yaklaşımlarÖzkan YıkıcıKatliam bilgisi, bu defa Refahtaki kamptan geldi - Özkan Yıkıcı
yazarın tüm yazıları:

Katliam bilgisi, bu defa Refahtaki kamptan geldi – Özkan Yıkıcı

Yeniçağ podcastını dinleyin

Dünya aslında Gazzedeki soykırım hareketine alıştı. Pnbinlerin katledilişi ve çocuk kadın ağırlıklı onbinlerin bilgisi dahi net ravrı aldırtamadı. Brakın engeleme veya teşkes, resmen saldırı batılı kesimce alkışlandı. Alkışlanmakla da kalınmayarak, silahlar ve politik destekler gırla artı. Bir faşist yönetimin soykırım katliyamı bölylesi gerçeklerle herkesin gözüne sokuldu. Arada gelen bazı davranışlar ise adeta abartılarak sanki uygulanacakmış gibi de gündemleştirildi. Gelişmeler bu kısgaçta giderken katliyamlar ve sürmeler devam ediyordu. Enson, en güvenlik yer diye Refanın bir kanpın a sürülen Filistinliler, resmen  havadan atılan ıslıklı bonbalarla katliyama uğradılar. Bu ne ilk nede sondu: İsrail güvence desede resmen sözüne dahi inanılmayan ülke katagorisine çoktan  ulaştı.

Oysa, aldanmaya ve ahaneli umut yaratmaya gelişmeler de tartışılma durumdaydı. Uluslararası adalet divanına açılan davanın kabulü dahi sanki kabul edilip ceza verilip uygulanacak konum gibi ses getirdi. Kararlar değil de uygulamaya bile dikat edilmedi. Sonra, UCM mahkemesi savcılığının açıklaması duyuldu: ateşkes yanında tutuklanması gereken başta İsrail başbakanının da adı olduğu listeyi duyurdu. Buda yanlış algıyla sanki tutuklama kararı çıktı diye sevinç yaratı. Kimse brakın söyleneni UCM mahkemesinin görevi ve neden kurulduğunu dahi bilmeden bu sevince katıldı.

Üstelik kanul edip etmeme ikilemi hiç göz önüne getirilmedi. Bu tip yanılgılar bizde de ne yazık var. hep Uluslararası hukuk denip oradaki yazılı kuralalr söylenir. Alınan kararlar veya baş vurulduğu anda kazanma morali de hep var. ama kimse bu yapıların konumu ve sistemsel gerçeğine hiç bakmak istemez. Halbuki artık özellikle günümüzde uluslararası hukuk kararlarını dahi takan yok. Başta da ABD…

Bu arada çok öne çıkarılan AB yetkililerinden Ursula hanım net konuştu: kendine sorulan israilin yaptıkları durumu ve destek verip vermeme görüşü açıktı: net şekilde israilin haklı olduğunu belirti. Bunları yanyana koyunca aylar da geçti. Gazze üzerinde İsrail yapmadığını brakmadı. Uluslararası adalet divanının bir ay içinde ateşkes ve benzer kararlarını hiç takmadı. Hat da herkesi Mısır sınırına sürerken, birden Refahı hedef haline getirdi. Açık açık saldıracağını da söylemekten geri kalmadı. Sokaklardaki eylemleri de dikate almıhordu. Yeter ki oradaki yönetimler kendine baskı yapmasın.

Ateşkes görüşmeleri falan da olurken, hep israilin iknası temel noktaydı. Geçici ve bazı şartlar sunan İsrail, aslında gündemi oraya kaydırıp katliyama devam diyordu. Metanyahu, biliyor ki normalleşme olunca en başta kendi ülkesindeki kalan davaların da devam edeceği tehlikesi hala vardı. Zaten Amerika ve İngiltere hat da Almanya arkasında sıralanıyor. Yaptığı tüm katliyamlara “ama Hamas, israilin güvenliği” bahaneleri hazırdı. Bunu yutmaya hazır dünya kamuoyu da var..

Ortam bu şekilde devam ediyordu. Hele UCM savcısının tutuklama açıklaması kimine de gaz vermeğe yetip artıyor. Adalet divanı ise oldukça çelişkilerle yine de yol alıyor. Ama alacağı karar iyi olsa da israilin takmayacağı da kesin. Oysa İsrail açık oynuyordu. Hedefi Refahtı. Nitekim dün gece dünya yeni felaket patlamasıyla gündeme düştü. İsrail güvenli yer diye sürüp yerleşim alanı ilan etiği Refahtaki kanpı resmen havadan boğdu. Bonbalar yağdı. Ölen insanların parçalanmış cesetleri ile yaralı çığlıkların dünya gündemine gelmesine neden oldu.

Katliyam odenli korkunçtu ki bunu düşürtmek gerekiyordu. Kınama pek olmasda da arada bu yapılanın tehlikeli olma lafları da dolaşıma çıktı. Kınayan ve eleştiren devletler ne yazık bir lafla da ateşkes veya israile yönelik desteği azaltma gibi bir tutumunn numune damlası dahi yapılmadı. Ama oluşacak öfke düşünülerek konu üzerinde konuşmak zorunda kaldılar. Aldatıcı ama yine yutan çok. Arada tüm katliyam gerçeğine karşın”ama hamas” demeği de eksik brakmadılar. Halbuki İsrail açıkça Refaha saldıracağını, oradaki insanları süreceğini dünyaya yüksek ses orkesra ile çalarak ilan etmeye devam ediyordu. Bu konu beraberinde en az ateşkes ilanı gibi basit kuralı dahi da vurgulatmadı. Ateşkes görüşmeleri sürerken deme utangaçlığı ise gerçekleri örtemiyordu.

Tekrar edelim: gerçekten özellikle UCM savcısının açıklaması önemli sanki olmuş gibi umut salgıladı. Bu çaresizliğin bir dışa vurumuyru. Kaldı ki UCM mahkemesi de ne yazık epey sicili iyi değil. Bu konuyu önümüzdeki yazılarda belirtecem. Unutmayalım. Uluslararası adalet divanı Kosova gibi çok tartışılan kararları da var. egemen güçlerin makyajı gibi olma eleştirileri epey yaygındır. Zaten Nikaragua konusunda ABD uymadığı da malumun ilanıydı.

Kısaca, Gazze devam eden kıyımda dün gece yeni bir infilakla daha üst katliyamı yaşatı. Söz verilmesine rağmen israilin sözüne güvenilmemesi gerçeği tekrardan yaşadı. Öyle yaşadı ki çocuklar yıkım altında bağıra bağıra can verdi. Cesetler parçalandı ve utanmadan bu savaşa destek veren batılılar “üzülmüş”. Bunlar tarihi gerçeğin Filistin dramının tarihsel gerçeğidir. Peki bu yıkımla, ölümler diyarında şansı olursa büyüyen insanlardan nasıl bir davranış beklersiniz? Bunu da şu amacılar bir düşünsün.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
261AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin