yaklaşımlarÖzkan YıkıcıSovyetler Birliği sosyalist devrimi üzerine birkaç damla da benden – Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Sovyetler Birliği sosyalist devrimi üzerine birkaç damla da benden – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Bilgisayarı açtım. Çarşanba etkisiyle makale yazmaya da yoğunlaştım. Aklımdan durmadan konular akıp gidiyor: “ABD de yapılan seçimler, ıran krizinin daha da üstüne ateş eklenmesi, Türkiyede sayıştayılıktan sağlığa varan acayip ama normaleşen gelişmeler, ABD bölgesel denkleminde 3 PKK yöneticisi kelesine ödül koyması” vesayer… Bunlar peşpeşe sıraya dizilip zamanını beklemeye başladı. Ülkemizde, Patates krizi ile yeniden atışlara sokulan Kıbrıs sorunu söz söyleyişlelrle banbaşka dünya sıkışmasında gündem oluştururken, aklıma önemli yıldönümü de gelip oturdu! Bugün 7 Kasım… Yani, yazıyı yazdığım gün tarihi demek isiyorum. Yazın nezaman dolaşıma girer bilmem… Neymiş 7 Kasımın tarihsel önemi? Eğer bolca dünyada adına solcu diyen veya kendini ezilenlerin ekseninde gören insanlar mevcutsa, bu tarihi günü hemen anımsaması gerekir. Dahası, Bu önemli tarihi gün ile günümüzü de gelinen noktada sorgulamaya da başlaması kesinleşecektir…

Bugün 7 Kasım…. Bundan tam 101 yıl önce dünyada önemli sınıfsal devrimci bir olay gerçekleşti. Sovyetler Birliğinin oluşmasıyla yapılan Sovyet devrimi gerçekleşti. Bunun önemi daha ilk oluşu ile birlikte dünyada depremler yaratmaya başladı. Sınıfsal mücadelenin imkar edilmekle meşkul olunan bir devrede, ezlenler Rus çarlığı toprağında ayaklanarak, Devleti parçalayarak devrimci dönüşle Sosyalist iktidar dönüşümüne başladılar. Bu önemli tarihi dönemdir. Sadece Rus Çarlığındaki topraklarda iktidarla devrimci sosyalizmi kurma adımı değil, Dünyada da ezilenlerin Kapitalist sermayeyi alaşağı ederek iktidar olabiliniceğinin de kanıtı olundu….

Sovyet Devrimi, salt Rusya topraklarında etki yapmadı. Sürmekte olan Birinci Paylaşım savaşının da sonlanmasında önemli katalizör yaptı. Salt, Sovyet oluşumlu yapılanışta değil, başta Ortadoğuda olmak üzere birçok siyasal gelişmede de önemli kırılmalar, Ulusal kurtuluş hareketlerinin başarıya ulaşmasında da direk katılımcı etki yapıldı…

Resmi tarihciler bunları pek söylemek istemezler. Hat ta, Kapitalizme karşı olduğu için de bu devrimin yapılış durumunu da beleklerden sildirtmeğe uğraşmaktadırlar. Örnek mi: Sovyet devrimi sonrası, ilk önemli teşir, Ortadoğu Emperyalist paylaşım planının açıklanması oldu! Dahası, Sovyet devrimi öncesi Rusyanın da katıldığı Ortadoğu bölüşüm planı açıklanmakla kalınmayarak, örneğin, işkal edilen şimdiki Türkiye, eski Osmanlı topraklarından da çekilindi. Erzurum Kars gibi….

Bu hamle bölgesel Emperyalist planları epey sarstı ve Rusya gibi bölgesel önemli askeri güç katılımını da kaybettiler. Dahası, önemli destekçi Rusya yerine tam aksi Ulusal kurtuluş hareketlerini destekleyen Sovyetler ile karşı karşıya gelmek zorunda kaldılar… Nitekim; Türkiyenin Kurtuluş savaşına da en önemli desteği Sovyetler verdi. Hem önceden işkal edilen topraklardan çekilip, önemli bir değişiklik oluştururken, Sovyetler, Mustafa kemalin kurtuluş hareketine de önemli destek verip başarıya ulaşmasını da sağladı. Devamında da Türkiyeye ekonomik katgılarla da desteği sürdü. Son döneme dek Türkiyenin en önemli yatırımları imzasında Rus Sovyet yardımları ve destekleri yer aldı…

Acı olan, Türkiyenin savaşı kazanmasında ve gelişmesinde önemli yer alan Sovyetleri Türkiye resmi tarihleri hep öteleyerek nerede ise yok saydırtma kuralına sarıldılar. Hat ta, yeri geldiğinde Ruslukla suçlayıp Sosyalistlere de önemli cezalar verdiler. Yine de Sovyetler sırf anti Emperyalist amaçla Türkiyeyi hep desteklediler. TKP liderlerinin Karadenizde katledilmelerine dahi ses çıkarmayarak, Kurtuluş savaşında Kemelistlerin yanında önemli katgılarla savaşın kazanmasına yardım etiler….

Fakat, yine de Türkiye seçimini Emperyalist blokla yapıp yeri geldiğinde Sovyetlere karşı Amerikan üstleri ve nükler başlıklı füzleler dahi topraklarında yerleşmesine izin verdi. Bunlar hep unutulup kendine has kurgularla resmi tarihler yazılıp gidiliyor….

Sovyet devrimi sadece kendi topraklarında değişim yaratmakla kalmadı: Önceleri Ulusal hareketleri desteklerken, büyüyen ezilenlerin yükselen dalgasını batı engelemek için kendi içinde reforumlar yaptılar. Birçok Kapitalist ülkede gerçekleşmeyen sosyal haklar, Sovyetlere kayma tehlikesi nedeniyle bu görevi Sosyaldemokratlarla gerçekleştirdiler. İkinci Paylaşım savaşında Sovyetlerin daha da güçlenmesi sonucu, başta Batı Avrupa kapitalist ülkeler Ulusal sağlık veya sosyal eğitim politikalarla insana yönelik politikalar geliştirdiler. Tabi, Sovyetler zayıflayıp sol dalga düşünce de bunarlı hep yok ederek adına sektörleşme ile metalaştırdılar….

Sovyetler devrimi sonrası biryanda sol devrimci hareketler devleti ele geçirirken, birçok kapitalist ülke de emek ekseninin eline devlet geçmeme adına reforumlarla Sosyal refah devletli sosyal politikalar uygulayarak sermayenin iktidarlarını korumaya çekildiler. Fakat, Sovyetlerdeki beklenen dinamizmin kırılması, yeni açılımlarla yeni adımlar atamaması, Çin gibi öteki devrim gerçekleştiren ülkelerle ters düşerek ayrışması ve giderek sol içi çelişkilerin iyice yoğunlaşması ile bu gidişat zayıfladı. Sonra da Neoliebral süreçte hem de yumuşak denecek şekilde Sovyetler yıkıldı…..

Sovyet devrimi ezilen sınıflar için önemi, ezilenlerin de iktidarı alabileceklerinin pratikle kanıtlanması önemidir. Sovyetn devrimi öncesi gerçi Paris komini ile deneğim olsa da o kısa sürdü. Sovyetler, ayaklanarak devleti ele geçirmenin önemli bir başarının oluşmasıdır. Sovyet devrimi ile devamında bu sosyalizmin nasıl kurulacağı tartışmaları da oldu. Parti içi iktidar kavgalarından sonradan Çin ile sosyalizim inşasındaki farklılaşmalar, gidrek keskin uzlaşmaz çelişkilere dek gelindi. Bununla da yeni kazanımlar yerine, gerileyen ve emperyalizmle yakınlaşan süreçlere girildi. Vieytnam gibi veya Küba adası başarılar olsa da Endonezya veya Sirilanka yenilgielrinde sol kamptaki parçalanmalardan tutun karşı devrimci hareketlerle birleşmeğe dek varan yanlışlar oldu.

Sosyalizim sol devletlerde yozlaşıp kendi içinde parçalanıp gerilerken, batıda kazanılan sağlık ve eğitim hakları da aynen kapitalist sermaye kesimlerince geri alınmaya başlandı. Sosyalist dalgasının yükselmesi ile reforumcu çizgiye gelen sosyaldemokratlar, sosayalist devrimci hareketlerin gerilemesi ile reforumcu özünden uzaklaşıp sermayenin “Liberal” eksenine dek gerilediler. Sovyetler böylesine tarihi dünyasal bir rol oynadı……

Sovyet devriminin Kıprısta da etkileri oldu. Bir kesim “Nato üstlerine hayir derken* Bağımsız Kıbrısın Emperyalist yapıdan kopması vurgulanırken, şimdielrde bu kesimlerin hem de Amerikadan çözüm bekleme aşamasına ve işkali savunup koltuk alma yarışına girmeleri de anlamlıdır.

Konuyla ilgili birçok söylenecek söz vardır. Yaşanılanla alınacak önemli dersler de vardır. Sovyetler değerlendirilmelidir. Unutmadan da dün iktidara gelme ve devrim yapma olasılıkları imkar edilmezken, şimdi bize bunun hayal dahi olmasını düşünmemizi engeliyorlar. Sovyetler böylesi etki olumlu ve olumsuz olarak yaşattı. Nitekim, Sovyetlerin onca son dönem yaptıkalrına rağmen, yıkılması ile sol eksende önemli travma yaratmaya yetip artı. Bundandır ki olayı doğru kavrayıp hataları yerinde yakalamak ve günümüzde gereken dersleri almamız şart. Öyle olsa son Brezilya olayı hem de açık açık yaşanıp liderler uydurma gerekçelelerle kolayca hapse atılamazdı….

Sovyetleri anımsayalım. Bilelim ki yerindeki hareketlerle gerçeklerin ışığında iktidarı alma olasılıkları mümkündür. Bunu koşulları iyi okuyup, örgütsel gücün tam da yerinde hazır olması ile mümkündür. Görüş, örgütlülüke ve uygun koşul buluşması devrimleri grçekleştirme şansı vardır. Yine Sosyalist devrimler gösterdi ki ele geçirilen yapıda dönüşüm yapılmadıkça, kolayca hükümeti kaybetme sonucu da mevcutdur. Latin Amerika bu dersleri tekrar tekrar yazdı. Önemli olup hala sorularla dolu bulunan; sosyalizmin inşasındaki alınacak yoldaki dönemeçlersdir. Sovyet devrimi bu yolda kaybedildi.

Aradan geçen 101 yıl yaşanmışlık, yukardaki çok ufak özetle bize öğretiği ve aklımızda braktıkları bunlardır. Yapılan ve yenilinen ikilemde yenilginin nedenini de bilerek yeniden kazanma yoluna girmek şart. Göründü ki ve defalarca kanıtlandı ki ayni aygıtlarla ezilenler kazanımları pek kazanamaz. Kapitalist yapıda eşitlikli ve özgür insan yapılı kurumsalaşma gerçekleşemez. Kapitalizmin özünde zaten eşitsizlik, rekabet ve kuralsızlıklar vardır. Sistem sermaye karı üzerinden işlemektedir. Bu olayı iyi anlamamız şart.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
341AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin