yaklaşımlarÖzkan YıkıcıSeçime günler kala - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Seçime günler kala – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Bügünü “yani çarşambayı” saymazsak, seçime tam 3  gün kaldı. Final denecek döneme girildi. Tüm ekranlarda sabahtan akşama adayların resmi ve dilerinden dökülen lafları kolayca dinlemek mümkün. Başka konu da pek yok. Gazeteciler ise çizilen sınırlarda ve kendi yetenekleriyle adayları fazla sıkıştırmadan konuşturmakla meşkuldurlar. Hele arada bilinmeyenlerle soru sorup yanıt almaların da acayipliği gayet doğal şekilde akıp gidiyor. Genel koşullar demeğin. Türkiye ile olan gerçek ilişkiler, Elçilik denetimi veya var olanın dışında değişim söylemek pek de alışılmış durum değildir. Anormalin normal olduğunu, seçim süreci öncesi yaşananların çoğunun halı altına itildiğini yeniden anlarsınız. Ama, seçime günler kaldı. Gelen dondurucu soğuk, elektrik kesilmeleri, Koronanın av avlamaktan sürü dolaşmasına geçtiği dönemle çakışşıyor. Epey kişi de bekliyor. İşe alınma veya avantadan pay koparmanın beklentisini açıkça birilerine duyurmaya çalışıyorlar. Adaylar ise konuşuyor. Öyle konuşuyor ki Çoğu zaman nnerede yaşadığının farkında ollmadığı, aday olduğu partinin ne dediğinin umurunda olmayan davranışlarla seçilme arayışında çırpınıp duruyor. Bir Önemli de seçimlerin siyasal temelerinden oldukça fakir olmasıdır. Çünkü hem yetkiler epey daraltıldı hem de çoğunun havızasal olarak öyle bir birikimi de yok. Dahası, bazısı aday olduğu partinin dağıtığı prokramı dahi okumamış olacak ki söyledikleri ile prokram çelişkisi oldukça fazla olmaktadır. Tabi Türkiye eleştirisi veya güncel yaşanan sorunalr konusunda da pek laf yok.****

Gerçekten siyasal olarak sunulan prokramdan yapılan konuşmalara bana göre oldukça fakir siyasal düşüncelerin olduğu ve adayların bir kısmının kendi aday olduğu partinin tutumlarından dahi ya haberi yok veya  kendini kurtarmadığı için kçelişkilerle dolu konuşmaları izlemekten de sıkıldım. Fakat, en azından okuyucuya da haklı olarak başkalarının dışında birşeyler anlatma, yazma adına bunları gelişigüzel izlediğim de oluyor. Hele de Takeli gazeteciler veya fırıldakların yorumlarılyla da rahatlayarak tam resmi de tamalıyorum.

Son seçimler şu basit noktayı aynaya yansıtıyor: Eğer, yaşanan koşullar, normal demokratik ülkede olsa, koltukta dört yıldır oturanlara önemli ders verilirdi. Hükümet bozulma şekli teslim edilen yetkiler, dahi önemli kamauoyu ret etme tutumuna yetip artıyor. Brakalım kısa zaman dilimini, şu anda yaşanan olumsuzluklar eğer başka normal ülkede olsa, koltukta oturanlar önemli şamarı yerdi. Mıh gibi çakılıp kalırdı. Ama, her zaman tekrarladığım gibi, Kuzey Kıbrısı kendi koşulalrıyla ele alarak ancak kendi gerçekliğine ulaşılır.

Birkaç konuyu yeniden tekrarlayalım: sağlık çöküşü Koronayla son günlerde daha ağır yaşanıyor. Artık başta koltuk partisinde resmen konu darmadağın oldu. Tetbir falan dikate alan yok. Maskesis salon gösterileri, ilaç sıkıntıları, rakamalrın güvensizliği ile başlalyan liste her alanda devamıyla nedenli başarısız olunduğunun kanıtlarını sıralamaktadır. Korona salgını bir anlamda çöküş ile yalanın saydamlaşınca, işe gelme nedeniyle yalan atmanın kazançlı tatlı olma kabuluyla gerçekleşmeye devam edildi. İlaç deseniz yok. Hastahane konusu için birçoğunuzun yaşadığı durumlar zaten yanıtını veriyor. Ama, bunlar oy kaybına veya seçim sürecinde gelecek için plan yapmaya yetmiyor…

Yeniden elektrik kesintileri de başladı. Üstelik plansız ve gayet soğuk havada tam da yakacak şekilde gerçekleşiyor. Yine fazla geriye gitmeyecem: sadece kısa dönemdeki kirli akaryakıt kulanımı, ihaleler rezaleti, toplanmayan ve bir kısmı bağışlanan alacaklar, büyük büyük yolsuzluklar hepsi kurumun adeta batırılma hikayesine sayfa diye yazılıyordu. Akaryakıt getirme ihalelerindeki rezalet ile yetki vererek kulanılan yetkilerdeki kıyaklar milyonlar kazanca dönüşrken, krum batmaya doğru hızla yol almaya devam ediyordu. Yetmedi, Aksa durumuna pek dokunmak isteyen de olmadı. Ama bazı politikacılar ve takkeci gazeteci ısrarla “özeleştirin” diye seslerini yükseltiyorlardı. Bilmem Türkiyedeki elektrik özelleştirme ve konulan zamları kaçı biliyor? Değişmeyen görünüm, elektrik hem de donan havada kesiliyor. Çok etkisi oluyor. Sınavlar haftası olmak da cabası. Bunlar hükümetleri devirmeğe yeter ve artar. Ama, brakın salamayı, konuyla ilgili Hacı efendi ses dahi çıkarmıyor. Partisinin “gümbür günbür, tek başına iktidara geldiğini” haykırarak duasını yapıyor.****

Sağlık çöktü, ilaç yok, elektrikler gelişigüzel kesiliyor, Tüp gazı durumu bir başka felaket olarak soğukta dükan  dükan aranırken, nedense seçim meydanına pek gelmiyor. Hadi koltukçular bunu gayet kendi lehine çevirirken, Muhalefet ise başka havada dolaşıyor. Daha sıralaacak çok konu var. Ama, hep şu eksen tuturuluyor: Türkiyeden para gelecek mi? Kim daha iyi para alır denilecektir. Hat ta Türkiyenin vadediklerini vermediğini de kimse pek söylemez. Çünkü herkes koltuk hesabının önce Elçilikten geçtiğini son dönemde net ziyaretlerle kanıtlanıp aşıkar yapılmaktadır. Ama, seçim dönemi yaşanıyor. Bu yaşananlarda siyasal genel gerçeklik veya koşullara dayalı görüşler pek yok. Herkes seçim havası ile yaşanan sorunlar ikileminde normal yaşayışa uyma çabasındayken de bazı gelişmelerin acısı sonradan çok duyulacaktır. Hele de son Sucuoğlunun koşa koşa gidip görüştüğü Türkiyeli yetkililerle neleri imzalayıp neleri kabullendiği durunmlar hala bilinmiyor. İlk sızan Hava alanının Türkiyedeki iç uçuşlara dönüşeceği bilgisi dahi fazla kıpırtı yaratamadı. Bir anlamda birilerinin belirtiği gibi il olma durumu bile anlaşılamadı. Sucuoğlu korosu ve takkeci gazeteciler de “ne olacak” diye savunurken de vergi hikayesini masala çevirdiler. Gerçekten teslmiyetin cihaleti nasıl oluşturduğunun en basit örneğidir. Bağımsızık, egemenik derken, içeleşme durumlarına da “ne olacak” demek kadar pişkinlik denecek kelimeleri dahi brakmıyor.

Başka gelişmeler de oldu: Örneğin TC elçisi müşaviri Adalet müşaviri olarak kendini tanımladı. Ziyaretler yaprtı. Hani Adalet bakanlığı falan diye bağıranlar, birden mesaj Türkiyeden gelince Müşavire diyecek sözleri de olmadı. Bir başka konu da içişlerinde özel güvenlik şirketi elemanları eğitilmesi ve sonrası da var. Sanırım bunun nedemek olduğunu tüm dünyada ve dileğen sansürsüz Türkiyeye baksın. Özel kuvetler, milis oluşumlar gibi birçok sonucu var. Konu hala toprak altında tutuluyor. Neden mi; ülkemiz işbirlikçilik yoluyla koşulların devamı temelindeki daralan politikacımızın geldiği aşamanın kendisinde bu yanıt vardır.****

Kısaca, seçime günler kaldı. İşler meydanda normal şekilde gidiyor. Koşulalr ağırlaşırken dahi politik seçenek yükselemedi. Türkiye bağlamı ise para ekseninde iyice kemeri sıkıor. MMüdahale mi; şimdilik gerektiği kadar var. Son günlerdeki ayar için gereksinime göre de artması mümkün. Ayrıca, parti içi kulanım için de oyunlar hazırlanıyor. Bunlara da müdahale ile dizayin etme durumu da mümkündür.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
300AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin