yaklaşımlarAlpay DurduranStatüko ellenmedi – Alpay Durduran
yazarın tüm yazıları:

Statüko ellenmedi – Alpay Durduran

Yeniçağ podcastını dinleyin

Amerika’da Greentree’de bunalımla işe başladılar. Rum tarafı Türk tarafını sözünü tutmamakla suçladı ve yerine getirmesi için çağrı yaptı. Buradaki sertlik yanlıları itirazı ele alarak görüşmeye başlamak için sıkıştırma yapılmasını talep etti. ABD sözcüsü ise bir açıklamayla bu fırsatın değerlendirilmesini istedi. Sözü ihtar izleri taşıyordu.

Bu oyunu birçok kez seyretmiş halka tutulmayan sözün ne olduğunu açıklama gayreti içine girmedi. Nasıl olsa alışmış bulunuyordu.

Buna iflasını ilan etmeyi çoktan geçirmiş olan bir hükümetle zamanını yitirmekle uğraşan halkın ilgisi başka yerde idi.

Mersin valisinin başkanı olduğu proje değerlendirme ajansı törende yerel idarenin yanında protokole uygun poz vermişti. Hiç proje değerlendirme yetkisi kullanamamış olan görevli memurların boynu bükük hallerini anlamak çok zor. Yabancılara Kıbrıslılar kendi kendini yönetiyor, Türkiye Kıbrıs’ı ilhak etmemiştir demek için kurulan yerli yönetimin proje seçme görevi olmamış, TC yardımları olmasa yaşayamayacağı telkin edildiği için Türkiyeli görevliler projeleri seçmiş ve seçmeye devam etmişti. Şimdi boşa gitmiş paraların hesabını vermek yerli görevlilere düşmüştü. Onun için başarısız yerliler kenara alınmış, Çukurova’dan proje değerlendirme hizmeti alınmaya başlamıştı. Başkanı olan Mersin valisi de protokolde arz-ı endam eylemişti.

Boynu bükük duranlar yalnız onlar değildi. Kurumların müdür ve çalışanları da boynu bükük duruyorlardı. Ya bizim kurum da özelleştirilirse bizim halimiz nice olacak diye düşünüyorlardı. İçlerinden elektrik üretmeyi bizden daha iyi yapacak diye üreteçler satılacak, arazi kiralanacak, biz de seyredecek değiliz herhalde bizim de erken emeklilik veya başka şekilde yol verilecek olanlardan olacağız diye hayıflanıyorlardı.

Kalecik’teki özel şirketin Teknecik’teki üretimden daha pahalı üretmesi ve zarar beyan ederek vergi ödemekten kurtulmasını kim nasıl izah edecek düşünüp durun! Maliye’yi batıran Tatar “bütçe açılmadan” nasıl ödeyelim diye yeni bir bütçe ile ilgili deyim kurmakla meşguldü. Şimdiden sonra bir de “bütçe açma” diye bir iş konuşulacak. Bütçe açılırsa alacağınızı alırsınız açılmazsa bekleyeceksiniz. Taşımacı iseniz taşıyacaksınız, sonra bütçe açılsın diye bekleyeceksiniz. Beklemezseniz devletin borcu hiç kimsenin yanında kalmamıştır gibi nasihatler dinleyeceksiniz.

Greentree’de uyduruk idareyi bir antlaşmayla Kıbrıs’ın tümünün yasal ve siyasi eşitlik sahibi olarak başına geçirmeyi kabul edip etmediğini soracaklar. Kendi devletini kurmuş olmak her halka nasip olmaz deyip kabul edilmesini beklemedikleri önerileri sıralayacaklar. Kendi evi kendisine zindan edildiği için kaçacak uygun bir ülke arayan insanlarımıza siyasi eşitlik içinde tüm Kıbrıs’ın efendisi olma şansını yakalaması için her yandan uyarı yapılıyor ama Mersin valisinin proje değerlendirme ajansı olmasını, özelleştirmeyle önce sendikasının sonra kendisinin kapı dışarı edileceği mülksüzleştirmelere boyun eğmesini hazırlayanlara çanak tutmasını tercih ediyorlar.

Denktaş aramızdan ayrıldı. Durum ise aynen devam ediyor. Şimdi ağızlarda onun sarsılmaz inançları ve değişmeyen doğrultusu dolaşıyor. Hâlbuki en azından KTFD kurulurken Kıbrıs’ın federasyon ile birleşmesini kastettiğini iddia eden açıklamaları ve federasyon için yaptığı görüşme ve antlaşmaları hatırlamak içinden başka dışından başka hareket ettiğini bilmeyen yok. Gene de zikzak çizen diğer politikacılara bakıp onlardan özü sözü bir tutum beklerken ondan da bunu beklemek gerekmez mi idi? Yoksa herkes o ayrılık yanlısıdır, federasyon istediği doğru değildir derken halkımızın çözümsüzlüğün suçunu sadece Rum liderliğine yüklemesini sağlamak mı başarı idi?

Hangi ilgili ülke onun yaptığı antlaşmalara sadık kaldığını, federasyonla birleşmeyi istediğini ve onun için aksi yönde gelişmelere karşı çıktığını kabul ettiğini söyleyebilecek var mı? Uluslararası toplum onu “Mr. No” olarak damgalamış ve o da bunu başkalarının hatırına taviz verecek değilim diye kabul ve ilan etmişti. Yoksa Kıbrıs’ın federasyonla birleşmesini istemiş de kendini anlatamamış değil. Tam tersine halkımız onun ayrılığı hiç aklından çıkarmamış olduğu için o federasyon derken taksimi kastettiğini bildiği için KKTC ilanında meydanı federasyon görüşmesi bitti diye toplanmıştı. Yetiştirdikleri de yaşasın iki devletli çözüm diye federasyon görüşmeye gitti. Hristofias geri adım attı diye çömezine saldırıcınca haklısın demeyenlere şaşırmıyorlarsa öyle gelmiş öyle gidecek dedikleri için ve yalan söylemek mubah sayıldığı içindir.

Onun hayatı öyle geçti, izleyenlerin hayatı da öyle geçecek.

Hâlbuki hudutlar gevşedi. Arpa buğday ana besin maddesidir, üretiminden vazgeçilemez derler ama protokoller yaparlar ve destek bir süre gider sonra ayakta kalamayanlar giderler diye imza atarlar. Uluslararası piyasadan daha ucuza mal alınabilecekse alınmalı diye fetva verirler. Gümrüklerde maliyeti değiştirecek her şeye yasak konulmasını kabul ederler. Yasamanın yetkisini kendisinin kararıyla kaldırılmasını savunurlar. Yargı yetkisini de uluslararası normlara bağlayıp yargı yetkisini de kuşa çevirmeyi ilke olarak benimsiyorlar. Sonra da egemenlik diye dünyanın başına bela olan Kıbrıs sorununu çözmeyi reddediyorlar. Milliyetçilik kanlı geçmişi ile tarih içindeki rolünü kapamaya doğru giderken şivesini, dilini, kılığını, kıyafetini sevmediklerine nefretten beslenen militan şiddete yerini bırakıyor. İzleyenlere yenilmişlik duygusu ile hüsran dolu bir son bırakıyor.

New York’ta başarı beklenmiyor diyenlere soralım? Başarı nedir ki beklenmiyor. Denktaş’ın yetiştirmesine göre başarı görüşmelerin sonuç vermemesi ve Türk tarafının uzlaşmazlık damgası yememesidir. O damgayı yemedikten sonra çözüm olmamışsa ne gam? Görüşmelere devam çağrısı, görüşmelere başka yol bulununcaya veya taraflar Kıbrıs’ta yeni bir görüşme sürecine uygun ortam yaratmak için çalışmaya devam kararı başarı için yeter de artar bile. Hele artık görüşmeye gerek yok, başka yolar denensin kararı ise bir zafer olur.

Çözümsüzlükten en çok zarar gören bizim taraftır diyenlerin buna itirazı olmaz değil mi? Ciddi olsalar yırtınacaklar, şansı elden kaçırmamak için ama öyle bir yırtınma bekleyen yok. Oyun içinde oyun sürüp gidiyor. Zara devam. Büyük piyango için yeni bir fırsat beklenecek. Nedir o büyük ikramiye? Ayrı devlet masalı. Türkiye kuyruğunda TC bürokratlarının oyuncağı bir statükonun sürmesi.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
301AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin