arşivAli SarıtepeSeçmen yurttaşların sorumluluğu | Ali Sarıtepe
yazarın tüm yazıları:

Seçmen yurttaşların sorumluluğu | Ali Sarıtepe

Yeniçağ podcastını dinleyin

Cumhurbaşkanlığı adaylığında Erdoğan’a karşı önerilen çatı adayı Ekmelettin İhsanoğlu; onu öneren ve ona destek veren siyasal anlayışların, kendilerini siyaseten bitmiş olduklarını anlatmalarının ifadesi olmaktan başka bir anlam ifade etmemektedir.

Bunu söylerken Ekmelettin beyin seçim yarışından birinci çıkmayacağı alt yazısı üzerinden inşa edilmiş bir düşünce olduğu yanılgısına bizi götürmemelidir.

Ekmelettin bey Cumhurbaşkanı olsa bile, stratejik olarak bitmiş siyasetlerin toplumsal karşılığı olacak noktasında; soysa-siyasal sonuç verme kategorisinde  bir veri verme karakterinde olacaktır.

AKP’nin iktidar olması; aynı zamanda o dönem  siyasetinin ve siyasetçilerinin, liderlerinin bitmiş olduğunun anlatımıydı da.

Her ne kadar Necmettin Erbakan yoğrulmasından gelmiş olsalar da, oradan kopan ekibin “milli görüş” gömleğini üzerimizden çıkardık ifadesiyle kendilerini anlatma haline girmiş halde olsalar da; sorunları çözmede siyasal önderlik ve beceri imkanına sahip olmayan partilerin siyaseten bittiklerini açığa çıkarma hali olsa da; aynı zamanda seçmen yurttaşların yeni bir sese, yeni bir nefese olan arzularının pratik olarak ifade etme halleriydi.

Siyaset tıkanmıştı.

Siyasetçiler bu tıkanmayı aşmayı becerebilecek karakter hallerinde değillerdi.

TC yurttaşları, Türkiye yurttaşları; seçmen yurttaşlar aracılığı ile yeni siyaset ve yeni tarz siyasetin bir gereklilik olduğunun altını kalın çizgilerle çizmeleriyle, yeni siyaset elzemlilik derecesine çıkarılmış durumdaydı.

AKP yeni siyaseti, kimi gel-gitleri ile iki parlamento döneminde temsil karakteri olarak kendini ifade etse de, ustalık dönemi ile birlikte; AKP’nin Erdoğan partisi haline getirilmesi, iyileştirme yasalarının hızla kadükleşmesi, kadükleştirilmesi ve iktidar olmada yerlerini sağlamlaştırdıkları oranda, Erdoğan’ın diktatoryal yönelimlerinin ön plana çıkması, rüşvetin ve iltimasın ve yolsuzlukların vıcık vıcık sokaklara taşmasıyla; AKP’nin yenilik sloganı ve ruhu Erdoğan’ın nefesinde açık diktatoryaya yönelmesi, eskinin kendisine gelmesi olarak tecelli etmiş haldedir.

Attığı adımlarda dizini yere kırarak, var olan zemini kendisine uygun hale getirmesiyle yetinmiştir. Ve bundan sonraki siyaset stratejisini, seçmen potansiyelini konsolide etmek/kemikleştirmek esası üzerine oturtma şeklinde olmuştur.

Tam da bu noktada siyaset üç yol ayrımına gelmiştir. Cumhurbaşkanlığı seçimi de üç yoldan hangisinin öne çıkacağının karar hali olacaktır.

Tayyip Erdoğan’da temsiliyetini bulan yasa tanımaz, toplum tanımaz tiranlığının fiili halinin topluma onaylatılması ve Türkiye geleceğini bunun üzerinden kurma hali.

Ekmelettin İhsanoğlu’nda temsil ettirilen parlamenter demokrasi (siz bunu seçim ve siyasi partiler yasası nedeniyle) liderler demokrasisi üzerinden eskinin devamı (Bu noktada işaret etmem gereken ortak noktaları, 12 Eylül Anayasa ruhu ortak hallerinde olmaları gerçekliğinin paydaşlığı halinde olma sürekliliği).

Ve:

Özgürlük,

Demokrasi,

Yerinden yönetim,

Demografik ve inanç özgürlüğü,

Kadının dilinin topluma egemenliği gerekliliği,

Bir bütün olarak evrenin kendisini yeniden üretecek tarzda kullanılması yönetme ve üretme tarzı.

Bu prensipleri kendi uhdesinde barındıran ve bu anlamıyla, geleceğe bunun üzerinden yürünmesi gerektiğini ve bundan dolayı da Cumhurbaşkanlığına aday olduğunu ifade eden Selahattin Demirtaş.

Ortaya çıkacak olan seçim sonuçları; Türkiye yurttaşlarına, TC yurttaşlarına seçmen yurttaşların nasıl bir yönetme yapılmasının anlatma hali olacaktır.

Seçmen yurttaşlar Türkiye geleceğine oy veriyorlar.

Türkiye yurttaşlarının sorumluluğu omuzlarına binmiş haldedir.

Söz ve sorumluluk seçmen yurttaşlardadır.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
296AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin