yaklaşımlarÖzkan YıkıcıTesadüften hatırlatılmaya - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Tesadüften hatırlatılmaya – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

İnsan yaşamında bazen çok nadir olsa da önemli konular yakalanır. Tesadüfen öğrenilen ile beraberinde başka hatırlatma gelişmesi pek de normal gelişmelerin yaşanırlığı değildir. Bunlar bazen hiç beklenmeyen zamanda olması ise konunun da önemini artırır. Ben son günlerde böyle gelişmelerle yaşadım. Yaşadıklarımla da bu gün ki makalemin de konusunu oluşturdum.

Geçenlerde Salı günü normal sohbet yapıyorduk. Birden, tanıdık kişi bizi biraz da şaşırtacak kendi isminin nedenini söyledi. Kendi isminin anlamı şu: 58 yılında katledilen Fazıl Önderin akrrabasıydı. Bilmeyenler hatırlasın: Fazıl Önderi  o dönenmin TMT kesimlerinin katlettiği söylenir. Öylesine katletme ki mezarının dahi hala bilinmemesi de acı öteki gerçek oluyordu. Benzer yazıyı BİAnet kendi sitesinde de son Cuma günü yazdıydı. Tabı dünkü Cuma değil. Biz şaşırırken, bilgi ister istemez beyinleri de zorladı. Bir duyarlılık oluşur gibi de esti. Kısa zaman önce yanımda oturan emekli kişiye bir telefon gelir. Arayan bir öğretmendi: neyse arayanın neden aradığı beni ilgilendirmezdi. Ancak, duyulan isim ile beni tam yarım  asır öncesine getirdi. Getirip götürme ise bu günün makalesinin de devamını oluşturdu.

****

Arayanın adı Ullaştı. 19 Şubat günü ise Ulaş Bardakçının katledilişinin yıl dönümüne geliyordu. Demek ki Cumartesi günü makalemin içeriği de tamamlandı. Şu fark ilginç değil mi: Katledilen Fazılın adı yaşatılmak istense de korku nedeniyle konulamazken, Ulaşın adı bu gün K. KIbrısta birçok yeni insana isim olarak kulanıldı. Bir anlamda, toplumların kendi için mücadele edenlerin sahiplenmesi kıyası bakımından da ders vericidir. Dikat edin, brakın isimlerinin yaşatılması mücadelelrden ders çıkarma, havıza kaybıyla unutturuluş yaşanılışı bir yanda, öte tarafta direnen ve mücadele edenin mücadelesi yaşatılma çabasındayken, onun ismi de doğan çocuklara verilmektedir. Dahası verilen isim sahibinin de neden kendine o  ismin verildiğini bizde bilmemesi da normal düşüncedir.

Ulaş Bardakçının katledilişinin yıl dönümündeğiz. Yaşatmak isteyenin de onun anısına yazılar yazacağı andır. Ulaşın katliyle mücadelesi de sonlanmayıp Türkiye devrimci sosyalist tarihinde yaşatıldı. Onun için ağıtlar yakıldı. Yine tuhaf paradoksu belirtecem: Ulaşın ağıtını yayan önemli sanatçılardan birisi de Zülfidir. Fakat Zülfi adının da duyulmasına önemli katgı yapan bu albümü, nedense yetmişlerde dahi yükselen devrimci dalgaya karşın, Livaneli konserlerinde okumuyordu. Fakat, örneğin Cem Uysal gibi sanatçılar daha dokunuklu yorumlarla Ulaşın ağıtını okudular. Birçok ayle de çocuklarının adını Ulaş koydular. Türkiyede öğrenim gören öğrenciler, sonradan evlatlarına ayni ismi verdiler. K. Kıbrısta Türkiye sol hareketinden etkilenen insanlar da Ulaş ismini çocuklarına oymaktan çekinmediler. Ama, burada katledilen Fazıl Önder olayı da 58 yılındaki durumu da yukarda belirtilen korku nedeniyle konulamadı.

Bugün Ulaş Bardakçının katledilişinin yıl dönümü. Ağıtdaki gibi “Bizim kiler böyle ölür bizimkiler” çığlığı ile. Ulaş inandığı davada mücadele edip can verdi. Adı sadece yakın tarih bilgilerinde değil, türkülerde, sloganlarda ve konulan isimlerle yeni nesilerde yaşamaya devam ediyor. Kimisi şöyle başkası böyle diyenler olacak. Ceketini dışarda brakmasa kurtulacaktı hatalı tutumuna parmak basacaktı: tarih artık yazıldı ve yeniden baştan yazılamaz. Net olan Yetmişlerdeki Türkiye devrimci hareketinin neferlerinden olan Ulaş katledilmesine karşın hala yaşatılaan olgularla yaşamda yerini buluyor. Belki bugün Ulaş ismini kulanan kişilerin bir kısmı anlamını dahi bilmiyor. Hat ta tersinden dünyayı yorumluyor. Ama,mücadelenin çok ayaklı birikimi konulan isimlerle toplumdaki yerini de gösterme bakımından önemlidir. K. Kıbrıs gibi yerde kendi mücadele eden ilerici kesimlerin dahi yerini yok etmekle meşkul olunan yerde, Ulaşın isimle dahi yaşatılması bence düşünülmesi gereken konudur. Demek ki mücadelenin rüzgarı buradaki düşünceye dek işledi.

Kısaca, ulaşı yeniden saygıyla anarken, elinizde kasedi varsa, Cem Uysalın o  gürsesli kadefe dokunuşlu tınısıyla bir dinleyin. Katledilişinin sesteki ağıt titremesiyle tok sesin nasıl çığlığa dönüp yumuşadığına da tanık olacaksınız. Ulaaş Bardakçı mücadelesiyle artık tarihe kazıldı. Doğan çocuklara dahi isminin verilmesi ise yaptıklarının karşılığı olarak hala hayatta. K. Kıbrısta Ulaş isminin de o  günlere dek olmadığını düşünürsek, kültürel etkisini de daha kolay kavramada önemli tutumdur.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
236AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin