yaklaşımlarRasıh KeskinerRejime teslim olmayanlar yaşıyor - Rasıh Keskiner
yazarın tüm yazıları:

Rejime teslim olmayanlar yaşıyor – Rasıh Keskiner

Yeniçağ podcastını dinleyin

Doğal olarak her canlı doğar, yaşar veya yaşadığını sanır ve ölür…

Bu süreç içinde canlıların en zalimi insanların bir kısmı para, bir kısmı unvan veya makam sahibi olmak için yaşar. Bu türler genelde etraflarında şakşakçılar, yağcılar ve dalkavuklar barındırırlar. Bu türler kimseyi sevmezler kimseyi beğenmezler menfaatleri ülke ve toplum menfaatlerinin önündedir her zaman. Ama doğa kanun dinlemez, gün gelir gitme vakti gelir ve geldiği gibi gider. Ot gibi yaşadığını sandığı bu diyardan gider. Kısa bir müddet sonra da unutulur gider. Yanındaki yağcıları, dalkavukları bile onu hatırlamaz, başkalarına yağ çekmeye şakşakçılık yapmaya ertesi gün başlar…

Oysa yaşamak ot gibi yaşamak değildir. Bu kısa ömür süresince iz bırakarak gitmektir yaşamak. Gidişinizden yıllar geçse bile hatırlanmaktır yaşamak. Ve hele hele bu yaşam süreci içinde Kurulu faşist yönetimlere, baskıcı zalim ve halkların bağımsız, özgür ve dokunulmaz olması gereken yaşamlarını zehreden Rejimlere karşı mücadele edip teslim olmamaktır yaşamak. Bu diyardan gittikten sonra yıllar geçse de hatırlanmaktır yaşamak. Temiz ve her zaman haksızlıklara başkaldıran isyan eden bir isim geride bırakılabilecek en kıymetli mirastır.

Geçen gün bu rejime başkaldıran, yurtsever Yeni Kıbrıs Partisi kurucu üyelerimizden bir yol arkadaşımızı sonsuzluğa uğurladık. Salih Coşar. Salih yukarıda tarif ettiğim paranın ve makamın değiştirdiği tiplerden değildi ve hiç olmadı. Yıllarca hep bu yaratılan batağın sorumlularına karşı mücadele etti. Kurulu yağma, soygun düzenine karşı mücadelesine TKP de birlikte başladık. Egemenlerin talimatı doğrultusunda “muzur” unsurların TKP’den atılması ile YKP de buluştuk. Ve Rejime karşı kavga orda başladı. Salih’in de aramızda olduğu 76 kurucu üyeye TİT denen karanlıkların örgütü ölüm tehdidi mektuplar gönderdi. Arkasından bombalar patlatıldı. Ardından o da yetmedi Parti binası kurşunlandı. Fakat ne tehditler, ne bombalar ne kurşunlar İnananları korkutmadı daha da bilenmelerine neden oldu. Salih Coşar da korkuyu yenenlerdendi. Korkuyu yenemeyenler miskinleşir. Miskinleşenler sessiz sedasız ölürler ve hiç kimse de kendilerini hatırlamaz, hatırlatmaz. Tarihte hep Baskıcı, soyguncu, yağmacı, halklarına zulüm yapan Rejimlere karşı direnen, kul, köle olmayı reddeden, inandıkları düşünceden zerre kadar sapmayanlar ölmezler yaşarlar.

Salih Coşar hep dik durdu. Düşüncelerinde hiç taviz vermedi. Mensubu olduğu partinin politikalarını her yerde savundu. Şimdi bazıları sokakta mücadele diyor ya, işte Salih Coşar sadece sokakta değil her yerde açık açık konuştu, sadece Girne’de değil kuzeydeki her şehirde, her köyde, her görüştüğü ile tartıştı, bu Rejimi anlattı ve deşifre etti.

43 yıllık yol arkadaşımızdı Salih Coşar. Yaşamı boyunca emeğini ortaya koyarak yaşam sürdü. Sanatçı ruhu belki de onu bu stres dolu mücadelede dinlendiren önemli bir alandı. Eminim onu çok özleyeceğiz.  Ama o sadece beden olarak aramızdan ayrıldı. Çünkü o aramızda yaşıyor ve hep yaşayacaktır. Tıpkı bu yaratılan batakta kurulan çeşitli tuzaklara takılıp zamansız aramızdan ayrılan diğer yol arkadaşlarımız gibi yaşayacaktır. Rejime karşı sürekli isyan halinde olanların bir özelliği de, umutların tükenmeye başladığı anlarda İNATLARININ ortaya çıkmasıdır. İNAT UMUDU YEŞERİR

REJİME TESLİM OLMAYANLAR YAŞIYORLAR YAŞAYACAKTIRLAR. SALİH COŞAR DA BU REJİME TESLİM OLMAYAN OLARAK YAŞIYOR VE YAŞAYACAKTIR.

- Advertisement -spot_img
- Advertisement -spot_img
5,999BeğenenlerBeğen
796TakipçilerTakip Et
1,253TakipçilerTakip Et
216AboneAbone Ol

yazılar

Yeniçağ Podcastını dinleyin