yaklaşımlarÖzkan YıkıcıGidiyoruz! Nereye doğru? - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Gidiyoruz! Nereye doğru? – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Ülkemiz fırtınalarla denilecek ama pek de öyle karşılık bulmayan olaylarla ordan oraya savruluyor. Savrulurken de ilk itiraz fırtınanın olma gerçeği olması da tesadüf değildir. İronik veya tuhaf denecek tutumlarla da adeta yaşanan ile algılatılmak istenilen çelişkisini de bizim karşımıza sermektedir. Sömürge olmanın, ilhak politik amaçların gerçekleştirilme ielrlemesi ile bunu halan konuşmaktan uzak kamuoyu ile bundan medet uman siyaset cendresinde debelenip duruyoruz.

Önceki yazılarımda bu krizli dayatmalardan birisi olan belediyelere dokundum. Süreç önce arşılıklı veriştirme ve dayatma olurken, nedense hep sömürge olmanın Türkiye gerçeğinin rolü pek de polemiklere takılmak isenmiyordu. Normal ülkeymiş gibi davranmak ve gerçekelri ret etme lüksü hala sürüyordu. Sonunda, meclis partielri bir arraya gelir. Ardından da konuşurlar. Anlaşmış gibi görünüp aslında yine gerçeği örtme çabaları devam ediyordu. En ilginç açıklamayı da kendine başbakan dedirten Sucuoğlundan geldi: “gelişmeleri, parti vekilerle görüşüp yanıt verecem” dedi. Dedi de parti kuruları veya vekiler değil Sucuoğlu soluğu Ankarada aldı. öYle aldı ki görevden alacağını belirtiği Sunat bey de heyet de vardı. Karşılama ise AKP vekili, vali yardımcısı gibi protokol ile oldu. Takeci gazeteciye sorarsanız: “bunun pek de anlamı yok” diyor. Bunu izleyip koordinatör ilan eden ahali de alkışlıyor!

Halbuki öyle bir resimle Ankaraya gidiliyordu ki demeğin gitsin: Sucuoğlu  bazı kararlar açıklar. Elektrikten tutun benzine fiyat düşürtür. Maliye makancısı ise “uygulamam” der. Sonra bahaneler başlar. Herkes yaşadı ki Tahsin ile Sunat Ankarada temaslar gerçekleştirdiler. Sucuoğlu ise çağrılmadı. Yine Tahsin kabinede yok olmasına rağmen resmen baskyla koydurtuldu. Daha nice rezalet doğal güncel akış gibi yaşanıp geçiyor. Geçiyor da kimse fazla kafa yormuyor. Hele bu acayiplere gelişteki Türkiye gerçeğine kimse pek dokunmak niyetinde değildir. Hatırlarsanız, Son eylemlerde herkes memnun derken, türkiyeyi de ekleyip, fırsat olup dizayine de girrme seçeneğini yazdım. Gidişat öyle . Bir başbakan düşünün ki kendi maliye bakanını alınan bakanlar kurulu kararlarını uygulamadığı için görevden alamıyor!

Neyse, Sucuoğlu meclis partiler toplantısı sonrası, kendi parti kurularına soracağını söyledi. Ama doğru aterese gidip yanıtı arıyor. Üstelik kimsenin net bilmediği paketi yani protokolü da imzalayacağını söylüyordu. Hala söylenecek söz kaldımı? Kalıyor, çünkü hala daha kötüleriyle devam ediliyor. Bu arrada krevatlı muhalefeti soracak olursanız: onlar başka dünyada. SUcuoğlunun aters Ankara ile görevden almak isteyip aalamadığı makamcıyla gitmesine de şimdilik tıs  denmedi. Ama, sanal medyada atıp tutup yandaşlarına moraal vermeye de devam. Bir de hala sıkılmadan “anayasa, elimizi taşın altına” gibi lafları da sıralıyorlar. Hani olanları bilmesek, İngiltere hukukunun örneklerini yaşamasak, onlara inanacağız. Derler ya Anayasa delinecek, Sayray seçimlerinde, ara seçim yaptırılmada anayasa ihlali olmadı mı? Dahalarını sayarız. Ama sevgili dostum Sözmenerin bir zamanlar bana söylediği gibi, bizim konuşam hukukçularımız da buradaki Anglo hukuku bilmiyor. Emsal hukuku gibi kuralı da pek değerlendirmelere katımıyorlar diyordu. Örnekleri de veriyordu.

****

Bizde böylesi saçmalıkları yaşarken, sömürgeleşmenin tipik örneklerini yeniden üretirken, Kimse Türkiyeden yardım veya para gelsin derken, türkiyedeki son durumları hiç dikate almadığı günleri peşpeşe yaşarken; birden başka bir gerçeklik ile de karşılaştım. Şimdilik bizim medya bekliyor. Acaba türkiyede haber olacak mı* T 24 sitesinde Tolga Şardanın bugün ki  mmakalesi, K. kIbrısın sömürgesel gerçeği karşısında, yasadışılık karanlık ilişkilerini de hatırlatıyordu. Maltada yakalanan bir gemide yine muz içinde uyuşturucu bulundu. Bu gemi Kolonbiyadan Türkiyeye gidiyordu. Mersin limanından bu uyuşturucu K. Kıbrısa  değişik yollardan gönderilecek. Tolganın bu konudaki birikimi  tartışılmaz. Yorumu da önemli: Falyalı cinayetinden sonra konuyla alakalı yakalanan ilk gemidir deniliyor. Kirli karanlık ilişkilerin sürdüğü Mafya mücadelesinin de devam halinde olması hatırlatması da dikate alınması gerekir.

Bir yanda iyice çürüyüğp sürdürülemez, ama aahali hala sömürgesel koşullara devam ile bize dokunmayın duruşundayken, mafya tipi k. Kıbrısın uluslararsı trafiyinde de adı duyulmaya devam ediliyor. Bu arada son bir yargı kararımız da neyin uyuşturucu neyin olmadığı karışması da gerçekleşti. Demek ki oda adamına göre indirgendi. Böylesi zemini de kurtlar çok  sever. Sise ihtiyaç duymadan, dans etmeye çıkarlar.

***

Demek ki, hhala sömürgeciliketen uzak, türkiyenin ne olduğuna bakmadan ve buradaki iyice muhtarlığın da gerisine düşülen siyasetlere rağmen, hala bunları gizleyecek sözler bulmak da sömürgeciliği normal sayıp savunmaya devam demektir.  Hele de gazetecielrimiz, politikacılarımız ve alimlerimiz hala hükümet muhalefet ikilemli sığ alanda balık aramaya devam ediyorlar. Hani eski bir Libyalı bana, “bizdeki kültürel anti demokratiklik, çölde balıkn yetiştirileceğine inanılan bir  düşünce dahi geliştirir. Türkiyedeki cunta fıkrası gibi: tavada hamsi de oynar. Paşa öyle dediyse olur” O  paşadır, her şeyi bilir. Bakalım Ankaradan hangi yeni sömürgesel devam paketi gelecek.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
240AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin