yaklaşımlarYılmaz ParlanDizinin galası değil rejimin galası - Yılmaz Parlan
yazarın tüm yazıları:

Dizinin galası değil rejimin galası – Yılmaz Parlan

Yeniçağ podcastını dinleyin

Mağusa da acı acı sirenler çalarken bir de ne görelim 40’ın üzerinde gara mersedes ve gara pikaplar onlarca Polis eşliğinde arkada ambulans gidiyorlar.

İnsanlar aç çalışanlar ödenemiyor emekli ve memurların hayat pahalılığı dondurulmuş sokaklar boş esnaf iş yapamıyor, Sağlık çalışanlarının para yok gerekçesi ile yemeği bile iptal ediliyor Devlet bankalardan borçlanıyor üzerimizdeki elbise hiçbir şekilde dikiş tutmuyor ama gelin görün ki Gara mersedeslernan 400 kişinin katılacağı bir Gala düzenleniyor.

İsraf ki ne israf…

Osmanlı bitti gitti ama şaşaağa bitmedi…

Açlıktan ölen insanlar oldu pandemi süresince.

Türkiye de Başkan Erdoğan halktan yardım isteyip İBAN numarası bile verdi.

Burda da orda da halktan tasarruf için çağrı yaparken kendileri bir eli balda bir eli yağda yaşıyorlar.

Uçaklar havaalanına çifter çifter geliyor sağlık çalışanlarının yemeği bile iptal oluyor da onların yemesinin içmesinin hesabı yok.

Yüzlerce TRT çalışanı aylardır Mağusa da kamp kurmuş güya “Bir zamanlar Kıbrıs” dizisinin çekimini yapacaklar harcadıkları paranın haddi hesabı yok onu da tarihi çarptırarak yapıyorlar tıpkı Çanakkale de yaptıkları gibi.

İşte bu dizinin Galası olacakmış bu akşam TC’den Başkan yardımcısı Fuat Oktay bey de kopmuş gelmiş ta Ankaralar’dan.

Sokaklarda insan yok ama sokakları polis eşliğinde gara mersedesler doldurmuş.

Tarihi çartırarak dizi film çekmek o ülke insanına saygısızlık olduğu gibi tarihe de saygısızlıktır.

Ama bu diziyi bizim için çekmiyorlar ki. Kabul edelim ki Başkan Erdoğan Türk siyasetçiler içerisinde toplum mühendisliğini dibine kadar uygulayan tek Türk siyasetçisidir.

Erdoğan bu dizi için bizzat talimat veren adamdır. Bu dizinin amacı burdaki tarihsel süreci anlatmak değildir.

Bu dizinin amacı Türkiye insanını bir sonraki seçimde olası bir ilhak olayına hazırlamaktır.

Her konuda olduğu gibi TC bizi burda da ikiye böldü. Biz birbirimizle didişirken ekonomik ve siyasi ÇATI’nın çöktüğünü göremiyoruz.

Tek derdimiz dizinin tarihsel süreci doğru anlatmadığı dert ki ne dert!

Yahu bu adada 1958 yılından beri insanlara yalan söyleniyor tarih çarptırılıyor.

Türkiye’nin Osmanlı’dan devraldığı topraklarda ise tam 600 yıl yıl boyunca imparatorluk yalanla yönetildi…

Sultan Süleyman’ın oğlularını boğarak öldürttüğünü tam 400 yıl sonra öğrendi bu ehali. Yok ki size ihtimas geçecek.

Siz anavatan diye bildiğiniz ülkenin peşinden gittiğiniz sürece bu çarpıklıkları hep yaşayacaksınız.

Erdoğan’ın talimatı ile birlikte Kıbrıs’ın kuzeyinde işbirlikçileri harekete geçti ve Meclisteki Emir er ve subayları özel konukları ağırlamak için elden ne gelirse esirgemiyorlar.

Herkese “Maske mesafe, hijyen” derken onlar 400 kişi ile Gala gecesi düzenliyorlar.

Topluma “Bu ay maaşları ödeyemeyebiliriz” diyorlar ama Gala ve konuklar için inanılmaz paralar harcayabiliyorlar.

Bunun arkasına saklanarak tarihi çarptırmakla kalmıyorlar bunun üzerinden dünya ya da meydan okuyorlar.

Anlayacağınız dizinin Galası değil rejimin Galası bu…

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
218AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin