z Güncelson siyasal gelişmelerSon politik gelişmeler: görüşmelere iki tam günle devam
yazarın tüm yazıları:

Son politik gelişmeler: görüşmelere iki tam günle devam

Yeniçağ podcastını dinleyin

 

Görüşmelere Greentree’deki sonuca göre iki tam gün görüşme ile devam edilecek. İlki Salı Gün. Haberimiz hazırlanırken liderlerden birisi susmayacağım artık diye meydan okuyan Hristofias’dı. Susmayacağını başlıkta okuyanlar neden susmayacağını anladı da niye bugüne kadar sustuğunu anlamadı. Hatta konuştuğuna göre kime ne demekle tehdit ettiği de anlaşılamadı. Görüşmelerde kabul ettiği konuları Kıbrıs’ın geleceğine neden yararlı bulduğunu anlamakta da zorluk çekildi.

Eskiden de görüşme boyunca ulusal konseyde birlik beraberlik aralar ve düşmana karşı el birliği ile direnip ne koparacaklarına bakarlarmış gibi yaparlardı. Haklarını yemeyelim Bu tarafta da öyle davranmaya çalışılırdı. Ancak muhalif sesler biraz lideri zorlardı. Daha da yakınlaş diye bağıran sesler çıkardı. Şimdi bu taraftakilerde vazgeçtiler. Sonunda görüşme içinde doğal olarak önce kabul edilmeyen şeyleri kabul etmeye ve karşı tarafın da geri adımlarını dikkate almak durumunda kalınca bunu gizlemeye ve halkı istim üstünde tutmaya devam ederlerdi.

Bu durumda halk bir referandumda önce felaket diye niteledikleri şeyleri sonra kabul edenlerin önlerine konulan anlaşmaya evet demeye cesareti mi kalırdı?

Oyun gene öyle oynanıyor. Git gel yaparak yabancılara şirin görünmeye çalışırken bir ülkeyi siyasi eşitlik içinde idare edeceklerini unutarak atıp tuttukları için halkın onlardan gelecek bir anlaşmaya evet demesi çok zor.

Onun için tabii ki Hristofias konuşmalı, susmamalı. Görüşmelerdeki gizliliği abartmamalı ve amaçları sık sık hatırlatmalıdır.

Eroğlu işini gücünü bu devrede görüşmelerden suçlanmadan kaçmanın yollarını bir uluslararası toplantı için çalışıyormuş, BM’nin hakemliğine ihtiyaç varmış ve bir süre konulmazsa sonuç alınamazmış diyerek yakalamaya çalışıyor.

Hritofias da Rusya’nın da katılmasına olanak verecek bir daha geniş konferansa sürükleme hedefi ortada duruyor.

Eksik olan sadece daha iyi bir Kıbrıs yönetimi kurmaktan ve olanaklardan bahsetmektir.

Sahi neden federasyon daha iyi bir seçenektir? Hiç bunu irdeleyeni duydunuz mu?

 

KTHY BAŞKÖŞEDE AMA MAHKEMENİN ATADIĞI YÖNETİM KAYIP

KTHY çalışanlarının tümünün istihdamı için verilen sözler hala tutulmadı. Sendika bunu hatırlatmak için mecliste idi ama nisap başka istihdamlarda sınavsız personel alınacak parti içinde suç işlenerek alınmış karara uyulmadığı için boykot eden UBP genel sekreteri Hasipoğlu’nun boykotu nedeniyle nisap olmadığı için oturum yapılamadığını gördüler. Bunlardan medet umanın neden ne beklediği anlaşıldı.

KTHY’nin mahkeme tarafından atanmış bir yönetimi var ama onun sesi hiç çıkmıyor. Geçen ay milyonlarca Dolar değerindeki uçak yedek parçalarının çürümeye terk edildiği açıklandı ama yönetim gene gık demedi. Güya şirketler yasasına göre şirketi yönetiminin elinden alıp servetlerin heba olmasını önleyecek ve alacaklılarının hakları ile sahibi devlet olduğuna göre halkın servetini yok olmaktan kurtaracaktı. Mahkeme atadığı yönetimin ne halt yediğini sorgulamak için huzura davet etme gereğini duymadı. Artemis’de kapanmamış bir tereke söz konusu olsaydı çoktan çağırırdı.

KTHY tasfiye edilmedi, iflas etti ama hükümet iflas işlemi başlatmadı. Başlatsaydı eski yöneticiler hakkında şirketi mahvetme ve ortaklara yani halka kazık atma suçuyla davalar açılması gerekecekti.

Alacaklıların haklarına bakan da olmadı.

İşin garibi bir de KKHY kurulacak diye verilen sözler vardı. Bu iddiayı maket uçakla alaya alan sendikanın haklı olduğu kanıtlandı.

Hesabını sormak bir dahaki hükümetin basiretine kaldı. Hesap sorma devri gelmeden durum düzelmeyecek.

 

SAYIŞTAY BAŞKANI SESİNİ ÇIKARDI AMA RAPORLARININ GEREĞİNİN YAPILMASI İÇİN ÖNERSİ OLMADI

Sayıştay bağımsız olmazsa iş göremeyeceğini ve bağımsızlığın mali bağımsızlık olmadan da tam olmayacağını anlattı. Ancak her şeye rağmen yani Elektrik konusunda çıkardığı başarılı rapor gibi raporlar hazırlamasına rağmen sorumluların hesaba çekilmemesini dile getirmedi. Belediyelerdeki yolsuzluklar için ceplerinden ödemeye çağırdıklarının ödeyip ödemedikleri açıklanmadı. Mebusların yolluklarını yetkisiz harcadıklarını belirten raporlarını da ipleyen olmadı, bir şey diyen de olmadı.

Sayıştay veya başka bir denetim kurumu yolsuzluk raporu yayımlarsa Polis ne yapmalı diye karar vermenin zamanı geçti. Mali polis kuruldu; ona bu görev verilmelidir. Yoksa rapora ne gerek var. Zaten halk bal tutanın parmağını yaladığına inanır ve yetkili bir mevkide olanın ya yediğini ya da yedirdiğini düşünür.

 

UBP SUÇLULARIN YERİ VE SUÇLARIN ODAĞI OLDU

UBP’nin meclis boykotu ile bir kez daha ortaya çıktı ki içinde yasadışı ve suç teşkil eden partizanca uygulamalar yaptığı sürekli halkın bilgisine geliyor. Sınava sokulmayıp kağıt doldurmayana not veren memurlar partizanlık yüzünden kamu yönetiminin ne duruma geldiğini vurgulanıyor. Adam kayırmaya çalışırken minareyi çuvala sokmaya kalkıyorlar ve ifşa oluyorlar.

Muhalefet nisabı bul da gel dediği için bir mebus partiye şantaj yapabiliyor ve meclis çalışamıyor. Bu muhalefetin UBP’li isyancılara adam kayırma çabalarında yardımı oluyor.

Muhalefete göre nisap sorunu var deyip UBP’nin kendileriyle koalisyon kurmaya zorlanmasını sağlamak gerek. Amma KTHY araştırma komitesinin görevini savsaklamasına ve meclis araştırma komitelerinin hiçbir şeyi araştırmakta başarılı olmamasının çarelerini aramada boykotunu kullanmıyor.

Mecliste araştırma yapılacaksa araştırmayı isteyenin komiteye üye verememesini, araştırma komitelerinde hükümet yanlılarının çoğunlukta olmasını ve komitede araştırmayı yaptırmada yardımcı olsun diye hiçbir memuru seçip de görev verme yetkisinin olmamasını garip bulmuyorlar. Taşköy’deki kahvede anlatın size gülerler. Mebusun kendi başına bir konuyu araştırmasının olanaksız olduğunu, araştırma isteyenin uzman atama yetkisinin olası gerektiğini Kanadalı mebuslar bilir de bizimkiler bilmez mi?

İçtüzüğü değiştirip bu yetki ve olanaklara kavuşmak gerektiğini anlayıp da mücadele eden yok. Yaşıyorlar ama ders almıyorlar. Gazetelerde televizyonlarda anlatıyoruz işitmiyorlar.

Muhalefet yapıyorlarmış ama gören de olmuyor. Beş yıl oturup seçimi bekleyecekler ve kazanırlarsa güllük gülistanlık yaratacaklarmış!

Hesap sorulamayan işlevsiz bir meclise girip de ne olacak diyemiyorlar.

Gene de erken seçim diyorlar.

O da yaklaşıyor ama toplum için yeni bir hüsran vaadinden başka bir şey yok.

 

KÜLLİYE HER DERDE DEVA

Din sizi öbür dünyaya hazırlar. Her Cuma yazılanları görün, Kandillerde söylenenleri, yazılanları okuyun. İsterseniz TV’leri de var. Nasihatlerini izleyin. Çok kolay. Bir örnek vereyim. Bir kandilde temiz kalple tövbe edin sayısız sevap ve cennet garanti. Bundan daha büyük saadet mi istersiniz. Ömür yüz yıl mı, belki bir az daha fazla. Cennet ise yüz yıl değil, bir yıl dan da fazla, hatta sonsuz. Bunun eğitimin almak ve yeni bir dünyaya katılmak için Türkiye halkının parası atılıyor ama Kıbrıslı istemiyor. Buraya gelenleri de istiyormuş.

Bunun için batan maliyesine çare peşinde koşan acenta hükümeti sendikalarla, muhalefetle didişmeyi sürdürüyor.

Bu kavgada külliyeyi yapacak vakfın Türkiye’deki tarikat kavgalarına da karıştığı ve muhtemelen siyasi rekabet yaratacağı konuşuluyor. Buradaki bazı Türkiyeliler de külliyeyi savunmayı üstlendiler. Karşı çıkanları da var. Onların kavgası Kıbrıs’a da yansıyor.

Yakında kumarcıların destekledikleri ile tarikatların destekledikleri arasında yarış seçimlerin sonucunu tayin edecek.

Ortada ne imar planı kaldı ne de edep erkân. Bir kuruş gösterilmeden Evkaf’tan kararlarını çiğnemesi ve mallarını elen çıkarması sağlanabiliyor. Din işleri de Evkaf’dan alınıp uzaktan kumandalı dinişi başkanına veriliyor. Yerli esnafı ölümüne korkutan Alış Veriş Merkezi modasıyla da dal budak salıyor.

Artık Kıbrıslıyı sallayan yok. Yeni güçleri fark etmeyen siyasette de demode olacak.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
300AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin