iktibasZafer YörükAfrika’da Wagner ihtilali - Zafer Yörük
diğer yazılar:

Afrika’da Wagner ihtilali – Zafer Yörük

Yeniçağ podcastını dinleyin

Orjinal yazının kaynağıyeniyasamgazetesi5.com

Wagner, benzeri pek görülmemiş bir fenomen. Varlığını meşrulaştırırken Blackwater ve benzeri ABD menşeli güvenlik şirketlerine referans veriyor. Bu şirketler, iki anlamda ‘özel savaş’ örgütleri. Birincisi, resmi orduların bağlı olduğu uluslararası savaş kurallarını ihlal ettiklerinde hangi hukuka göre yargılanacakları belirsiz ya da tartışmalı. Bu nedenle, savaş alanında ve cephe gerisinde çeşitli zulüm ve terör fiilleri uyguladıkları iyi biliniyor. İkincisi, bu yapılar özel ordular. Batı devletlerinde 1980’li yıllardan itibaren yaygınlaşan kamu hizmetlerinde özelleştirme hamlesinin acı meyveleri. İhaleyle devlet işi olan savaşı yükleniyorlar; başka deyişle kâr amacıyla savaşıyorlar.

Batı’da bu işler biraz örtülü icra ediliyor ve Blackwater örneğinde olduğu gibi bu örgütlerin gerçekleştirdiği insan hakları ihlalleri, kayıtlı oldukları ülkelerde ceza davalarının konusu olabiliyor. Wagner kendini bu örneklere dayandırsa da onlardan daha ‘özgür’ davranabildiği görülüyor. Kullandığı silah, cephane, teçhizat ve benzeri donanım açıkça Rus genelkurmayından ‘hibe’ yoluyla aktarılabiliyor. Batılı örneklerde olduğu gibi komuta kademeleri savaş tecrübesine sahip eski askerlerden oluşmakla birlikte, bunlara ilaveten cezaevlerindeki mahkumları Wagner askeri olma karşılığında tahliye ettirebiliyor. Sabıkaları da siliniyor. Bu, bir yanıyla geçen yüzyılın başlarında Teşkilatı Mahsusa’nın Ermeni ve Rum kıyımı için hapishaneleri boşaltma deneyimini, diğer yandan da Afrika’daki Fransız Lejyonerleri hakkında bildiklerimizi çağrıştırıyor. Rus yasaları belli ki böyle bir ‘özgürleşmeye’ müsait.

Wagner, 2014 yılından bu yana Afrika’da faaliyet gösteriyor. Libya’daki iç savaşta Türkiye’nin desteklediği Müslüman Kardeşler (İhvan) yanlısı askeri güçlerle karşı cephede savaştığı biliniyor. Haritanın biraz güneyinde ise bütün bir Orta ve Batı Afrika’da (Sahel ülkeleri) artan faaliyet alanına paralel bir popülariteye sahip. Sahel, çoğunluğu eski Fransız kolonilerinden oluşan ve nüfusunun çoğunluğu Müslüman olmayan bir bölge. Fransız emperyalizminin mirası olarak Katolik Hıristiyanlık oldukça yaygın. Bu bölgede, 2010’lu yıllardan itibaren El Kaide ve IŞİD bağlantılı Boku Haram ve El Şebab gibi İslamcı terör örgütleri kitle katliamları başlattı. Bölgede tarihsel olarak konuşlu Fransız birliklerine ilaveten Amerikan ordusuna bağlı güçler de Batı ve Orta Afrika ülkelerinin ordu güçleriyle birlikte ve Birleşmiş Milletler’in de onayıyla İslamcı terörle mücadele operasyonları başlattılar.

Fransa, resmi kolonyal güç sıfatını 1960’lı yıllardan beri tamamen yitirmiş olsa da Orta ve Batı Afrika üzerinde önemli etkiye sahip. Uranyum, petrol ve altın başta olmak üzere bölgenin yeraltı kaynaklarının işletmesi çoğunlukla Fransız tekelinde. Afrika Finans Birliği (CFA) Frank’ı, iki değişik versiyonuyla halen toplam on dört Afrika ülkesinde kullanılan para birimi. CFA Frankları halen Paris’te Fransız devlet bankası tarafından basıldıktan sonra Afrika’da dolaşıma giriyor. Bu ülkelerin çoğunda eğitim dili Fransızca. Fransız emperyalizminin kölecilik, ‘uygarlaştırma’ yani zorla Fransızlaştırma ve benzeri sistematik gaddarlıklarının anıları hafızalarda tazeliğini korur ve Afrika halkları Fransız siyasi hakimiyetinden, kültürel etkisinden ve ekonomik sömürüsünden kurtulmanın çarelerini ararken Fransa ve Batılı müttefiklerinin bölgede askeri varlıklarını artırmak için yeni bir bahane bulmuş olmaları iyi karşılanmadı. Birçok ülkeden, ABD ve Fransa güçlerinin İslamcılar karşısında ikili oynadıkları, bazı katliamlara seyirci kaldıkları, hatta bazen İslamcı terör gruplarına silah ve mühimmat desteği verdikleri iddiaları duyulabiliyor. Biriken tepkiler, 2020’de Mali’de ve 2022’de komşusu Burkina Faso’da gerçekleşen askeri darbelerin başlıca nedeni olarak ortaya kondu. 26 Temmuz 2023 günü Nijer’de benzer bir askeri darbe gerçekleşti.

Nijer darbesi olduğu sırada Saint Petersburg’da Putin başkanlığında Afrika Zirvesi gerçekleşmekteydi. Burada konuşma yapan Burkina Faso temsilcisi, Rus yetkililere ‘yoldaşlar’ diye seslenerek 20. Yüzyıl’da Sovyetler Birliği’nin Afrika’daki anti-emperyalist mücadeleye verdiği desteği hatırlattı. Bu söylemin, Nijer’de darbeyi destekleyen kitleler arasında tekrarlandığı görülüyor. Fransa karşıtı sloganlar Rusya bayraklarının açıldığı meydanlarda yankılanıyor.

Rusya’nın Sahel bölgesinde önemli bir askeri varlığı yok ama Wagner bir süredir bölgede aktif. Wagner, girdiği alanlarda İslamcı teröristlerle ciddi olarak savaştığı için puan topluyor. Bir özel şirket olarak kendini finanse ediyor ve bu finansmanı kontrol ettiği yerlerde altın madenlerinin işletmesinden pay alarak yapıyor. Gerçek bir ‘özel savaş’ şirketi; ihaleye giriyor, taşeron firma oluyor ve kâr amacıyla savaşıyor!

Öte yandan Rus devleti, Afrika ülkelerine askeri ve ekonomik destek veriyor. Ama en önemli ekonomik takviye Çin’den geliyor. Çin, Afrika’da askeri bir faaliyeti olmamakla birlikte doğrudan yatırımcı olarak, daha çok da büyük krediler sağlayarak büyük altyapı projeleri gerçekleştiriyor. Bu dönem itibarıyla Afrika için Fransa ve ABD ‘out’, Rusya ve Çin ‘in’! Adeta Ukrayna üzerinde oluşan NATO-Rusya (ve Çin) cepheleşmesi Afrika’da kendini tekrarlıyor.

Ama Nijer’de henüz sular durulmuş, darbe yönetimi konsolide olmuş değil. Fransa’nın işlettiği çok değerli uranyum yataklarına sahip olan bu ülke, 2020 Mali darbesinden sonra Amerikan ordusunun SİHA üssüne ve büyük bir Fransız askeri birliğine ev sahipliği yapması nedeniyle İslamcı terör gruplarına karşı Batılı askeri müdahalenin merkez üssü konumuna gelmişti. Şimdi, askeri yönetim Fransız ordu mensuplarına ülkeden ayrılma ültimatomu vermiş bulunuyor. Başkent Niamey’deki Fransız elçilik binası darbe akabinde göstericiler tarafından kuşatılmış ve ardından elçilik personeli de dahil olmak üzere Fransız vatandaşları ülkeden tahliye edilmişti. Öte yandan Avrupa Birliği ve Batılı ülkeler Nijer’deki darbeci yönetimi tanımadıklarını ve devrik Başkan Bazoum’un görevine iadesi talebini ifade etmiş bulunuyor.

Batı Afrika Birliği ülkeleri, ortak bir ültimatomla Nijer’de yönetime el koyan darbecilere karşı askeri müdahale hazırlığı içindeler. Birlik güçlerinin Batı ve özellikle Fransa tarafından desteklendiği biliniyor. Buna karşılık Mali ve Burkina Faso yönetimleri Nijer’e askeri müdahale karşısında kendilerinin savaşa hazırlandığını deklare ettiler. Eğer böyle bir bölgesel çatışma başlarsa burada Batı (NATO) ile Rusya’nın yeni bir ‘vekalet savaşı’ sahnesi yaşanacak demektir.

Wagner ve yöneticisi Prigojin’in, geçtiğimiz Temmuz ayında Moskova’ya yönelik darbe girişiminin ardından hangi faaliyetler içinde oldukları merak konusuydu. Son gelişmeler, Ukrayna ve Rusya’da düşen profiline nispet olarak Afrika’da popülerliğinin ve faaliyetlerinin arttığına işaret ediyor. Zulmüyle namlı Wagner’in bu kez sahnelerde mazlumların kurtarıcısı, anti-emperyalist ‘yoldaş’ profiliyle belireceği anlaşılıyor.

  • Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Yeniçağ Gazetesinin editöryal politikasını yansıtmayabilir 
- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
261AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin