yaklaşımlarÖzkan YıkıcıLibya’da işler karışık – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Libya’da işler karışık – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Son yapılan Libya ile alakalı Berlin konferansı da göserdi ki Türkiye bir yere girdiği zaman, kolay kolay ordan çıkmak istemez. Resmi idolojisini eski Osmanlı fetihçiliği üzerinden hala devam etirmesi de içte ve çevresinde destek bulmasına da yardımcı oluyor. Ben bizat Kıbrıs çıkarmasıyla yaşadağım deneyimle, daha ozaman bile onca yetersiz donanımıma rağmen, Türkiyenin adadan çıkmayacağına inanıyordum. Tüm anlaşmalar ve yapılan açıklamalara rağmen, bu görüşümde hep direndim. Nede olsa, çocukluktan beri ezberletilen resmi bakış, bize bunları yerleştirdi. Öteki ülke topraklarının “hakımız” diyerek kurulan dış politik gerçeklikle konulara bakıyorduk. Zaten, sistemle de taşlanınca, Türkiye bu fırsatı hep kulandı. Elilerde “Kıbrıs diye bir sorunumuz yok” derken, sonradan, tüm adanın kendi toprağı olup hak sahibi olarak kendini dönüştürdü. Bu tarihi deneyimler bana her Türkiye dış politikasında, ister direk onaylı ister fırsatı kulanma olsun, girdiği her ülkede, adı ne olursa olsun, orada kalıcı olmak için resmen tarafcılık yaptı, ilhaklaşma adımlarını atma fırsatına düşüldü. Bugün Türkiyenin birçok yöresinde asker varken, ilgili ülkelerde taraf olması da oradaki ikilemlerle karşıtların da oluşmasına neden oldu. Sistem zorlamadıkça da oradan ayrılmak niyetinde deyildir. Gerektiğinde nifus taşır veya defaktoları deyiştirerek orasının kendisine kalmasını sağlamaya uğraşır. Kıbrısla başlayan, son Suriye ve Libya ile devam eden, Afkanistan kalıcılığını Kabil hava alanını kontrol amacıyla kulanması hep genel politikanın hem de sistemle uyuşarak devamıdır….

Biraz uzun oldu. Ama, Libya olayını veya son K. Kıbrıs gelişmelerini anlamak, ilgili bilgilerin birikimle öğrenilmesi veya hatırlanması da gerekiyordu. Nitekim, geçen hafta Berlinde yapılan Berlin toplantısında nedense Türkiye öne çıktı. Tesadüf deyildi. Yazılan ve ilk bakışta doğru gibi gelecek adımları şer koyan Türkiyedir. Konferansta Libyadaki yabancı milislerin ve askerlerin çekilmesi madesi konuldu. Milis yerine kimisi de paralı askerler olarak nitelendiriyor. Buna pek karşı çıkan ollmadı. Türkiye ise şer koydu. Oysa, düne dek Libya konusu Türkiyede pek konuşulmuyordu. Yasaklar konuldu. Libyada ölen iki istihbaracının haberi yapıldı diye gazeteciler hapse ve yeni yasayla da bunların haberleşmesi yasaklandı. Böylesi Libya sansür gerçekleri vardır.

Oysa, Türkiye Libyaya hem ciahtcı taşıdı hem de asker konumlandı. Öyle ki resmen bir tarafın koruyucu devleti oldu. Paradoks, koruduklarının da bir kesimi Türkiyeyi istemiyordu. Ama, yenilmeme adına bunu kabulendiler. Türkiye de fırsatı kulanıp, desteklediği kesimin Geçici yönetim simgesine dayanarak birçok anlaşma yaptı. Hem deniz alanı hem de ülkede üst elde etti. Ama, şu devamı getirmedi: Libnyanın temsilciler meclisi bunu ret ediyordu. Güvenlik Konseyi kararlarında hükümetin kabulü ile meclisin bunu onaylamasıyla geçerli olma kuralı belirtilmedi. Böylelikle Libya üzerinden resmen bölgesel hegemonya kuruldu. İngilterenin sinsi planı bu konuda işe yarıyordu. Özellikle de Rusyayı dengeleme konusunda epey işe yaradı.

Son Berlin toplantısında ise kurulan geçici Libya yönetimi vardı. Gerçekleştireceği kararlar da belirtildi. Güvenlik kOnseyi tarafından da onaylanıp desteklendi. Bu olgulardan birisi de Libyadan yabancı askerlerin çekilmesi de vardı. Üstelik, bu kararlarla ülke sene sonuna doğru da seçimlere gidip ülkenin yeni şekli oluşturulacak. Berlin toplantısı kurulduktan sonra Libyada olan gelişmeleri tartışmak amacıyla gerçekleşti. Sıralanan madeleer beliydi. Bu arada yine pek konuşulmayan şu önemli gelişme de oldu: Baydın ile Amerika da Libya dosyasını alıp kendini konunun içine getirdi. Böylelikle ABD olmadan planlar yapılırken, şimdi Amerikanın aktif katılımıyla konu ilerliyor. Üstelik, ABD Rusya çelişkisinin de tetiklendiği koşullarda. Bu arada Libyadaki önemli güçler Türkiyeyi istemiyor. Buna arap ülkeleri de dahil. Fakat, tüm bunlar Türkiyede tartışılmıyor. Yasak Hemşerim! Bu durum bazı tuhaf görüşleri de arada sızdırtıyor. Türkiye savunma bakanı ve dışişleri makamcısı kendi askerlerinin yabancı dyeil Libyanın askerleri olduğunu vurgulayarak yabancı asker nitlemesini ret ediyorlar. Bunu Türkiye medyasında veya şova gidilip Libyadaki yandaşların olduğu ortamda tekrarlıyorlar. Zaten, Türkiye Libyada darbe yapma girişiminden kendi müttefiklerinin işlerie dek hep karıştı. Tıpkı K. KIbrısta daha baştan yaptığı gibi. Elbet, Batı Türkiyeye karşı gibi dururken, Türkiye kartıyla Rusyanın da varlığının sonlanması oynunda kulanıyorlar. Anlayacağınız, Libya sadece kendi içinde paranparça olmadı; dış müdahale eden hem çeteler, hem cihatçılar, hem paralı askerler ve devletler gibi çok yönlü denklemin kısgacındadır. Bu karışıklık da birilerin Libyanın sömürülmesi için lehlerine kulanma fırsatıjı da veriyor.

Libya oldukça önemli. Enerji kaynakları epey zengin. Yetmedi:n  Afrikadan Avrupaya mülteci akını da Kadafi katledilmesinden sonra Libya epey rol almaya başladı. Buna yönelik yapılar ve devletler çelişkisini kulanarak kriz yaratma anlayıışlar da gelişti. Libyadan Avrupaya giderken, denizde ölenlerin sayısı artık tutulamıyor. Hele de ülkenin darmadağınık yapısı da birçok kötülüğe devetiye çıkarıyor…

Bu koşullarda yapılan ve önceki anlaşmayla seçime yönelik hedefi çizilen Libya, Berlinde yine sorularla birlikte geleceğe konuyu erteliyordu. Önemli konularda netlik yok. Bazı olması gereken adımlar atılamadı. Bütünleşme kurumsal girişimler hala sonuçsuzz. Belirli kesimler, anlaşmada olup da zorluklar yaratan konuların seçim sonrası yönetime erteleme eylimi var. Buda Libyanın nedenli tehlikeli tuzakların örüldüğünün sonucudur. Pazarlaıklar her tarafta işliyor. Kaybetmek istenmeyen, kazanmak istenen döngüde bulunuluyor. Öylesin hesap oluştu ki Libya depremlere hazır olma hatına geldi.

Kısaca, Berlin konferansı gelinen noktaları yansıtması bakımından önemli alandı. Ancak, yazılı anlaşmalara rağmen epey başarılamayan durum da mevcut. Üstelik yazılıma rağmen Türkiye gibi tarafların bunu hala kabulanmediği de anlaşılmaktadır.Bakalım mevlam ne gösterecek.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
236AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin