yaklaşımlarİsmet Özgüren“İtibardan tasarruf olmaz” - İsmet Özgüren
yazarın tüm yazıları:

“İtibardan tasarruf olmaz” – İsmet Özgüren

Yeniçağ podcastını dinleyin

Yavaş yavaş yılın 7. ayı Temmuz’un da sonuna geliyoruz. Temmuz Kıbrıs adası için önemli bir ay. Önce adayı Yunanistan’a bağlama girişimiyle Rum Faşistlerin 15 Temmuz itibarıyla başlattıkları darbe girişimiyle başlayan kan ve gözyaşı dalgası, 20 Temmuz sabahında Türkiye’nin “Barış Harekatı” adı altında adaya gerçekleştirdiği askeri çıkarmayla devam etti. Ve son 49 yıldır Temmuz ayı Güney Kıbrıs’ta hüzün ve gözyaşıyla anılırken, Kuzeyde ise “Kahramanlık ve Fetih ruhuyla” kutlamalar gerçekleşiyor, oysa hayatın gerçeği acıların bayramı olamayacağı gerçeğini haykırıyor.

*****

Gelelim yazının başlığına aldığımız “İtibardan tasarruf olmaz” cümlesine. Bu “Özlü” söylem Türkiye’nin son 21 yılına damgasını vuran Recep Tayyip Erdoğan’a aittir. Erdoğan, her ne şart ve koşul altında olursa olunsun itibardan asla vazgeçilemeyeceğini sürekli tekrarlayıp öyle davranıyor, hatta bu dünya görüşü çerçevesinde tüm yetkileri elinde bulundurduğu “KKTC” için de aynı yolu izliyor. KKTC Cumhurbaşkanına Külliye yaptırıyor, has adamı Emrullah Turalı’nın büyük ayrıcalıklar ve kıyaklar sonucu yarım yamalak tamamladığı Ercan Havaalanının büyüklüğüyle övünüyor, Suyun ardından elektrik  gibi stratejik bir unsuru da yine kendi tayfasından AKSA’ya peşkeş çekilmesi için talimat veriyor ve bu emir buradaki kukla hükümet tarafından onaylanıyor.

*****

Oysa Erdoğan,  20 Temmuz KKTC ziyareti öncesi, Arap Dünyası diye nitelendirilen ülkelerini dolaşıp, Türkiye’nin sürekli aşağıya doğru bir seyir izleyen ekonomik krizine çözüm bulmak amacıyla  sıcak para arıyor. Aynı Erdoğan , yıllardır husumet içinde bulunduğu İsrail ve Mısır’a yaklaşmaya çalışırken, hala asker bulundurduğu Suriye’nin devlet başkanı Esad’la da görüşebileceğini açıklıyor. İlginçtir NATO toplantısı katılımında ise Erdoğan, Avrupa Birliği’ne “Üyelik” hatırlatması yapıp, Türkiye’nin 52 yıldan beri AB’nin kapısında bekletildiğini söylerken, Avrupa Birliği’nden, Kıbrıs sorunu, ülkesindeki demokrasi, insan hakları ve birçok keyfi davranışa son vermesi hususlarında yanıt alıyor. Bu yanıtlara karşın aynı Erdoğan 20 Temmuz “Kutlamaları” için geldiği Kuzey Kıbrıs’ta ise yine asıp kesmeye devam ediyor.

*****

Sonuç olarak, Türkiye halkları , her gün açlık ve yoksullukla boğuşurken, Erdoğan yönetimine “Muhalif” davranış ve söylemde bulunan hemen hemen herkes hapishanelerde yıllarca ömrünü çürütüyor. Erdoğan’ın da “Eşit ve Egemen” olarak nitelendirdiği ve bu işin çığırtkanlığını yapması için o koltuğa oturttuğu Ersin Tatar’ın KKTC’sinde de gidişat Türkiye’den çok da farklı değil. Ada yarısında, TL kullanımı nedeniyle ağır bir ekonomik dibe vurmuşluk, “Sorma gir hanı” ve  Uluslararası tanınmamışlık nedeniyle, Mafya, çete, seks ticareti,  kara para aklama, öğrenci kisvesi altında kaçak yaşam gibi unsurlar ülke insanını her geçen gün yurdundan soğuturken, Eğitim, Sağlık gibi yaşamın olmazsa olmazları ise , kamudaki iflas nedeniyle özele endekslenip, “Parası olmayan ölsün, parası yoksa okumasın” şeklinde sürdürülüyor. Yani bir yandan “İtibardan tasarruf olmaz” mantığıyla Türkiye ve KKTC’de sürekli zenginleşen bir kesim, diğer tarafta ise açlık, sefalet ve yaşamda kalabilmek için boğuşan insanlar. Sağlıkla kalın…

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
245AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin