z Güncelson siyasal gelişmelerSon politik gelişmeler: Belediyenin grevi siyasetin batağına battı
yazarın tüm yazıları:

Son politik gelişmeler: Belediyenin grevi siyasetin batağına battı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Açıkça ortaya çıktı ki batan Lefkoşa belediyesinin durumu siyasi didişmenin içine hapsoldu. Her yer çöp doldu ama hükümet, polis, Sayıştay ve savcılar ellerini böğürlerine bağladılar oturuyorlar.

Belediye başkanı pervasızca yasaları çiğnediğini itiraf ederek yasadışı işe alımlara son vereceğini artık merhamet etmeyeceğini ilan etti. Sendika da kendisine ahlaksız teklif yapıldığını açıkladı.

Sendika hükümetten önlem istemek zorundadır. Hükümet mali destek sağlamazsa çalışanların ödemeyecek alacakları ve ödenemeyecek ücretleri söz konusudur ve Cemal’ın artık sıfırı tükenmiştir. İstese de ödeme yapacak gücü kalmamıştır. Buna rağmen cesaretle ahlaksız teklif aldığını açıklamıştır. Yalanlayabilme olanağını da kimse bulmamıştır.

İş belediyenin boyutunu çoktan aştı. Kanun hâkimiyeti sağlanacak mı? Yasaların uygulanması için sistem elverişli mi? Yasaları çiğneyerek halkın servetlerini har vurup savuranlardan hesap soracak biri var mı? Bu sorular halk arasında sorulup duruyor ama yanıt yok. Anayasa değişikliklerinden hatta başkanlık sisteminin daha iyi olup olmayacağından bahseden siyasi partiler görüşlerini söylemiyorlar. Dertleri o gitsin biz gelelim derdi. Gelseler ne olacak şayet sistemde sakatlık varsa. Olacak olan istismara açık yeni bir hükümet değil mi? Halk muhalefet de seçiyorum o denetleyecek diye umar ama bizde muhalefet hikâyedir. Muhalefetin bilme hakkı bile yoktur. O da hak istemez. Muhalefete hak verecek olan İçtüzük yasasıdır ama muhalefet kendine yetki istemek için değiştirilmesini demokratik ülkelerdekilerle karşılaştırarak talep etmez. Belediye meclisinin muhalif üyeleri de varmış, bilen hatırlayan var mı? Çünkü onların da yetkileri yoktur. Bazıları bunu eleştirmeden yıllarını geçirdiler ve belediye başkanının oyuncağı olmaya katlandılar. Seslerini çıkarıp “bizim yetkimiz yok, olanlardan haberdar bile değiliz, görevimizi yapmamız olanaksız” demedikleri için suça iştirak etmekten bakla bir şey yapmazlar. Mecliste yıllar tüketip de İçtüzük’le hep kavgalı olmayan sorumludur.

Başı sıkışan Türkiye örneğine sarılır. Bizimkiler de sanki iyi bir modelmiş gibi Türkiye’yi örnek aldılar battık. Gözünü dünyaya çevirip şikâyet edenler parmakla gösterilecek kadar az. Onun için siyaset çıkmazda ve sadece eskisini yeniden yaratacak haldedir.

Türkiye burayı denetim altına da tuttu sonuç belli. Şimdi de denetimi sıkılaştırdı sonucu da sadece kamuyu satıp özelleştirmeden medet ummayı vaat ediyor. İngiltere’de de özelleştirmede ileri gittiler ama denetim organları ayaktadır. Bizde ise hala denetim organları düşünülmüyor.

Özelleştirme karşıtları özelleştirmeye karşı çıkarken devletin denetlenmesindeki aksaklıkları gidermek için de harekete geçmelidirler.

YKP’nin anayasa değişiklik önerileri herkese tavsiye edilir, tabii kamu reformu ve reorganizasyonu ile birlikte…

 

BM HALKIN ANLAMADIĞI DİLDEN KONUŞTU

BM’nin aman ipleri koparsın artık diye Türkiye tarafından beklenen tutumu hakkında bu kez de Downer beklenecek durumu ortaya çıktı. BM’nin Kıbrıs’ta uluslararası bir sorun bulundukça barış arayışından vazgeçemeyeceği bir türlü anlaşılamıyor. Onun için görüşmelere devam amma belki başka usullerle gibi karar vereceği belli idi. Belli olmayan ise Eroğlu ve Türkiye’nin ne yapacağı idi. Şimdilik onu da anlamak olası değil. Halk Türk tarafının düzeyinin yükseltilmemesi halinde görüşme olmayacak dediğini sanlar olduydu, bugün ise görüşmeleri bırakmasın diye mesajını BM’ye yollamış oldu. Lakin gene de Downer’in vereceği bilgiden sonra kararlarını açıklayacaklarmış.

Hristofias da beklemede ve başka yapacağı bir şey yok. Büyük bir başarıyla Türkiye’nin B planını önlemeye çalışıyormuş ve başarı vaat ediyor. Ateş olsa cürümü kadar yer yakamaz amma laf etmesi de gerekir.

Türkiye Kıbrıs’ta bir çözüme fırsat vermemeye kararlı olduğuna göre ama sorundan da kurtulamayacağına göre iş sürüncemede kalacak. Ta ki Kıbrıslı Türkler ayağa kalksın. Madem ki beklediği gibi BM çözümsüzlükten tek başına Rum tarafını sorumlu tutmadı, Türkiye bunu sağlayamadı başka şansı yok.

 

UBP DEVLETİ KÜÇÜLTÜP ÖZELLEŞME İLE RASYONALLEŞME YAPACAKMIŞ

Ne yazık ki UBP’den özeleştirme yapıp ekonomiyi rasyonelleştireceğini bekleyenler çoğaldı. Hatta şimdiden bunun yararlarının görülmekte olduğunu söyleyen ekonomistler de var. Hâlbuki ekonomi rekabet edebilirlik kriterlerinde 142. sıraya düşmüş bulunuyor ve intihar ve asayiş bozukluğu vaziyetin fecaatini sergiliyor. Hangi ülkede özelleştirmeye geçilirken bu kadar fecaat yaşandı? Hadi devlet iyi yönetilemiyor hali perişan özel ne durumda? Buna bakmadan özelleştirme diye tutturup da devletin kendi kurumlarını denetleyemezken büyüyüp denetleyemez hale geleceği aşikar olan özeli kim denetleyecek?

Bu durumun umarı yok. Kamuyu har vurup harman savurduğunu onu sırtında seçimlerde taşıyan özel sektörün bile yolsuzlukla suçladığı bir zamanda umut özelleştirmeye kaşı olan muhalefette olmalı ama nerede o masum muhalefet? Hangisi beceri gösterecek? Yoksa Anavatanları mı denetlettirip beceri kazandıracak? Hani protokollerde olan kamu reformu, şeffaflık, bankaların zapturapt altına alınması? Hani hesaplar artık tek kimlikte toplanıp kredibilite ölçümü başlayacaktı?

Anasıyla tanası!

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
299AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin