yaklaşımlarNidai MesutoğluAB Parlamentosu Türkiye “İlerlememe” Raporunu kabul etti - Nidai Mesutoğlu
yazarın tüm yazıları:

AB Parlamentosu Türkiye “İlerlememe” Raporunu kabul etti – Nidai Mesutoğlu

Yeniçağ podcastını dinleyin

Avrupa Birliği’nin her yıl hazırladığı Türkiye Raporu bu yıl yine yayınlandı. Bu rapor aslında AB ile Türkiye’nin üyelik için yıl içinde yapılan görüşmelerin ilerlemesini göstermek amacıyla hazırlanırdı.  Gelinen aşamada Türkiye’nin yönetim şekli AB’nin temel ilkelerinden hızla uzaklaştığı için adına “ilerleme raporu” denemiyor. İlişkilerde gerileme olduğu açıkça görülüyor.

Erdoğan liderliğinde AKP iktidarı iktidara ilk geldiği yıllarda AB’ye tam üyelik vizyonu olduğunu her fırsatta söyledi. ABD’nin BOP projesinin bir parçası olan Erdoğan iktidarı AB ile olan ilişkilerin gelişeceğine tüm batı dünyasını inandırdı.

Annan Planı sürecinde çözümden yana görünerek referandumda “evet” çıkması yönünde politika geliştiren AKP yıllar içinde bu konuda samimi olmadığını kanıtladı.
Erdoğan, dış politikada güvenilmez ve özellikle komşuları ile sorunlar yaşayan içeride otokrattık ve İslami bir devlet yaratma sürecine yönelen bir lider olarak görülmektedir.

Tüm bu olumsuzluklalar rağmen hem ABD’nin hem de AB’nin Türkiye’den ve Erdoğan’dan vazgeçememesinin tarihsel sebepleri vardır.

Türkiye’yi NATO’ya sokarak emperyalizmin silahlı gücü yapanlar şimdi de AB’ye göçü önlemek için Türkiye’ye para karşılığında gardiyanlık yaptırmaktadırlar. Dünyayı sömürmek için insan hayatını hiçe sayan emperyalizm Erdoğan yönetimindeki Türkiye’yi çıkarları için kullanışlı olarak görmektedir.

Özellikle Erdoğan’ın Putin ile olan ilişkileri NATO ülkelerini tedirgin etmektedir. Buna rağmen Putin ile Ukrayna ve NATO ülkeleri arasında arabulucu rolü oynamasına ses çıkarmamaktadırlar. Şimdiki beklentileri Ukrayna limanlarında tahıl ihracatının yeniden başlatılması konusunda Erdoğan’ın Putin’i ikna etmesidir.

AB parlamentosunda Türkiye raporu üzerine konuşan parlamenterler bir yandan Türkiye’nin AB üyelik sürecinin sonlandırılmasını önerirken diğer taraftan da NATO üyesi olarak Türkiye’den vazgeçilemeyeceğini söyleyerek özel statülü ülke olarak görmek istemektedirler.

Yıllardır emperyalizmin maşası olan Türkiye iktidarları için değişen bir şey yoktur.

Erdoğan’ın son seçimlerden sonra tekrar AB üyelik hedefini gündeme getirmesi hiçbir AB ülkesinde ciddiye alınmadı. Tüm ülkeler bu taktiğin ekonomik krizden çıkama için uygulamak istediğini söylüyorlar. Türkiye’de özgürlüklerin her geçen gün kısıtlandığı, düşünce suçundan gazetecilerin ve kendi yönetimine muhalif kişileri uyduruk gerekçelerle hapishanelere dolduran Erdoğan insan hakları konusunda AB normlarının çok uzağındadır. Ne söylerse söylesin inandırıcı değildir. AB ülkeleri söylemden çok eyleme bakarak değerlendirme yaparlar.

Kıbrıs Sorununun BM parametrelerine göre çözülmesini her fırsatta vurgulayan AB Türkiye’nin iki devletli çözüm modeline kesinlikle karşıdırlar. Gümrük Birliği anlaşması içinde limanlarını Kıbrıs Cumhuriyeti gemilerine açması gerektiğini belirtiyorlar. Bu anlamda hazırlanan rapor ile Türkiye AB ilişkileri 180 derece zıttır.

AB, Kıbrıs sorunun çözümü için ağırlığını koyma niyetinde değildir. Bu görevi ABD’den ve NATO’dan beklemektedir. Bu anlamda Emperyalizm ne zaman çözümü çıkarları olarak görürse o zaman görüşmelerin başlaması kaçınılmazdır. Bu da hiçbir zaman Kıbrıslıların çıkarına olmamıştır ve olmayacaktır.

Kıbrıslılar emperyalizmin yarattığı sorunun çözüm merkezi olarak ABD ve NATO’yu gördüğü sürece bize düşen ger zaman acı ve göz yaşı olmuştur.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
246AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin