yangınla birlikte konuşulan, görülen olgular giderek şimdi unutturulma sürecine sokulacaktır. Hele de meclistekilerin bazı konulardaki ortak birliktelik sorumlulukları da olunca….
Orman epey zarar gördü. Belli ki bizim burada bu tür olaylarla birlikte yangının yakışıyla bazı durumları şöyleböyle görme şansımız olacaktır. Net olan, önceki doksanlar gibi olan yangınlaragöre kurumsaal oldukça geriye gelindi. Talimatlaşma ve yandaşlaşma yanına rantın tatlı karı da eklenince, geçmiş kurumsal bazı durumlar dahi kalınmadı. Buda K. Kıbrıstaki yeni dönemdeki ilhaklaşma politikasının kurumsal yansıyışının sonucudur. Daha bağımlı ve seçtirilen yönetici kesimin daha işbirlikçi olma koşulu hiçeleşmeği de getirdi. Hele de Tatarın kahkahasından son Erdoğanın talimatıyla bize bir milyon fidan verildi sözleri, herkese neden bunlar tercih edildi sorusunun yanıtıydı.
Yağmur yağdı ve yangın söndürüldü. Ama ayni zamanda gündemde hiç eksik olmayan elektrik konusu yeniden hem de tekrardan yolsuzluklarla gündeme geldi. Taşıyan ise eski başkan yardımcısıydı. Yine tekrarlanan ihalesiz yakıt alma durumunda birielrinin ceplerini doldurduğu bilgileri veri olarak idiya ediliyordu. Oysa daha eski kirli yakıt ile yolsuzluk durumu akıldan silinmediydi. Elektrik kurumunun da böyle bir gerçeği var. İdiya önemli. İhale yapılmadan ama elden teklifle hem kalitesiz hem de pahalı elektrik olayları da tekrarlana tekrarlana bu durumu dja cıvıtıyor. Ama ne istifa eden var, nede görevden alınan henüz mevcut değildir.
Elektrik hep gündemimizdedir. Zam olacağı zaman, yolsuzluklar ayuka çıkacağı dönemde hep elektrik kesilecek, yakıt gelmeme tehlikesi haberleri algılatılıp sürülüyor. Net olan kurumun rantının çok tatlı olduğu. Yöneten kesimin de istihtam için arpalığı yolsuzluk rant için de kaynakları olmaya devam ediliyor.
Biz bunlara dalıp gidelim. Mış gibi demokrasixzilik oynayalım. Sanırımla çağdaşlık ve bağımsızlığın türküsünü söyleyelim. Parementoda şov yapalım. Öyle şov yapalım ki son gelişmelerde muhalefetin dahi muhalefet yapamama sonucuna gelelim. Sonra soralım: biz seçtik de seçtiklerimiz bunlar mı? İşte işin büyüsü yine devam edecek. Çünkü neden seçilmenin değil tercih edilmelerinin sorusu olunca da atres Türkiye olacak. Son saray seçimleri veyaf UBP müdahaleleri ve hükümet kurma bozmalar hala bizi MIş gibiden çıkaramıyorsa, orman yangınlarındaki gerçeklik ile elektrik büyük yolsuzluklarla nasıl bir yere getirildiğimizi anlamıyorsak, iş yine yeni belalara kaldı. Karşı çıkmadan ki karşı çıkmak da gerçeklerle yüzleşmekle mümkün olacaktır gerçeğine ne zaman ulaşırsak, yarın için daha iyi dünya sorusuyla yanıtına geliriz.
